Bu güne kadar siyasetin tarzı farklı idi. Esas olan, seçmeni etkilemek ve oylarını almak idi. Nasıl olsa gelecek seçimlere kadar; seçmenin huzuruna çıkıncaya kadar bir kolayı bulunurdu. Bu uygulamalar yapılırken politikacılar iki nüktenin arkasına saklanıyorlardı. Birincisi, rakipleri olan diğer politikacıların da bir sosyal ve ekonomik projeleri olmadığından hiç kimse bir şey söyleyemeyecektir. İkinci sebep ise 'insan nisyan ile maluldür'; yani seçmen unutkandır. Söylenenleri de, kendisine karşı yapılan yanlışları da unutacaktır, düşüncesinden hareket edilmiştir.
Fakat bu yaklaşım bu seçimde geçerli değil. Çünkü siyaset sahnesine bir güneş gibi doğan BTP, Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin projeleriyle halka iş ve aş temin edecek, üretim patlaması yapacak projelerle siyaset sahnesinde yerini aldı. BTP'nin sosyal ve ekonomik projelerinde kimlere yer yok ki; doğan bebekten tutun da öğrencilere, gençlere, ev hanımlarına, esnafa, çiftçiye, hayvancılık ile meşgul olana, nakliyeciye, sanayiciye, memura, işçiye, emekliye toplumun bütün mensuplarına dönük projeler var. Hatta ölüler bile unutulmamış. Sayın Baş ölüler için de arkalarından hayır dua edecek; milletine, vatanına hizmet edecek bir nesil yetiştireceğini ifade ediyor.
Bunu gören diğer siyasiler halkın nazarında puan kaybettikçe, sayın Baş'ın projelerini bir bir çalmaya başladılar.
BTP dalgalı kura son vereceğim demektedir; Çiller de başladı dalgalı kura son vereceğim demeye;
BTP çiftçinin faiz borcunu sileceğim diyor; Çiller de çiftçinin faiz borcunu sileceğim demeye başladı;
BTP IMF'ye 'hayır' demektedir; Çiller IMF ile tekrar masaya oturup, programda insana önem veren ciddi revizyon yapacağım demeye başladı. AB'nin bütün isteklerine 'koşulsuz evet' diyen Çiller, milletin gözünün içine baka baka hem kopya çekiyor hem de kendi kendiyle çelişkiye düşüyor, üstelik aşırdığı projelere hiçbir kaynak gösteremiyor.
Yalnız Çiller mi, sayın İsmail Cem sanki yıllardan beri hükümette olan kendisi değilmiş gibi, üretimi artıracağından, işsizliği kaldıracağından bahsediyor, eşitsizliği çözeceğim diyor. AB politikalarıyla milleti işsiz bırakan, üretimi durduran ve eşitliğe karşı en büyük darbeyi vuran Cem kalkmış yüzü kızarmadan Prof. Dr. Haydar Baş beye ait olan milli projeden alıntılar yapıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş bey toplumda 'tüketen ve üreten' iki kesim oluşturacağını ifade ediyor. Tüketenlerden vergi alınmayacağını, yıllık geliri 100 milyarın üzerinde olandan vergi alacağını deklere ediyor. Böylece bir denge kuruyor. Bunu duyan Besim Tibuk ise 'vergi almayacağım' diye hemen el çabukluğu ile kamuoyuna duyuru yapıyor. Tabi kaynak gösteremiyor.
Prof. Dr. Haydar Baş bey çalışmalarıyla AB'ye ve IMF'ye karşı toplumda bir bilinç oluşturmuş, kamuoyunun desteğini almıştır. Bunu gören MHP 'karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' misali AB konusunda sonuna kadar taviz vermesine, AB ile ilgili bütün anlaşmaların altına imza atmasına rağmen BTP'nin görüşlerinden aşırmakta, sanki AB'ye karşıymış havası vermek istemektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş bey seçim meydanlarında siyasi görüşü ne olursa olsun bütün seçmenden vekalet istiyor, hemen bu cümle Derviş'in ağzından manşetlere çekiliyor; sanki ekonomide gelinen seviyesizlik Derviş'in eseri değilmiş gibi.
Sayın Cem Uzan'ı geniş geniş yazmaya gerek yok. Vatandaş sayın Uzan kötü bir taklitçi, Haydar hocayı her bakımdan taklit etmeye çalışıyor, ancak başaramıyor demektedir.
Evet bu örnekleri arttırmak mümkün. Artık günümüzde siyasi gündemi Prof. Dr. Haydar Baş belirliyor.
Yapılan kamuoyu yoklamalarında BTP'nin %42.87 lik oranı ve BTP mitinglerinde meydanlara sığmayan mahşeri kalabalıklar vatandaşımızın siyasi taklitçilere pirim vermediğinin en büyük delili.
Fakat bu yaklaşım bu seçimde geçerli değil. Çünkü siyaset sahnesine bir güneş gibi doğan BTP, Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin projeleriyle halka iş ve aş temin edecek, üretim patlaması yapacak projelerle siyaset sahnesinde yerini aldı. BTP'nin sosyal ve ekonomik projelerinde kimlere yer yok ki; doğan bebekten tutun da öğrencilere, gençlere, ev hanımlarına, esnafa, çiftçiye, hayvancılık ile meşgul olana, nakliyeciye, sanayiciye, memura, işçiye, emekliye toplumun bütün mensuplarına dönük projeler var. Hatta ölüler bile unutulmamış. Sayın Baş ölüler için de arkalarından hayır dua edecek; milletine, vatanına hizmet edecek bir nesil yetiştireceğini ifade ediyor.
Bunu gören diğer siyasiler halkın nazarında puan kaybettikçe, sayın Baş'ın projelerini bir bir çalmaya başladılar.
BTP dalgalı kura son vereceğim demektedir; Çiller de başladı dalgalı kura son vereceğim demeye;
BTP çiftçinin faiz borcunu sileceğim diyor; Çiller de çiftçinin faiz borcunu sileceğim demeye başladı;
BTP IMF'ye 'hayır' demektedir; Çiller IMF ile tekrar masaya oturup, programda insana önem veren ciddi revizyon yapacağım demeye başladı. AB'nin bütün isteklerine 'koşulsuz evet' diyen Çiller, milletin gözünün içine baka baka hem kopya çekiyor hem de kendi kendiyle çelişkiye düşüyor, üstelik aşırdığı projelere hiçbir kaynak gösteremiyor.
Yalnız Çiller mi, sayın İsmail Cem sanki yıllardan beri hükümette olan kendisi değilmiş gibi, üretimi artıracağından, işsizliği kaldıracağından bahsediyor, eşitsizliği çözeceğim diyor. AB politikalarıyla milleti işsiz bırakan, üretimi durduran ve eşitliğe karşı en büyük darbeyi vuran Cem kalkmış yüzü kızarmadan Prof. Dr. Haydar Baş beye ait olan milli projeden alıntılar yapıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş bey toplumda 'tüketen ve üreten' iki kesim oluşturacağını ifade ediyor. Tüketenlerden vergi alınmayacağını, yıllık geliri 100 milyarın üzerinde olandan vergi alacağını deklere ediyor. Böylece bir denge kuruyor. Bunu duyan Besim Tibuk ise 'vergi almayacağım' diye hemen el çabukluğu ile kamuoyuna duyuru yapıyor. Tabi kaynak gösteremiyor.
Prof. Dr. Haydar Baş bey çalışmalarıyla AB'ye ve IMF'ye karşı toplumda bir bilinç oluşturmuş, kamuoyunun desteğini almıştır. Bunu gören MHP 'karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' misali AB konusunda sonuna kadar taviz vermesine, AB ile ilgili bütün anlaşmaların altına imza atmasına rağmen BTP'nin görüşlerinden aşırmakta, sanki AB'ye karşıymış havası vermek istemektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş bey seçim meydanlarında siyasi görüşü ne olursa olsun bütün seçmenden vekalet istiyor, hemen bu cümle Derviş'in ağzından manşetlere çekiliyor; sanki ekonomide gelinen seviyesizlik Derviş'in eseri değilmiş gibi.
Sayın Cem Uzan'ı geniş geniş yazmaya gerek yok. Vatandaş sayın Uzan kötü bir taklitçi, Haydar hocayı her bakımdan taklit etmeye çalışıyor, ancak başaramıyor demektedir.
Evet bu örnekleri arttırmak mümkün. Artık günümüzde siyasi gündemi Prof. Dr. Haydar Baş belirliyor.
Yapılan kamuoyu yoklamalarında BTP'nin %42.87 lik oranı ve BTP mitinglerinde meydanlara sığmayan mahşeri kalabalıklar vatandaşımızın siyasi taklitçilere pirim vermediğinin en büyük delili.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- İsrail-Türkiye savaşına doğru mu? / 20.07.2025
- Ahrazlık töreye sığar mı? / 19.07.2025
- Milletin adı belli: Türk milleti / 17.07.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş: Milletin adamı, insanlığın kazanımı / 16.07.2025
- Barış mı, pazarlık mı? / 14.07.2025
- Cumhurbaşkanına hakaret, anayasanın temel niteliklerine saldırı ve terörsüz Türkiye / 13.07.2025
- Abdullah Öcalan’ın videolu açıklaması: Barış mı, pazarlık mı? / 12.07.2025
- Emekliler baş tacıdır, hakkı teslim edilmeli! / 06.07.2025
- Kerbelâ ruhu bizi diriltecek olandır / 05.07.2025
- Kemer sıkılıyor, emekli boğuluyor / 28.06.2025
- Ahrazlık töreye sığar mı? / 19.07.2025
- Milletin adı belli: Türk milleti / 17.07.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş: Milletin adamı, insanlığın kazanımı / 16.07.2025
- Barış mı, pazarlık mı? / 14.07.2025
- Cumhurbaşkanına hakaret, anayasanın temel niteliklerine saldırı ve terörsüz Türkiye / 13.07.2025
- Abdullah Öcalan’ın videolu açıklaması: Barış mı, pazarlık mı? / 12.07.2025
- Emekliler baş tacıdır, hakkı teslim edilmeli! / 06.07.2025
- Kerbelâ ruhu bizi diriltecek olandır / 05.07.2025
- Kemer sıkılıyor, emekli boğuluyor / 28.06.2025