Karaman çok özel ve çok güzel bir ilimiz sevgili okurlar. "Milletin Efendisi" programının çekimleri için bir günlüğüne Karaman'da bulunmam bana, inanın çok şeyler kazandırdı. Bu güzel butik ilimizi kesinlikle gezmenizi ve ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Karaman ilimiz birçok ünlü şahsiyeti bağrından çıkarmıştır. Bunların başında gönüller sultanı, sevgi ve hoşgörü aşığı Yunus Emre gelmektedir.
Büyük Türk denizcisi Piri Reis, Osmanlı'nın manevi kurucusu Şeyh Edebali, ünlü bilgin ve şeyhülislam Zembilli Ali Efendi, Kazım Karabekir Paşa ve daha niceleri… Mevlana hazretlerinin çocukluk ve gençliği burada geçmiş, annesi merhum Mümine Hatun'un kabri Karaman'dadır. Merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün dedeleri Karaman'ın Taşkent köyünden. Eski ismi Kızıllar olan bu köyden Hafız Kızıl Ahmet Efendi tüm sülalesiyle büyük bir katliamdan sonra Balkanlar'a sürgün olarak gönderilmişlerdir.
Karaman'ın asıl ünü Mehmet Bey ve yayınladığı "Türkçe Dil Fermanı"ndan kaynaklanmaktadır. Bence, Beyliğinin kökünün kazınmasına vesile olacak bu "Dil Fermanı" beyliğinin de sonunu getirmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey'in 13 Mayıs 1277 tarihli fermanına bir daha bir daha bakmamız ve dikkatle okumamız gerekmektedir: BU GÜNDEN SONRA, DÎVÂNDA, DERGÂHTA, BARİGÂHTA, MECLİSTE, MEYDANDA, TÜRKÇEDEN BAŞKA DİL KULLANILMAYACAKTIR…
Türkçenin ilk kez resmi dil kabul edildiği fermanın yıl dönümü 13 Mayıs, Karaman'da Türk Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Malazgirt Zaferi'nden sonra, Anadolu'yu yurt edinen Selçuklu Türkleri, Orta Asya'dan birlikte geldikleri Oğuz Boylarını, bölgelere yerleştirerek Anadolu'nun kısa sürede Türkleşmesini sağlamışlardı.
Karamanoğlu Mehmet Bey, "Dili olmayanın yolu da olmaz" görüşündeydi. Toplumların hayatında dilin çok önemli bir unsur olduğunu biliyordu. Onun için de "Birlikte yaşamanın ilk şartı dil birliğidir" demiştir. Bu birliği gerçekleştirmek için Toros Dağlarında yaşayan Türkmen boylarını etrafında toplayarak düzenli bir ordu kurmuştu. Türk dilinin Anadolu'daki durumunu güçlendirmiş, Türklük şuurunu aydınlık kafalardaki taze bir ülküyle tutuşturmuştur.
Karamanoğulları beyliğinin büyümesini ve Türk dilini ön plana çıkarması Osmanlı'yı hayli rahatsız eder. Karamanoğulları beyliği üzerine 3 büyük sefer düzenleyen Osmanlı hanedanı büyük katliamla neticelenen 4. büyük katliamı Fatih Sultan Mehmet'in emri ile komutanı Rum Mehmet Paşa tarafından gerçekleştirilir.
Wikipedia'da aynen şöyle yazmaktadır: "İstanbul yerli Rumlardan bir ailenin çocuğu olup, sonrasında devşirme sistemine alınmış ve Müslüman(!) olmuştur.
Sadrazamlığı döneminde bilinen diğer bir olayda Karaman Seferi esnasında sergilediği tarihe geçen kıyım ve talanıdır. Karamanoğulları Osmanlı imparatorluğunun elindeki toprakların bir kısmını almak için ordu seferdeyken saldırıda bulunmuş ancak sonrasında bu saldırılar geri püskürtülüp Karamanoğulları Osmanlılara bağlı hale getirilmişti. Ancak aynı durum tekrar ortaya çıkınca Rum Mehmet Paşa, Karamanoğulları seferine çıkmıştır. Seferde komutasındaki Osmanlı askerleri halka son derece acımasızca davranmıştır.
O devirlerin tarihçilerinden Aşık Paşaoğlu eserinde onun için şöyle demektedir:
"Rum Mehmet, yürüdü. Larende'ye vardı. Mescitlerini ve medreselerini yaktı, yıktı ve bozdu. Babasının evi gibi harap eyledi. Şehrin kadınlarını ve oğlanlarını soydurdu. Çıplak ettirdi. Larende'den gitti. Vardı, Ereğli'ye çıktı. Ereğli'nin ilini ve köylerini harap eyledi..."
Bu icraatını devşirme kökeni ile ilişkilendiren hatta Rum olmasından ötürü İstanbul'un acısı için yaptığını söyleyen tarihçiler de bulunmaktadır. Daha sonraları bizzat Fatih Sulan Mehmet'in emri ile 1470 yılında boğularak öldürülmüştür."
(Bu yazı dizimize devam edeceğiz.)
* * *
Yayın ilkelerimiz gereği, ilgililerin kendileriyle ilgili yayınlar konusunda, düşüncelerini açıklama ve beyanları düzeltme olanağı sunmak adına gazetemize gelen düzeltme ve cevap metinlerini yayınlıyoruz.
TEKZİP METNİ
SEKA Taşköprü fabrikası özelleştirme ile MOPAK tarafından devralındıktan sonra, fabrikada, 02.09.2022 tarihli yazıda sehven belirtildiğinin aksine; istihdamda, üretimde ve bölgesinde sağladığı katma değerde herhangi bir gerileme olmamıştır. Aksine özelleştirme sonrası MOPAK Taşköprü'de istihdam, üretim ve bölgeye sağlanan katma değer geçmiş ile kıyaslanmayacak şekilde artmıştır ve fabrika her geçen gün yatırımlar ile büyümeye devam etmektedir.
Yine; yazıda sehven belirtildiğinin aksine, kendir üretimi ve ekiminde Taşköprü'de yaşanan olumsuzluklar ile MOPAK'ın hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumun sebebi, ülkemizde sigara üretiminin ithal Virginia tipi tütünlerin Türk (Şark) tütününün yerini almış ve ithal Virginia tipi tütünlerle imal edilen sigaralarda odun selülozdan üretilen sigara kâğıtlarının kullanılır olmasıdır.
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025