Prof. Dr. Haydar Baş'ın, kapitalizmin "kaynaklar sınırlıdır" mantığına, "kaynaklar sınırsızdır" başkaldırısını ve 27 Şubat 2013 yılında Rus Meclisinde, "bugün sessiz bir devrimle kapitalizmi tarihe gömdük" haykırışı dünyayı etkisi altına almış vaziyette.
Çin, Rusya hem piyasalarından, hem de merkez bankalarından doları temizlemede artık sona gelmiş vaziyetteler ve bunu da gizlemiyorlar. Hatta Putin, "ABD'nin doları bir koz olarak kullanması kendi sonunu getiriyor" bile dedi.
Bakın! Yıllardır ABD'nin ambargosu altındaki İran'da bile seçim öncesi, 'ev hanımlara maaş' söylemleri meydanlarda dile getiriliyor. Yıllardır Milli Ekonomi Modeli'nin projelerini yüzden fazla ülkede uygulandığını yazdık, anlattık, anlatacağız da. Peki, ülkemizin siyasi ve ekonomik hali ortadayken BTP'nin genç lideri her platformda tek çıkışın Milli Ekonomi Modeli olduğunu anlatırken ülkemiz siyasetçileri, medyası, akademisyenleri neden hâlâ kör, sağır, dilsizi oynuyorlar.
Bizde, 'toprak ana' diye bir tabir vardır. Sen bir atıyorsun toprağa o, en az 10, 20 veriyor. Öyle değil mi?
Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli başlıklarından birisi de 'milli tarım' politikalardır. Hem tarımı, hem de insan neslini korumak için milli tarım politikalarını hayata geçirmek zorundayız.
Bakın! Hollanda toplamda 1 milyon hektarlık bir arazide yılda 100 milyar dolarlık tarım ihracatı yapıyor.
Daha önce ekim yapılan ve AKP döneminde terk edilen tarım arazisi miktarı tam 3 milyon 700 bin hektar.
Ne demek bu biliyor musunuz? Hollanda kafasını, bu ülkeye getirseniz sadece terk edilen tarım arazilerinden yılda 370 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı yaparlar demektir.
Yani sadece ülkemizdeki değil başta komşularımız olmak üzere, Afrika'daki, Asya'daki ve dünyadaki açları doyurmak demektir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "ben bu milleti dünyanın efendisi yapacağım" sözlerinin mahiyetini anlayabildiniz mi?
Tarım Bakanı, kendilerine toz kondurmuyor. Hatta pandemi döneminde dünyanın süper güçleri bile acziyet yaşarken Türkiye'nin bu sınavı çok iyi atlattığını iddia ederek şöyle dedi:
"Pandemi var, kuraklık var, birçok risklerimiz var ama hakikaten Türkiye bu sınavların hepsini çok iyi atlattı. Bakın gıda ile alakalı bir kriz yaşadık mı, yaşamadık. Marketlerde herhangi bir ürünün eksikliğini yaşadık mı, hayır.
Ama çok gelişmiş ülkeler dediğimiz Amerika sınırından tutun Avrupa sınırına kadar birçok ülke daha yağmalandı. Camlar kırıldı, marketlerin önlerinde kuyruklar oldu. Sağlıkla ilgili krizler oldu, sağlık konusu yönetilemedi. Çok sayıda vakalar oldu. Çok sayıda insan kayıplarımız oldu. En nihayetinde Türkiye'nin insana verdiği değeri Türkiye'nin iyi bir şekilde yönetildiği tekrar ortaya çıkmış oldu" dedi.
2018'de soğan, patates sınavından geçmiş Sayın Bakan haklı! Temel gıda ürünlerinde ihracatı yasakladılar yine aynı ürünlerde ithalatı serbest bıraktılar. Haliyle iktidar açısından sorun çıkmadı.
Tarlada kalan 160 bin ton soğanlarını koyunlara yediren, 500 bin ton patatesi çürümeye terk eden, şekerpancarını, tütünü, çayı sahipsiz bırakan, maliyetlerden ötürü sağılan ineklerimizi bile satmak zorundayız, diyen hayvan üreticilerini duymayanlar haliyle market raflarıyla bir gelişmişlik gösteri yaparlar.
Ama şu da bir gerçek ki, iktidarın son bakanları kendilerini öne çıkarmak için kullandıkları cümlelerle parti politikalarını ve ortaya çıkan gerçekleri deşifre ediyorlar.
Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli birkaç gün önce Türkiye'nin son 3 yıl öncesine kadar 1.5 milyon hayvan ithal ettiğini ve şu anda ithal edilen hayvanın 70 bin civarında olduğunu ve yaptıkları çalışmalarla Türkiye'nin gündeminden ithal hayvanı çıkarttıklarını söylemişti.
Uzun uzadıya yorum yapmaya gerek yok! Kendi kendine yetebilen, dünyaya et ihraç edebilen bu ülkeyi kim canlı hayvan ve de kimin, nasıl kestiği belli olmayan et ithalatçısı pozisyonuna getirdi?
Çok mu zor sordum?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024