Tayyip Amca: ‘Rabbime kavuşunca seni şikayet edeceğim’
Nasıl da unuttular mazlumları? Kimisi daha anne karnındaydı. Kimisi anne kucağında, kimisi beşiğinde, Kimisi yeni emekliyor, kimisi yeni yeni yürüyordu.
Hepsini katlettiler, havaya uçurdular, diri diri bina enkazlarına gömdüler. Ne anaları kaldı ne babaları ne de ataları.
Hayatta olan ama her an ölümü bekleyen Gazzeli Danya Ebu Muhsin adlı küçük kızımız bu vahşeti, zulmü, soykırım; 'Tayyip amca senden çok umutluydum. Güçlü ordularına rağmen bizi kurtarmadın. Beni hayal kırıklığına uğrattın. Sana kırgınım. Rabbime varınca O'na, seni şikayet edeceğim' cümleleriyle başlayan bir mektup yazdı.
Gazzeli bu yavrumuzun mektubu, Erdoğan'ın mahallesinden yayın yapan Akit Tv'de okundu. Demek ki onlarda vicdan (!) yapmışlar.
Bakın Gazzeli Danya yavrumuz neler yazmış
"Erdoğan amca, adım Danya Ebu Muhsin. Siyonist 'İsrail' bütün ailemi öldürdü. Babamı, annemi, kardeşlerimi hepsini öldürdü.
Allah'a şükür bombalamada sağ bacağımı kaybettikten sonra sadece beni hayatta bıraktı. Benimle ailemin başına gelenlere çok ama çok üzüldüm. Allah'tan, onlara rahmet dilemekten başka elimden hiçbir şey gelmiyor. Her şeye rağmen Allah'a şükrediyorum.
Ama Tayyip amca, benim tek beklentim ve umudum sendin. Senden çok umutluydum. Bizi yalnız bırakmaz, mutlaka bize destek çıkacak ve yardıma gelecek diye seni çok bekledik ama ne yazık ki sen de, bize yardıma gelmedin.
Oysa bütün Gazze halkı, seni zulme ve adaletsizliğe karşı çıkan haksızlığı kabul etmeyen ve her yerde mazlum Müslümanları destekleyen imdada yetişen bir Müslüman lider olarak tanıdı, bildi.
Tayyip amca fiilen yanımızda olamadığın ve imdadımıza koşamadığın için sana küskün ve kırgınım.
Rabbime kavuşunca O'na, seni şikayet edeceğim. Bizi hayal kırıklığına uğrattığın ve bize yapılan zulme mani olmadığın için.
Ayrıca Allah'ın Rasulü'ne de güçlü ordunuzun varlığa rağmen Amerika ve tüm kafirlerin Siyonist İsrail'e fiilen yardım ettiği gibi bize yardım etmek ve bizi ölümden kurtarmak üzere gücünüzü ve ordunuzu göndermediğinizi anlatacağım. Allah bana yeter ve O ne güzel vekildir."
Kızım senden özür, Allah'tan (c.c) af diliyorum. Kalemlerimiz ile gönüllerimiz ile zalime karşı olduk, oluyoruz ama bizim gücümüz bu zulmü durdurmaya yetmedi.
Ah kızım ah! Sen, Tayyip amcanı hiç tanımammışsın. Gerçi o yıllarda sen dünyada henüz gelmemiştin.
Irak'ta yüz yılın katliamı yapılmıştı. 1 milyondan fazla Müslüman katledilmiş, yüz binlerce Müslüman kadın planlı bir şekilde vahşice tecavüze uğramıştı.
Irak işgalinden üç ay önce Türkiye'ye gelen ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz, yaptığı görüşmelerden sonra şu açıklamayı yapmıştı; "Biz, Irak'a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi."
Nur bacımızın feryadı
Ah Danya kızım. Bugün sesiz sesinizi duymayanlar dünde Nur Bacının feryadını duymamıştı. O da mektup yazmıştı ve şöyle diyordu;
"Bismillahirrahmanirrahim
Allah için bizleri öldürün! Halkıma, Ramadi'nin, Halidiye'nin ve Felluce'nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara…
Siz, sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup, sevdiklerinizle bir arada otururken, sizler derin uykuda iken Amerikalıların, bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim!
* * *
Siz, ey bizim dinî liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler! Amerikalıların, bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvanî eziyetler karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz?
Peygamber Efendimizin "en değerli hazineniz" buyurduğu haysiyet ve şerefinizi çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi Amerikalılara ve Siyonistlere mi sattınız? Haysiyet ve şerefinizi ne çabuk kaybettiniz?
* * *
Burada yapılanlar, Siyonistlerin hapishanelerde Filistinli gençlere ve kadınlara yaptıklarından daha berbat.
Orada fizikî işkence yapıyorlardı. Oysa burada her gün ırzımıza geçiyorlar. Vahşi, kana susamış hayvanlar gibi bedenlerimize saldırıyorlar. Avazımız çıktığı kadar çığlıklar atıyoruz; ama kimsenin bizi duyduğu yok!
Elinize geçen bütün silahlarla bu hapishaneye saldırın! Hem onları hem de bizleri öldürün! Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin! Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme razıyız!
… Allah rızası için! Size yalvarıyoruz." Bacınız Nur.
Evet, o çığlığı duysaydılar bugün ne sen, ne de Müslümanlar bu zulme uğramayacaktı.
Allah (c.c) şahidimdir ki bizler, sizin gibi masumların sesi olmaktan hiç korkmadık, çekinmedik. Çünkü 'zulme bırak desteği neden sessiz kaldınız' sorusuna muhatap olmaktan, Allah'a vereceğimiz hesaptan korktuk.
- Abdullah Öcalan, Bahçeli’den de, Erdoğan’dan da basiretliymiş / 02.12.2024
- Sosyal devlet ancak BTP ile mümkün / 01.12.2024
- Sosyal devletten demokratik krallığa / 30.11.2024
- Kıbrıs’a NATO kılıfı / 29.11.2024
- Jennifer Lopez, Sudeysi, Kabe ve Erdoğan / 28.11.2024
- AKP ve MHP, Türkiye’nin gerçek düşmanını perdeliyor / 27.11.2024
- Tam bağımsız Türkiye için vakit tamam, söz konusu vatandır / 25.11.2024
- Sinirde Avrupa’da birinci dünyada ikinci olmuşuz / 24.11.2024
- Tarımı bitirdiler… Şahidim Sayın Erdoğan’dır / 23.11.2024