Tekstilcilerimiz dertlerine çare arıyorlar. Bulabilecekler mi? Mevcut ekonomi politikalarına göre imkansız. Neden mi? Tekstilcilerimizin bu hale gelmesindeki en büyük faktör mevcut ekonomi politikalarıdır da ondan. Mevcut politikaları uygulayan siyasilerimiz, bu politikalar konusunda bize emir hükmünde tavsiyelerde bulunan IMF ve Dünya Bankası yetkilileri, mevcut ekonomik durumun gayet iyi olduğunda hemfikir.Mevcut ekonomiden nemalanan ve oturdukları yerden, hayallerinde bile göremedikleri paraları kazanan yerli ve yabancı rantiyeciler de bu gidişattan gayet memnun.Bu arada kolay para kazananların sözcülüğünü yapan basın da yoğun bir propaganda ile ekonomideki güzellikten, toz pembelikten bahsedip duruyor.Tekstilcilerimiz haykırıyorlar:* Girdi maliyetleri yüksek (Hammadde, enerji, reel kredi faizleri?)* İşçilik maliyetleri sürekli artıyor* Döviz kurları düşük, ihracatta rekabet şansımız kalmadı* Kotaların kalkmasıyla arkasında devlet desteği olan ve bu sebeple ucuz üretim yapan Çin ile rekabet etmek imkansız* Gerek iç piyasada ve gerekse dış piyasada büyük bir pazar sorunu var* Türkiye'nin bir tekstil politikası yok* Ekonomide belirsizlik ve dalgalanmalar var* Devlet istenilen desteği sağlayamıyorSektör temsilcileri bu ve benzeri sebeplerle hükümetten çözüm istiyorlar, ama başta da belirttiğimiz gibi yönünü başka tarafa çevirmiş bir ekonomik anlayışın bu reel problemleri görmesi, görse de çözmesi mümkün değil.Ne demiş atalarımız "Tok açın halinden anlamaz". Vatandaşa bundan sonra yapılacak tavsiyeler "Ekmek bulamıyorsanız pasta yeyin" türünden olacaktır.Tekstilcilerimizin problem olarak sıraladığı bütün unsurlar esasen kapitalist ekonominin doğal bir sonucudur.Kaynakların sınırlı olduğundan hareket eden kapitalist anlayış, hammadde, enerji, para gibi unsurların belli ellerde bloke olmasını, tekelleşmesini istediği için bu girdi kalemlerinin üzerine belirli bir maliyet eklemektedir. Böylece hem kaynakların musluğunu kontrol edip, hem de oturduğu yerden para kazanmaktadır.Global sermayedarlar bu sebeple asla ülkelerin ve de ülkemizin kendi kaynaklarını kullanmasını istemezler ve müsaade etmezler. 3 katrilyon dolarlık bir kaynak rezervine sahip olmamıza rağmen enerji ithal eden bir ülke olmamızın başka nasıl izahı olabilir? Ya da bir petrol ülkesi olan Irak'ta insanların benzin bulamamasını nasıl izah ediyorsunuz?İşte hep o mantığın neticesi: "Kaynaklar sınırlı ve ben bu kaynaklara sahip olmalıyım".Batı'nın demokrasi anlayışı bile bu noktadan ortaya çıkıyor. Eğer Batı, bir ülkenin kaynaklarını ve insanını istediği gibi kontrol edebiliyor ve de sömürebiliyorsa o ülke demokratiktir, o ülke insan haklarına saygılıdır. Burada Batı'nın sadece kendi insanlarını "insan" olarak gördüğünü de hatırlatmama gerek yok herhalde.Dünya bugün topyekün bu global esaretin etkisi altına alınmış. Dünya, devletler düzeyinde ve hatta devletlerden de güçlü global güçler düzeyinde bir kaynak ve pazar mücadelesi verirken, Türk üreticilerin hangi sektörden olursa olsun devlet desteğinden uzak, milli olmayan ekonomik anlayışla, bu güçlerle, hatta bu güçlerden tavsiye alarak rekabet edebilmesi asla mümkün değildir.Sağlıklı bir ekonomi için, güçlü bir devlet ve milli bir ekonomik model şarttır.Başta tekstilcilerimiz olmak üzere bütün sektörlerde problemler yaşayan üreticilerimizin kurtuluşunun ipucu buradadır. Türkiye güçlü bir devlettir, ama maalesef gücünün farkında değildir. Türkiye'nin tecrübe dolu bir tarihi, kıyamete kadar kendine yetecek kaynakları ve çalışabilir, dinamik, genç bir nüfusu vardır. Fakat IMF, AB ve ABD tavsiyeli politikalar sebebiyle üzeri küllenmiştir, kendine güven duygusu zafiyete uğramıştır.Bütün bu külleri temizleyecek, milli çözümler sunacak, kendimize güveni tekrar bize kazandıracak bir lidere ve de modeline ihtiyacımız var.Görünen o ki bu lider Prof. Dr. Haydar Baş, modeli de Milli Ekonomi Modeli'dir. Sayın Baş, vatan ve millet aşığıdır. Modeli'nin her satırında bu sevdayı görürsünüz. Ancak bu sevdaya sahip olanlar kendi taşıdığı değerin farkına varabilir.Atlantik ötesine sevdalı olanların ülkemizi nereye getirdiği ortada. Atatürk gibi milli liderlerin de nereye getirdiğini tarihten biliyoruz.Sayın Baş'ın Model'i, kendi kaynaklarımızla, kendi paramızla, kendi emeğimizle, kendi üretimimizle, hatta kendi tüketimimizle nasıl kainat devleti olunur, nasıl model bir ülke olunur ortaya koymaktadır. Çözümü uzaklarda aramaya gerek yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025
- Komisyonda ‘ısınma turları’ mı? / 22.08.2025
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025
- Komisyonda ‘ısınma turları’ mı? / 22.08.2025
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025