Prof. Dr. Haydar Baş, 2011 yılında Ehl-i Beyt açılımı başlattı. Sayın Baş attığı bu tarihi adım aslında ülkemiz ve İslam dünyasının huzura, güvene, bağımsızlığa, Haçlı tekelinden kurtulmaya, özgürlüğe atılan bir adımdı. "Sırat-i Müstakime" çağıran bir adımdı.
Sayın Baş, Cuma günkü yazısında da belirttiği gibi 2011'de Bursa'da düzenlenen Ehl-i Beyt konferansına Şii ve Sünni dünyadan onlarca alim katılmış, İslam dünyasının vahim durumu konuşulmuş ve tek kurtuluşun "Ehl-i Beyt" etrafından bir ve beraber olmaktan geçtiği konusunda ittifak sağlanmış, hatıra fotoğrafında Sayın Baş'ın elini Sünnisi, Şiası, Alevisi, Şafisi, Hanefisi tutarak adeta Allah-u Teala'nın, "Ancak müminler kardeştir" emrini canlandırmışlardı.
Evet, anacak ve ancak müminler kardeştir. Müslüman Müslüman'ı hor göremez, kim güdemez, zulmedemez, zulmüne rıza göstermez, yarım kelime dahi katkıda bulunamaz, sessiz kalamaz. Hele hele Müslüman'ı hiç katledemez. Katlederse ona Müslüman denmez. (Nisa 93) Sayın Baş'ın dediği gibi, "Müslüman öldürmek kafir işidir."
Ülkemiz ve İslam dünyasının tam bağımsızlığı ve Müslümanların huzur ve özgürlüğü için bir ittifak şarttır. O ittifakta İmam Ali'de birleşmektir. Ali dışında yapılacak her ittifak batıldır, küfrün kapısıdır.
Şimdi 34 İslam ülkesinin bir araya gelerek bir ittifak oluşturduğu açıklanıyor. Neymiş, IŞİD'ı bitireceklermiş. Bu büyük bir yalan. Kim için bir araya geldikleri çok açık. Anlamayanlar için sokak anlatımıyla birkaç fasıl daha açayım.
Mesela! IŞİD'ın en büyük düşmanlarından biri İran. Bu ittifakta neden İran yok. Bir diğeri topraklarını işgal ettikleri Suriye? Erdoğan kabul etmese de Suriye bir devlet ve BM'de temsil ediliyor. Madem mesele IŞİD (!), neden Suriye bu ittifakta yok. Ya Irak! Irak, IŞİD zulmünden hiç çekmedi mi? Afganistan'da, Yemen'de Müslüman yok mu ki, bu ittifaka davet edilmedi?
Kısacası bu ittifak IŞİD'da karşı bir ittifak değil. Ya kime karşı? Cevabı sonra yazacağım. Şimdi ülkemizden bu ittifaka bakalım.
Bugün iktidar olan anlayış Vahhabiliği, İslam dışı olarak görür ve anlatırlardı. Mısırlı Hüsnü Mübarek, Amerikan uşağıydı. Tunus'ta sokakta bile başörtüsünün yasaklandığını bu zihniyetten öğrendik. Kaddafi barbar, Saddam ise zaten adam değildi, derlerdi. Kısaca aynen bugün olduğu gibi dünde, "bizden başka her şey batıl, herkes yalan" mantığıyla dünyaya ve Müslümanlara bakar, öyle anlatırlardı.
İktidar oldular. Saddam'ı ve Irak halkını ABD'ye elleriyle teslim ettiler. Aynı el ile Kaddafi ve Libya'yı Avrupa'ya teslim etti. Bu teslimatlarda milyonlarca Müslüman katledildi.
Mübarek ile işler iyi gidiyordu. Hatta laikliği bile tavsiye ettiler ki, Mübarek gitti, Mürsi geldi. Bu gidiş ve gelişlerde binlerce Müslüman katledildi. Mürsi'de gitti ve Sisi geldi. Yine binlerce Müslüman katledildi. Ülkemizi yönetenler, "biz, Mursi'yi isteriz" diye tutturdular. "Zalim sisi, katil Sisi" dediler.
Şimdi ise dün İslam dışı mezhep, zalim, katil, darbeci, ABD uşağı, İsrail hizmetkarı vs. dedikleriyle bugün bir ittifak kuruyorlar ve adına İslam ülkeleri ittifakı, diyorlar.
Bu Sünni ittifakı değil huni itifakıdır. Nasıl yani derseniz? Bu ittifakı oluşturan bu devletlerin yöneticilerine bir bakın, devletlerin izledikleri politikaları gözetleyin başlarında koskoca bir "huni" göreceksiniz. Huninin sahibi mi? Tabii ki ABD?
Türkiye bu ittifakta yer alamaz
Bu ittifak gerçekten bir "İslam ittifakı" olsa bile Türkiye bu ittifakta yer alamaz. Neden mi? "AB ile Katolik nikâhı kıyan, topraklarını NATO toprağı" ilan eden bir devlet nasıl olurda "İslam ittifakına" alınır!
Yani ortada Sünni bir ittifak yok. İlla bir ad lazımsa "suni veya huni ittifak" diyebilirsiniz.
Asıl ittifak nedir? Sünni âlimlerin ittifakıdır. Neye ittifak ettiler? Allah'ın emrine, Resulünün tebliğine, surat-i Müstakime.
(devam edecek)
Sayın Baş, Cuma günkü yazısında da belirttiği gibi 2011'de Bursa'da düzenlenen Ehl-i Beyt konferansına Şii ve Sünni dünyadan onlarca alim katılmış, İslam dünyasının vahim durumu konuşulmuş ve tek kurtuluşun "Ehl-i Beyt" etrafından bir ve beraber olmaktan geçtiği konusunda ittifak sağlanmış, hatıra fotoğrafında Sayın Baş'ın elini Sünnisi, Şiası, Alevisi, Şafisi, Hanefisi tutarak adeta Allah-u Teala'nın, "Ancak müminler kardeştir" emrini canlandırmışlardı.
Evet, anacak ve ancak müminler kardeştir. Müslüman Müslüman'ı hor göremez, kim güdemez, zulmedemez, zulmüne rıza göstermez, yarım kelime dahi katkıda bulunamaz, sessiz kalamaz. Hele hele Müslüman'ı hiç katledemez. Katlederse ona Müslüman denmez. (Nisa 93) Sayın Baş'ın dediği gibi, "Müslüman öldürmek kafir işidir."
Ülkemiz ve İslam dünyasının tam bağımsızlığı ve Müslümanların huzur ve özgürlüğü için bir ittifak şarttır. O ittifakta İmam Ali'de birleşmektir. Ali dışında yapılacak her ittifak batıldır, küfrün kapısıdır.
Şimdi 34 İslam ülkesinin bir araya gelerek bir ittifak oluşturduğu açıklanıyor. Neymiş, IŞİD'ı bitireceklermiş. Bu büyük bir yalan. Kim için bir araya geldikleri çok açık. Anlamayanlar için sokak anlatımıyla birkaç fasıl daha açayım.
Mesela! IŞİD'ın en büyük düşmanlarından biri İran. Bu ittifakta neden İran yok. Bir diğeri topraklarını işgal ettikleri Suriye? Erdoğan kabul etmese de Suriye bir devlet ve BM'de temsil ediliyor. Madem mesele IŞİD (!), neden Suriye bu ittifakta yok. Ya Irak! Irak, IŞİD zulmünden hiç çekmedi mi? Afganistan'da, Yemen'de Müslüman yok mu ki, bu ittifaka davet edilmedi?
Kısacası bu ittifak IŞİD'da karşı bir ittifak değil. Ya kime karşı? Cevabı sonra yazacağım. Şimdi ülkemizden bu ittifaka bakalım.
Bugün iktidar olan anlayış Vahhabiliği, İslam dışı olarak görür ve anlatırlardı. Mısırlı Hüsnü Mübarek, Amerikan uşağıydı. Tunus'ta sokakta bile başörtüsünün yasaklandığını bu zihniyetten öğrendik. Kaddafi barbar, Saddam ise zaten adam değildi, derlerdi. Kısaca aynen bugün olduğu gibi dünde, "bizden başka her şey batıl, herkes yalan" mantığıyla dünyaya ve Müslümanlara bakar, öyle anlatırlardı.
İktidar oldular. Saddam'ı ve Irak halkını ABD'ye elleriyle teslim ettiler. Aynı el ile Kaddafi ve Libya'yı Avrupa'ya teslim etti. Bu teslimatlarda milyonlarca Müslüman katledildi.
Mübarek ile işler iyi gidiyordu. Hatta laikliği bile tavsiye ettiler ki, Mübarek gitti, Mürsi geldi. Bu gidiş ve gelişlerde binlerce Müslüman katledildi. Mürsi'de gitti ve Sisi geldi. Yine binlerce Müslüman katledildi. Ülkemizi yönetenler, "biz, Mursi'yi isteriz" diye tutturdular. "Zalim sisi, katil Sisi" dediler.
Şimdi ise dün İslam dışı mezhep, zalim, katil, darbeci, ABD uşağı, İsrail hizmetkarı vs. dedikleriyle bugün bir ittifak kuruyorlar ve adına İslam ülkeleri ittifakı, diyorlar.
Bu Sünni ittifakı değil huni itifakıdır. Nasıl yani derseniz? Bu ittifakı oluşturan bu devletlerin yöneticilerine bir bakın, devletlerin izledikleri politikaları gözetleyin başlarında koskoca bir "huni" göreceksiniz. Huninin sahibi mi? Tabii ki ABD?
Türkiye bu ittifakta yer alamaz
Bu ittifak gerçekten bir "İslam ittifakı" olsa bile Türkiye bu ittifakta yer alamaz. Neden mi? "AB ile Katolik nikâhı kıyan, topraklarını NATO toprağı" ilan eden bir devlet nasıl olurda "İslam ittifakına" alınır!
Yani ortada Sünni bir ittifak yok. İlla bir ad lazımsa "suni veya huni ittifak" diyebilirsiniz.
Asıl ittifak nedir? Sünni âlimlerin ittifakıdır. Neye ittifak ettiler? Allah'ın emrine, Resulünün tebliğine, surat-i Müstakime.
(devam edecek)
Akın Aydın / diğer yazıları
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024