logo
18 NİSAN 2024

Taviz vererek güçlü olunmaz

14.12.2019 00:00:00

Türkiye'nin, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonraki dönemi bugüne kadar, Atatürk'ün büyük fedakârlıklarla ortaya koyduğu devrim niteliğindeki kazanımları harcamaya yönelik olmuştur.

Atatürk'ün bağımsızlık duruşundan sapan ve de okyanus ötesinden ya da Brüksel'den icazetle şekillenen bu dış politika anlayışı, Cumhuriyet kazanımlarımızın bir bir elimizden çıkmasına neden olmuştur.

Borca ve ithal akla dayalı ekonomi, taviz vermeye dayalı iç ve dış politika, esasen Ata'mızın "bağımsızlık benim karakterimdir" duruşuna, tam bağımsızlık esaslarına ve milli çizgiye uymayan bir politikaydı. Borç alırsan emir alırsın, taviz verirsen hiçbir gücün kalmaz.

Bir de borç aldığın ve taviz verdiğin iradeler senin toprakların üzerinde menfur hesapları olanlarsa işte o zaman düşmanlarına caydırıcı değil, cesaret verici olursun. İstediklerini altın tepside onlara sunan olursun.

Bakın önceki akşam, sözde stratejik ortağımız, yıllardır iktidarıyla muhalefetiyle ülkemizi yöneten kadroların icazet için peşinde koştuğu, bağımlı politikalar sebebiyle dolarına muhtaç olduğumuz, dış politikada bir dediğini iki etmediğimiz ABD'nin Senatosu "oy birliğiyle" "sözde soykırım" tasarısını kabul etti. 

Oy birliğiyle; yani oylamaya katılan senatörlerden hiçbirisi "hayır" demedi, itiraz etmedi. ABD bu kadar dost(!) bu kadar müttefik(!) yani…

Bildiğiniz gibi soykırım tasarısı, "1915 yılında Türkler Ermenileri soykırıma tabi tutmuştur, Türkler katildir" tasarısıdır. Tarihi gerçeklerle örtüşmeyen bu iddiaların, yerli ve yabancı tüm arşiv kayıtlarına göre bir iftira ve karalama kampanyası olduğu defalarca ispatlanmıştır. 

Ama Batılı sözde müttefik ülkelerin üst üste bu kararları alması, vatan toprakları üzerinde menfur hesapları olduklarının açık bir göstergesi, Sevr sürecinin devam ettiğinin bir ispatıdır; bilimsel değil, siyasidir.

Yetkililerimiz yaptıkları açıklamalarda ABD Senatosu'nun bu kararının "yok hükmünde" olduğunu, yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığının olmadığını ifade ettiler. 

Fakat ABD kanunlarına göre bir gerçek var: Bir tasarı, ABD Temsilciler Meclisi'nde 3'te 2 çoğunlukla kabul edilir, ardından da ABD Senatosu'nda da 3'te 2 çoğunlukla kabul edilirse, ABD Başkanı'nın veto yetkisi kalkar ve tasarı zorunlu olarak kabul edilir.

29 Ekim'de yapılan Temsilciler Meclisi oylamasında, tasarı 405 "evet," 11 "hayır" oyuyla büyük bir çoğunlukla kabul edildi.

Önceki gün de ABD Senatosu'nda başta da belirttiğimiz gibi hiçbir "hayır" oyu olmadan oy birliğiyle kabul edildi. Yani karar yok hükmünde değil, maalesef bitti.

Gördüğünüz gibi, taviz verdik verdik geldiğimiz sonuç ne, adamlar size "katilsiniz" diyor. 

İş bununla da sınırlı kalsa iyi… 

Bunun ardından tazminat ve toprak talebi gelecek.

Bu güncel örnekten de anladığımız gibi, uyguladığımız bağımlı ekonomik, siyasi ve askeri politikalar bizi asla doğru bir sonuca götürmüyor. 

"Ülkemizi ve milletimizi güçlü kılacak bir dış politika nasıl olmalıdır" derseniz, "Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde ortaya koyduğu Milli Devlet anlayışındaki dış politika dışında hiçbir çözüm yok" derim.

Ve Milli Devlet tezinin dış politika maddelerine devam edelim:

* Türkiye'yi, öncesinde bölgesinde lider, sonra dünyada adaletli hâkim bir noktaya taşıyacak bir dış politika izlenecektir. 

* Bu politikalar devleti ouşturan bütün kurumların ittifakı ile belirlenecektir.

* Tarihten gelen birikim, geçmişten devralınan mirasın oluşturduğu potansiyel güç ve Müslüman Türk kimliği ile bugün de, geçmişteki gücümüze ulaşmamız hiç de zor olmayacaktır.

* Adaletli insan modelinden yola çıkarak, dünyada adil devlet modeli ortaya konacaktır.

* Kırmızı çizgiler tekrar belirlenecek ve tavizsiz uygulanacaktır.

* Bağımsız bir dış politikanın uygulanmasına geçilecektir.

* Uluslar arası ilişkilerde tek taraflı "uydu" veya "maşa" devlet olmak yerine, karşılıklı menfaatler dikkate alınarak müttefikler ve tüm ilişkiler tekrar belirlenecektir.

* Dış borca dayalı bir ekonomi idaresi, neticede borç alınan ülkeye esareti doğurur. Bu bağlamda tüm borçlar ödenecek ve asla yeni borç alınmayacaktır.

* Türkî Cumhuriyetlerin, İslam dünyasının ve aslında ezilen tüm ülkelerin beklediği adaletli baş olacak bir dış politika izlenecektir.

* Kalkınmakta olan ülkelerin her türlü kalkınma ve yatırım hamlelerinde, sömüren bir mantıkla değil, adalet sahibi bir baş olmanın gereği olarak onlara destek olunacaktır.

* Türkiye lider ülke konumuna sömürerek değil, ikram ederek getirilecektir.

* Uluslar arası hukukun kabul edildiği Tahkim ve benzeri anlaşmalar yerine, hukuki sahada da karşılıklılık esasına göre yeni anlaşmalara gidilecektir.

* Bugün insanlık, adaleti hâkim kılacak, insanlığı ve insan haklarını milletlere yaşatacak gerçek lider bir ülkeyi bekliyor.

* İşte Türk milleti, tarihi ile kimliği ile donanımı ile bugün sahip olduğu Milli Ekonomi Modeli'ne dayanan Milli Devlet anlayışı ile bunu başaracak güçtedir.

Elbette ki okyanus ötesinden, Brüksel'den icazet peşinde koşan siyasilerden vazgeçip, Milli Ekonomi Modeli ve Milli Devlet tezi gibi gerçek milli politikaları olan Prof. Dr. Haydar Baş'la beraber olmayı tercih ederse…

 
Murat Çabas / diğer yazıları
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
CHP parlamenter sistem hedefinden vaz mı geçti?
Yeni anayasada kritik düğüm
3 kişi gözaltına alındı
İşletme belgesi iptal edildi
'Sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar'
CHP'ye seçim mesajı
TFF Başkanlığı için ilk aday çıktı
"Söz veriyoruz sizi mahcup etmeyeceğiz"
Milletvekili Bursalı'ya 'ıstakoz' tepkisi sürerken
Türkiye'deki fiyatları araştırdık
Cari işlemler 3.2 milyar dolar açık verdi
Temel neden: Altın ve enerji ithalatı
İhracatta 'miktar' arttı, 'değer' düştü
Emeğimiz daha ucuza gidiyor!
Nimbus Projesi ile İsrail ne yapmak istiyor?
Google çalışanları protesto etti
Sivas-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri başlıyor
7 saat 18 dakika sürecek
Selvi'den dikkat çeken Kavala çıkışı
'Türkiye'ye ne yararı var?'
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
CHP parlamenter sistem hedefinden vaz mı geçti?
Yeni anayasada kritik düğüm
3 kişi gözaltına alındı
İşletme belgesi iptal edildi
'Sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar'
CHP'ye seçim mesajı
TFF Başkanlığı için ilk aday çıktı
"Söz veriyoruz sizi mahcup etmeyeceğiz"
Milletvekili Bursalı'ya 'ıstakoz' tepkisi sürerken
Türkiye'deki fiyatları araştırdık
Cari işlemler 3.2 milyar dolar açık verdi
Temel neden: Altın ve enerji ithalatı
İhracatta 'miktar' arttı, 'değer' düştü
Emeğimiz daha ucuza gidiyor!
Nimbus Projesi ile İsrail ne yapmak istiyor?
Google çalışanları protesto etti
Sivas-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri başlıyor
7 saat 18 dakika sürecek
Selvi'den dikkat çeken Kavala çıkışı
'Türkiye'ye ne yararı var?'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.