Detaylara girmiyorum. Geldiğimiz durum ortada. Ekonomik abluka devam ediyor ve bu ablukanın daha da sıkıştırılacağını yerli-yabancı ekonomistler ifade ediyor.
Sayın Erdoğan, "Bu saldırıların hedefi şahsım değildir, Türkiye'dir, İslam'dır" diyor. Eyvallah! Başta iktidar olmak üzere siyaset, medya ve toplumun bütün kesimlerinden bu tehditlere karşı beraber olmalıyız, kenetlenmeliyiz, cümleleri kuruluyor. Eyvallah!
Hatta "Hepimiz aynı gemideyiz" söylemi ile birliktelik vurgusu her tarafa yayılıyor. Eyvallah!
Bu vatan bizim, bağımsızlık; insan için, iman için en büyük nimetlerdendir. İçerde ne kadar sorunumuz olursa olsun bağımsızlığın kıymetini bilmek zorundayız. Bu gemiyi su üstünde tutmak, yüzdürmek zorundayız. Hepsine Eyvallah!
Eyvallah da, bu gemiyi içerden delenler var. Geminin ambarlarını boşaltanlar var. Geminin içinde dost görünümlü düşmanlar var. Geminin içinde hizipleşme çıkarmak isteyenler var. Farelerden önce gemiyi terk edenler var.
Nizamülmülk'ün, siyasetname eserinden bir hikâye aktarayım:
"Rivayet ederler ki, bir zaman Gazne şehrinde bütün fırıncılar kapılarını uzun zaman kapadılar.
Ekmek az bulununca fakirler ve garipler sıkıntıya düştüler ve Sultana fırıncıların, kendilerine zulmettiği şeklinde şikâyette bulundular.
Sultan, fırıncıları huzuruna çağırdı; "Niçin ekmek çıkarmıyorsunuz?" diye sordu.
Fırıncılar; "Şehre gelen bütün buğday ve unları, 'emir böyledir' diye alıp saray ambarına dolduruyorlar. Bizim bir kilo buğday almamıza bile izin vermiyorlar" diye cevap verdiler.
Bu cevap karşısında şaşkına dönen Sultan, saray fırıncılarının hepsini fillerin ayakları altına atılmalarını emretti. Filler, saray fırıncılarını ayakları altına alarak ezdi.
Ölen saray fırıncılarını, fillerin hortumlarına asarak şehirde dolaştırırken bir münadi de şöyle sesleniyordu; "Hangi fırıncı iş yerini açmazsa, ona da aynı ceza tatbik edilecektir."
Aynı gün ambarlar açıldı, fırınlar çalışmaya başladı. Halk ekmeğini aldı?"
Gelelim bizim gemiye. Devlet yöneticilerimizden, tabii ki bugün böyle bir yaptırım veya cezalandırma yöntemi kimse beklemiyor. Ama beklediğimiz açıklamalar, tedbirler ve yaptırımlar da yok, değil.
Mesela! Son iki yılda 12 bin milyoner ülkemizi terk ediyor. Son altı ayda yurt içinden 4,1 milyar dolar para yurt dışına çıkarılıyor.
Gemiden malları ile kaçanları bilmek ve bunlar hakkında ne gibi hukuki yaptırımlar devreye konulacak öğrenmek istiyorum.
'Hepimiz aynı gemideyiz' Eyvallah da, dolar 7,20 TL olduğunda ne kadar dolar bozduruldu? Kimler bozdurdu, bilmek istiyorum.
Devletin Bankasında akıl almaz bir işlem gerçekleşiyor. Müdür bir açıklama yapıyor, o kadar. Aynı gemideyiz, eyvallah da, böyle bir skandal illaki bedel ister. Onun dışında kim, kaç dolar bozdurdu, bunları da bilmek istiyorum.
Aynı gemideyiz ama ağzımızın tadı kaçtı. Her tarafta şarbon haberleri. Bu daha büyük bir skandal. Bedel ister ama ortada, 'sakin olun, endişelenmeyin' dışında bir duruş, açıklama da yok.
Büyük marketlerin bir gecede yüzlerce ürüne zam yaptığını, fiyat artışı yanında gramaj düşüşleri gerçekleştirildiğini görüyoruz. Aynı gemideyiz. Eyvallah da! Gemiyi bırakıp, malının derdine düşenler için ne gibi hukuki ve ekonomik yaptırımlar uygulanacak, merak ediyorum.
Gemi ile ilgili daha çok başlık var ama? deyip bırakalım.
Sayın Erdoğan, "Bu saldırıların hedefi şahsım değildir, Türkiye'dir, İslam'dır" diyor. Eyvallah! Başta iktidar olmak üzere siyaset, medya ve toplumun bütün kesimlerinden bu tehditlere karşı beraber olmalıyız, kenetlenmeliyiz, cümleleri kuruluyor. Eyvallah!
Hatta "Hepimiz aynı gemideyiz" söylemi ile birliktelik vurgusu her tarafa yayılıyor. Eyvallah!
Bu vatan bizim, bağımsızlık; insan için, iman için en büyük nimetlerdendir. İçerde ne kadar sorunumuz olursa olsun bağımsızlığın kıymetini bilmek zorundayız. Bu gemiyi su üstünde tutmak, yüzdürmek zorundayız. Hepsine Eyvallah!
Eyvallah da, bu gemiyi içerden delenler var. Geminin ambarlarını boşaltanlar var. Geminin içinde dost görünümlü düşmanlar var. Geminin içinde hizipleşme çıkarmak isteyenler var. Farelerden önce gemiyi terk edenler var.
Nizamülmülk'ün, siyasetname eserinden bir hikâye aktarayım:
"Rivayet ederler ki, bir zaman Gazne şehrinde bütün fırıncılar kapılarını uzun zaman kapadılar.
Ekmek az bulununca fakirler ve garipler sıkıntıya düştüler ve Sultana fırıncıların, kendilerine zulmettiği şeklinde şikâyette bulundular.
Sultan, fırıncıları huzuruna çağırdı; "Niçin ekmek çıkarmıyorsunuz?" diye sordu.
Fırıncılar; "Şehre gelen bütün buğday ve unları, 'emir böyledir' diye alıp saray ambarına dolduruyorlar. Bizim bir kilo buğday almamıza bile izin vermiyorlar" diye cevap verdiler.
Bu cevap karşısında şaşkına dönen Sultan, saray fırıncılarının hepsini fillerin ayakları altına atılmalarını emretti. Filler, saray fırıncılarını ayakları altına alarak ezdi.
Ölen saray fırıncılarını, fillerin hortumlarına asarak şehirde dolaştırırken bir münadi de şöyle sesleniyordu; "Hangi fırıncı iş yerini açmazsa, ona da aynı ceza tatbik edilecektir."
Aynı gün ambarlar açıldı, fırınlar çalışmaya başladı. Halk ekmeğini aldı?"
Gelelim bizim gemiye. Devlet yöneticilerimizden, tabii ki bugün böyle bir yaptırım veya cezalandırma yöntemi kimse beklemiyor. Ama beklediğimiz açıklamalar, tedbirler ve yaptırımlar da yok, değil.
Mesela! Son iki yılda 12 bin milyoner ülkemizi terk ediyor. Son altı ayda yurt içinden 4,1 milyar dolar para yurt dışına çıkarılıyor.
Gemiden malları ile kaçanları bilmek ve bunlar hakkında ne gibi hukuki yaptırımlar devreye konulacak öğrenmek istiyorum.
'Hepimiz aynı gemideyiz' Eyvallah da, dolar 7,20 TL olduğunda ne kadar dolar bozduruldu? Kimler bozdurdu, bilmek istiyorum.
Devletin Bankasında akıl almaz bir işlem gerçekleşiyor. Müdür bir açıklama yapıyor, o kadar. Aynı gemideyiz, eyvallah da, böyle bir skandal illaki bedel ister. Onun dışında kim, kaç dolar bozdurdu, bunları da bilmek istiyorum.
Aynı gemideyiz ama ağzımızın tadı kaçtı. Her tarafta şarbon haberleri. Bu daha büyük bir skandal. Bedel ister ama ortada, 'sakin olun, endişelenmeyin' dışında bir duruş, açıklama da yok.
Büyük marketlerin bir gecede yüzlerce ürüne zam yaptığını, fiyat artışı yanında gramaj düşüşleri gerçekleştirildiğini görüyoruz. Aynı gemideyiz. Eyvallah da! Gemiyi bırakıp, malının derdine düşenler için ne gibi hukuki ve ekonomik yaptırımlar uygulanacak, merak ediyorum.
Gemi ile ilgili daha çok başlık var ama? deyip bırakalım.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024