Ülkemiz televizyonlarında bugün bile 2. Dünya Savaşı belgeselleri yayınlanıyor. Belgeseller etkileyici. Japonya'da, Almanya'da, Fransa'da vs. insanların yaşadıkları dramlar gerçek görsellerle ve çekimlerle anlatılıyor.
Tabi bu belgeseller emperyalistlerin elinden çıktığı için ana vurgu Stalin, Hitler, Mao gibi faşist ve sosyalist anlayışların ne kadar vahşi, acımasız olduğunu bilinçaltlarına yerleştirmek.
Hatırlayın! Rus uçağını düşürdüğümüz günlerde özellikle TRT'de, 1. Dünya Savaşı sırasında Rusların, Anadolu'daki katliamlarını, Sibirya trenlerini, yaşanılan vahşeti, yokluğu, çaresizliği çok iyi şekilde anlatan belgeseller yayınlandı. Tabi AKP, Rusya ile el sıkışınca tarih bir anda arkaya atıldı ve belgeseller yayından kaldırıldı.
Emperyalizmin en etkili silahları nedir, diye sorsanız üç şık koyarım önünüze. Para, televizyonlar ve kadın. Emperyalistler bu objeler ile insanlık üzerine hükümran oldular, tarihi kendilerine göre dizayn ettiler, kendilerini masumlaştırıp, hedeflerindekileri zalimleştirdiler.
Aynı mantık ülkemizde de uygulanıyor. Ben medya bölümünü biraz kurcalamak istiyorum. Yüzlerce televizyon kanalı var. O arkasına sığınılan 'yerli ve milli' kavramı çerçevesinde yayın yapan televizyon sayısı ise iki elin parmakları kadar.
Haberler objektif değil dizayn edilmiş. Tartışma programları aynı eksendeki kişiler üzerinden yapılıyor. Belgeseller çok basit. Diziler, filmler bu milletin değerlerinden çok uzak.
Sadece bu yıl Türk televizyonlarında, Yahudi ve Hıristiyan inancı üzerine senaryo edilmiş 'Büyük tufan' ve 'Musa' isimli iki film yayınlandı. Daha önce de 'İsa' filmi yayınlanmıştı.
Emin olun bu filmlerin milletimiz üzerindeki etkisi kediciklerle kıyaslanamayacak kadar büyük olmuştur. Zaten anketler de bunu açıklıyor. Ülkemizde, Allah'a (c.c) inanmayanların sayısı % 14, Peygambere inanmayanların sayısı % 36. Ama iktidarda dini bütün idarecilerimiz var.
Hele ABD! O vahşi yüzünü, kanlı tarihini filmler ile aklamış, kendine özgürlükler ülkesi maskesini yine televizyonlar aracılığıyla takmıştır.
Diyeceksiniz ki! Bunlar özel kanallar, yayınlar. Ya TRT. Adı üzerinde; Türk Radyo Televizyon'.
Nerede Türkler? Nerede Türkleri esaretten, yok olmaktan kurtaran Atatürk? Nerede?
Tabi ki dün de TRT'nin yayın çizgisinde iktidarların etkisi vardı. Ama bugünkü gibi değil.
Bugün TRT, bir ideolojinin seslendiriciliğini yapıyor. Haber bültenleri ile yapıyor, belgeseller ile yapıyor, çizgi filmler ile yapıyor, açık oturumlar ile yapıyor. Ve en önemlisi, halkın en çok izlediği dizi filmler ile yapıyor.
Milyonlarca (trilyonlarca) bütçeli bir Osmanlı furyasıdır, gidiyor. Üstelik tarihi gerçeklere göre değil 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyen zihniyetin yazdığı tarihe göre senaryolar üzerine diziler yapılıyor.
Bu dev bütçeli dizilerin finansmanını kim sağlıyor? Sen, ben. Ahirette zerrenin hesabının sorulacağına inananlar için söylüyorum ki, ben hakkımı helal etmiyorum ve muhakkak ahrette muhatabınız olacağım.
Diğer taraftan bir ara 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi çekildi ve şehzadelerin, babalarının emriyle nasıl boğulduklarını milletimiz öğrendi.
O zaman başbakan olan Sayın Erdoğan, dizi için; "Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Dizinin yönetmenlerini kınıyorum. Yargı gerekli kararı vermeli" dedi.
Ben de böyle bir 2. Abdülhamid tanımadım. Lise tarih kitaplarında bile anlatılan 2. Abdülhamid ile canlandırılan Abdülhamid aynı değil. Dizinin yönetmenini de, oyuncularını da, yayıncılarını da kınıyorum.
Ve ben, bu milleti bağımsızlığa kavuşturan, Anadolu'yu haçlı postalları altında çiğnenmekten kurtaran o büyük lider Atatürk ve Türk Milletinin azminin konu alındığı filmler gösterilmesini istiyorum.
Parasını ben verdiğime göre çok şey mi istiyorum?
Tabi bu belgeseller emperyalistlerin elinden çıktığı için ana vurgu Stalin, Hitler, Mao gibi faşist ve sosyalist anlayışların ne kadar vahşi, acımasız olduğunu bilinçaltlarına yerleştirmek.
Hatırlayın! Rus uçağını düşürdüğümüz günlerde özellikle TRT'de, 1. Dünya Savaşı sırasında Rusların, Anadolu'daki katliamlarını, Sibirya trenlerini, yaşanılan vahşeti, yokluğu, çaresizliği çok iyi şekilde anlatan belgeseller yayınlandı. Tabi AKP, Rusya ile el sıkışınca tarih bir anda arkaya atıldı ve belgeseller yayından kaldırıldı.
Emperyalizmin en etkili silahları nedir, diye sorsanız üç şık koyarım önünüze. Para, televizyonlar ve kadın. Emperyalistler bu objeler ile insanlık üzerine hükümran oldular, tarihi kendilerine göre dizayn ettiler, kendilerini masumlaştırıp, hedeflerindekileri zalimleştirdiler.
Aynı mantık ülkemizde de uygulanıyor. Ben medya bölümünü biraz kurcalamak istiyorum. Yüzlerce televizyon kanalı var. O arkasına sığınılan 'yerli ve milli' kavramı çerçevesinde yayın yapan televizyon sayısı ise iki elin parmakları kadar.
Haberler objektif değil dizayn edilmiş. Tartışma programları aynı eksendeki kişiler üzerinden yapılıyor. Belgeseller çok basit. Diziler, filmler bu milletin değerlerinden çok uzak.
Sadece bu yıl Türk televizyonlarında, Yahudi ve Hıristiyan inancı üzerine senaryo edilmiş 'Büyük tufan' ve 'Musa' isimli iki film yayınlandı. Daha önce de 'İsa' filmi yayınlanmıştı.
Emin olun bu filmlerin milletimiz üzerindeki etkisi kediciklerle kıyaslanamayacak kadar büyük olmuştur. Zaten anketler de bunu açıklıyor. Ülkemizde, Allah'a (c.c) inanmayanların sayısı % 14, Peygambere inanmayanların sayısı % 36. Ama iktidarda dini bütün idarecilerimiz var.
Hele ABD! O vahşi yüzünü, kanlı tarihini filmler ile aklamış, kendine özgürlükler ülkesi maskesini yine televizyonlar aracılığıyla takmıştır.
Diyeceksiniz ki! Bunlar özel kanallar, yayınlar. Ya TRT. Adı üzerinde; Türk Radyo Televizyon'.
Nerede Türkler? Nerede Türkleri esaretten, yok olmaktan kurtaran Atatürk? Nerede?
Tabi ki dün de TRT'nin yayın çizgisinde iktidarların etkisi vardı. Ama bugünkü gibi değil.
Bugün TRT, bir ideolojinin seslendiriciliğini yapıyor. Haber bültenleri ile yapıyor, belgeseller ile yapıyor, çizgi filmler ile yapıyor, açık oturumlar ile yapıyor. Ve en önemlisi, halkın en çok izlediği dizi filmler ile yapıyor.
Milyonlarca (trilyonlarca) bütçeli bir Osmanlı furyasıdır, gidiyor. Üstelik tarihi gerçeklere göre değil 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyen zihniyetin yazdığı tarihe göre senaryolar üzerine diziler yapılıyor.
Bu dev bütçeli dizilerin finansmanını kim sağlıyor? Sen, ben. Ahirette zerrenin hesabının sorulacağına inananlar için söylüyorum ki, ben hakkımı helal etmiyorum ve muhakkak ahrette muhatabınız olacağım.
Diğer taraftan bir ara 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi çekildi ve şehzadelerin, babalarının emriyle nasıl boğulduklarını milletimiz öğrendi.
O zaman başbakan olan Sayın Erdoğan, dizi için; "Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Dizinin yönetmenlerini kınıyorum. Yargı gerekli kararı vermeli" dedi.
Ben de böyle bir 2. Abdülhamid tanımadım. Lise tarih kitaplarında bile anlatılan 2. Abdülhamid ile canlandırılan Abdülhamid aynı değil. Dizinin yönetmenini de, oyuncularını da, yayıncılarını da kınıyorum.
Ve ben, bu milleti bağımsızlığa kavuşturan, Anadolu'yu haçlı postalları altında çiğnenmekten kurtaran o büyük lider Atatürk ve Türk Milletinin azminin konu alındığı filmler gösterilmesini istiyorum.
Parasını ben verdiğime göre çok şey mi istiyorum?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Peygamberimiz itibardan asla taviz vermemiştir / 29.09.2025
- Çakma kral ve HTŞ’li Şara / 28.09.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Peygamberimiz itibardan asla taviz vermemiştir / 29.09.2025
- Çakma kral ve HTŞ’li Şara / 28.09.2025