AKP hükümetinin Türk milletinin vergileriyle azınlıklara ve yabancılara hizmet anlayışı bütün hızıyla devam ediyor. Şanlıurfa’da, Antalya Belek’te dinler bahçelerini açtılar; Anayasa’da yapılan değişiklikle apartmanlara kilise evlerinin açılmasını sağladılar; misyonerlik faaliyetlerine yol açtılar; besmele ile kilise açtılar; metruk ve tarihte kara bir sicile sahip kiliseleri restore edip ayine açtılar…
Şimdi de kendi deyimleriyle yine bir ilki gerçekleştiriyorlar, İstanbul Yeşilköy’de 2 bin 736 metrekarelik bir arazi kilise yapımı için tahsis ediliyor.
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş bunun ilk olduğunu şöyle itiraf ediyor:
“Büyükşehir Belediyesinden yıllar sonra belki de ilk defa farklı bir dine mensup insanlara bir ibadethane yeri vermek kararı çıkıyor. Bu ilk defa oluyor.”
Tabi, bu ilk, ama son değil. Topbaş, “Aynı şekilde Yahudi cemaatiyle ilgili de yeni yerleşim alanıyla ilgili böyle bir talep var. Onu da değerlendireceğiz” dedi.
Bundan sonra belediyelerden bu tarz uygulamalar sık sık göreceğiz. Çünkü kısa süre önce TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Büyükşehir Yasası’yla belediyelere bu izin verilmişti.
Yani Büyükşehir Yasası’nın Türk milletinin menfaatler için çıkmadığı ortada… Her şey azınlıklara, yabancılara ve bölücülere göre dizayn ediliyor. Halbuki azınlıklara ve yabancılara sunulan hizmetler mütekabiliyet esasına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bugün AB ülkelerinde ve ABD’de milyonlarca Türk ve Müslüman olmasına rağmen açılan cami sayısı oldukça sınırlıdır. Müslümanlar ihtiyaç duydukları halde cami açamamaktadır. Birçok engellerle karşılaşmaktadır. Üstelik camilerin açılmasında batılı ülkelerin hiçbir devlet katkısı yoktur. Açılan sınırlı sayıdaki camilere ise papaz göndererek ibadetlere müdahale etmektedirler.
AKP’nin Türkiye’sinde ise kiliseler devlet eliyle restore edilip yenileri açılmaktadır.
Burada mütekabiliyet nerededir?
Mütekabiliyet esasları, bir ülkenin diğer ülkelerdeki vatandaşlarını korumak için en önemli esaslardır. Bir ülke mütekabiliyet esaslarını devre dışı bırakarak haddinden fazla azınlıklara hak verme yoluna giderse, yurt dışındaki vatandaşlarının haklarının gasp edilmesine müsaade etmiş olur.
Mütekabiliyet esasları, gurbette yaşayan Türk vatandaşlarımız için sigortadır.
Mütekabiliyet, Atatürk’ün devreye koyduğu mükemmel bir politikadır. Mütekabiliyeti dört dörtlük uygulayan Türkiye dünyaya şu mesajı veriyor: “Sen benim ülkemde yaşayan vatandaşlarının benden hizmet almasını bekliyorsan, ülkendeki benim vatandaşlarıma iyi hizmet edeceksin”.
Atatürk bu mütekabiliyet kararını yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak almıştır. Azınlıkların yabancıların kışkırtmasıyla ülke için nasıl bir tehdit haline geldiğini Kurtuluş Savaşı öncesi şahit olmuştur. Fakat bu tecrübeler unutulmuş ve Atatürk’ün oluşturduğu bu mütekabiliyet devre dışı bırakılmıştır.
Türkiye AKP hükümeti ile birlikte azınlıklara ve yabancılara karşılıksız bir şekilde birçok haklar verdiği için batı ülkelerinde Türk vatandaşlarına yapılan saldırılar ve tacizler artmıştır.
Örneğin Yunanistan’da bir derneğin ismine bile Türk kelimesine müsaade edilmezken, Almanya, Hollanda gibi yerlerde Türk vatandaşlarımız birçok saldırılara maruz kalmış ve bu saldırılar karşısında hakkını arayamamıştır.
Siyasi irade haksızlığa uğrayan Türk vatandaşlarının haklarını araması gerekirken, tam tersi, haksızlık yapanlara hak verircesine bizim vatandaşlarımıza “(size haksızlık yapanlara) entegre olun” tavsiyesinde bulunmuştur.
Türkiye azınlıklara ve yabancılara devrediliyor; gurbetteki Türk vatandaşlarının ise asimilasyonuna destek veriliyor.
Türk milleti potada eritiliyor.
Şimdi de kendi deyimleriyle yine bir ilki gerçekleştiriyorlar, İstanbul Yeşilköy’de 2 bin 736 metrekarelik bir arazi kilise yapımı için tahsis ediliyor.
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş bunun ilk olduğunu şöyle itiraf ediyor:
“Büyükşehir Belediyesinden yıllar sonra belki de ilk defa farklı bir dine mensup insanlara bir ibadethane yeri vermek kararı çıkıyor. Bu ilk defa oluyor.”
Tabi, bu ilk, ama son değil. Topbaş, “Aynı şekilde Yahudi cemaatiyle ilgili de yeni yerleşim alanıyla ilgili böyle bir talep var. Onu da değerlendireceğiz” dedi.
Bundan sonra belediyelerden bu tarz uygulamalar sık sık göreceğiz. Çünkü kısa süre önce TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Büyükşehir Yasası’yla belediyelere bu izin verilmişti.
Yani Büyükşehir Yasası’nın Türk milletinin menfaatler için çıkmadığı ortada… Her şey azınlıklara, yabancılara ve bölücülere göre dizayn ediliyor. Halbuki azınlıklara ve yabancılara sunulan hizmetler mütekabiliyet esasına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bugün AB ülkelerinde ve ABD’de milyonlarca Türk ve Müslüman olmasına rağmen açılan cami sayısı oldukça sınırlıdır. Müslümanlar ihtiyaç duydukları halde cami açamamaktadır. Birçok engellerle karşılaşmaktadır. Üstelik camilerin açılmasında batılı ülkelerin hiçbir devlet katkısı yoktur. Açılan sınırlı sayıdaki camilere ise papaz göndererek ibadetlere müdahale etmektedirler.
AKP’nin Türkiye’sinde ise kiliseler devlet eliyle restore edilip yenileri açılmaktadır.
Burada mütekabiliyet nerededir?
Mütekabiliyet esasları, bir ülkenin diğer ülkelerdeki vatandaşlarını korumak için en önemli esaslardır. Bir ülke mütekabiliyet esaslarını devre dışı bırakarak haddinden fazla azınlıklara hak verme yoluna giderse, yurt dışındaki vatandaşlarının haklarının gasp edilmesine müsaade etmiş olur.
Mütekabiliyet esasları, gurbette yaşayan Türk vatandaşlarımız için sigortadır.
Mütekabiliyet, Atatürk’ün devreye koyduğu mükemmel bir politikadır. Mütekabiliyeti dört dörtlük uygulayan Türkiye dünyaya şu mesajı veriyor: “Sen benim ülkemde yaşayan vatandaşlarının benden hizmet almasını bekliyorsan, ülkendeki benim vatandaşlarıma iyi hizmet edeceksin”.
Atatürk bu mütekabiliyet kararını yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak almıştır. Azınlıkların yabancıların kışkırtmasıyla ülke için nasıl bir tehdit haline geldiğini Kurtuluş Savaşı öncesi şahit olmuştur. Fakat bu tecrübeler unutulmuş ve Atatürk’ün oluşturduğu bu mütekabiliyet devre dışı bırakılmıştır.
Türkiye AKP hükümeti ile birlikte azınlıklara ve yabancılara karşılıksız bir şekilde birçok haklar verdiği için batı ülkelerinde Türk vatandaşlarına yapılan saldırılar ve tacizler artmıştır.
Örneğin Yunanistan’da bir derneğin ismine bile Türk kelimesine müsaade edilmezken, Almanya, Hollanda gibi yerlerde Türk vatandaşlarımız birçok saldırılara maruz kalmış ve bu saldırılar karşısında hakkını arayamamıştır.
Siyasi irade haksızlığa uğrayan Türk vatandaşlarının haklarını araması gerekirken, tam tersi, haksızlık yapanlara hak verircesine bizim vatandaşlarımıza “(size haksızlık yapanlara) entegre olun” tavsiyesinde bulunmuştur.
Türkiye azınlıklara ve yabancılara devrediliyor; gurbetteki Türk vatandaşlarının ise asimilasyonuna destek veriliyor.
Türk milleti potada eritiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025