Tel Afer'in dramı ve Türkmenler
Mesela, Irak'ın Kuzeybatısında bulunan, Türk sınırına ve Suriye sınırlarına 50-60 km. uzaklıkta olan Tel Afer şehrine, militanlar oraya sığındı bahanesiyle, günlerce bomba yağdırdılar. Şehir harabeye döndü.
Günlerce ve her gün en az 8-10 saat müddetle havadan yağmur gibi tepelerine felaketler yağan o küçücük şehir insanlarının tepelerine bomba atıldı. Halk panik içinde kaldı. Vahşice öldürülenler oldu, sağ kalanlar ise şehir dışındaki ovalara kaçıp kurtulmaya çalıştı. Kaçamayanlar ölüp gitti. Türkiye bu duruma itiraz etmiş olmak için itiraz etti. Fakat NOTA önemsemedi. Ve Türkiye'nin bütün ikazlarına rağmen ABD istifini hiç bozmadı, istediğini yaptı ve sonunda şehre tanklarla ve zırhlı birliklerle girdi. Böylece boş şehri -hayalet şehri- teslim aldı.
ABD ve Türkiye'nin NATO içindeki 50 yıllık stratejik dostluğu bu olaylarla bir kez daha yaralandı. ABD'nin Türk dostluğuna hiç de bizim zannettiğimiz kadar önem vermediği bir kez daha meydana çıktı. Zaten ABD, Mr. Bush iktidara şahinlerle beraber geldiğinden beri sadece ve sadece kendi menfaatperestleri ile dost geçinmektedir. Şu anda ABD dostları olarak ise, İngiltere, İsrail ve Kürtler görülmektedir. Onların dışında ABD kimsenin gözünün yaşına bakmadan deyim yerinde ise eğer yapabilir ise ezip geçmeye kararlı görülmektedir.
Kerkük de Kuzey Irak'ta
fıkır fıkır kaynıyor
18.09.04 tarihinde Kerkük şehrinin en kalabalık caddesinde, kalabalığın ortasında ani ve beklenmedik büyük bir patlama oldu. Bomba yüklü bir kamyon 23 kişinin ölümüne ve iki katı kadarının da yaralanmasına sebep oldu. Son iki aydan beri, Kerkük ve Musul'da bu tür olaylar pek olmuyordu. Ama saldırılar sınır tanımamaktaydı. İmkan buldukları an her yerde ölüm saçabiliyorlardı.
Demografik değişmeler
Son bir birkaç aydan beri, Kerkük'e - Musul'a ve Tel Afer'e çeşitli dayatmalarla "Kürt Göçü" zorlamaları yapılıyordu. Gaye Arapları ve Türkleri oralardan kaçırmak ve yerlerine kuzeyden getirilen, hatta para vererek yerleştirilmeye çalışılan, Kürtleri iskan etmektir. Yılbaşından evvel bu işi bitirmek istemektedirler. O zamana kadar Kerkür ve Musul'un demografik yapısını tamamen Kürtler lehine geliştirmek istemektedirler. ABD askerleri de buna yardımcı olmaktadır. Arapların ve Türklerin direndikleri ve terk etmek istemedikleri bölgeleri, üzerlerine uçaklardan bomba yağdırarak, kolaylıkla ele geçirmek mümkün olmaktadır. Nitekim Tel Afer'de de bu tür bir bombalama, direnişçiler saklanıyor bahanesiyle yapılmıştı. Tüm şehir ahalisi, öldürülenler hariç, günlerce ovalarda kalmıştı. Şu günlerde ise sağ kalanlar ve ayakta olanlar, şehirlerine geri dönmektedirler.
Türkiye'nin insani yardımları
Türkiye de onlara "Kızılay'dan" tırlarla ve kamyonlarla gıda ve sağlık malzemesi, ilaç ve barınma gereçleri gönderdi ve orada bulunan bir miktar askerimizin nezaretinde ve güvenliğinde, Türkmen kardeşlerimize dağıtılmış oldu. Türkiye'nin bu hareketinden ve davranışından dolayı, Türkmenlerde büyük sevinç oluştu. Bu sevincin içinde sadece yardımın getirdiği için değil, onun dışında, anavatan tarafından hatırlanmak ve onların yalnız olmadıklarını belirtmek özelliği olmuştur. Türkiye'nin bu hareketi onlara bu zor günlerinde, ayrıca büyük destek ve güven vermiştir.
Mesela, Irak'ın Kuzeybatısında bulunan, Türk sınırına ve Suriye sınırlarına 50-60 km. uzaklıkta olan Tel Afer şehrine, militanlar oraya sığındı bahanesiyle, günlerce bomba yağdırdılar. Şehir harabeye döndü.
Günlerce ve her gün en az 8-10 saat müddetle havadan yağmur gibi tepelerine felaketler yağan o küçücük şehir insanlarının tepelerine bomba atıldı. Halk panik içinde kaldı. Vahşice öldürülenler oldu, sağ kalanlar ise şehir dışındaki ovalara kaçıp kurtulmaya çalıştı. Kaçamayanlar ölüp gitti. Türkiye bu duruma itiraz etmiş olmak için itiraz etti. Fakat NOTA önemsemedi. Ve Türkiye'nin bütün ikazlarına rağmen ABD istifini hiç bozmadı, istediğini yaptı ve sonunda şehre tanklarla ve zırhlı birliklerle girdi. Böylece boş şehri -hayalet şehri- teslim aldı.
ABD ve Türkiye'nin NATO içindeki 50 yıllık stratejik dostluğu bu olaylarla bir kez daha yaralandı. ABD'nin Türk dostluğuna hiç de bizim zannettiğimiz kadar önem vermediği bir kez daha meydana çıktı. Zaten ABD, Mr. Bush iktidara şahinlerle beraber geldiğinden beri sadece ve sadece kendi menfaatperestleri ile dost geçinmektedir. Şu anda ABD dostları olarak ise, İngiltere, İsrail ve Kürtler görülmektedir. Onların dışında ABD kimsenin gözünün yaşına bakmadan deyim yerinde ise eğer yapabilir ise ezip geçmeye kararlı görülmektedir.
Kerkük de Kuzey Irak'ta
fıkır fıkır kaynıyor
18.09.04 tarihinde Kerkük şehrinin en kalabalık caddesinde, kalabalığın ortasında ani ve beklenmedik büyük bir patlama oldu. Bomba yüklü bir kamyon 23 kişinin ölümüne ve iki katı kadarının da yaralanmasına sebep oldu. Son iki aydan beri, Kerkük ve Musul'da bu tür olaylar pek olmuyordu. Ama saldırılar sınır tanımamaktaydı. İmkan buldukları an her yerde ölüm saçabiliyorlardı.
Demografik değişmeler
Son bir birkaç aydan beri, Kerkük'e - Musul'a ve Tel Afer'e çeşitli dayatmalarla "Kürt Göçü" zorlamaları yapılıyordu. Gaye Arapları ve Türkleri oralardan kaçırmak ve yerlerine kuzeyden getirilen, hatta para vererek yerleştirilmeye çalışılan, Kürtleri iskan etmektir. Yılbaşından evvel bu işi bitirmek istemektedirler. O zamana kadar Kerkür ve Musul'un demografik yapısını tamamen Kürtler lehine geliştirmek istemektedirler. ABD askerleri de buna yardımcı olmaktadır. Arapların ve Türklerin direndikleri ve terk etmek istemedikleri bölgeleri, üzerlerine uçaklardan bomba yağdırarak, kolaylıkla ele geçirmek mümkün olmaktadır. Nitekim Tel Afer'de de bu tür bir bombalama, direnişçiler saklanıyor bahanesiyle yapılmıştı. Tüm şehir ahalisi, öldürülenler hariç, günlerce ovalarda kalmıştı. Şu günlerde ise sağ kalanlar ve ayakta olanlar, şehirlerine geri dönmektedirler.
Türkiye'nin insani yardımları
Türkiye de onlara "Kızılay'dan" tırlarla ve kamyonlarla gıda ve sağlık malzemesi, ilaç ve barınma gereçleri gönderdi ve orada bulunan bir miktar askerimizin nezaretinde ve güvenliğinde, Türkmen kardeşlerimize dağıtılmış oldu. Türkiye'nin bu hareketinden ve davranışından dolayı, Türkmenlerde büyük sevinç oluştu. Bu sevincin içinde sadece yardımın getirdiği için değil, onun dışında, anavatan tarafından hatırlanmak ve onların yalnız olmadıklarını belirtmek özelliği olmuştur. Türkiye'nin bu hareketi onlara bu zor günlerinde, ayrıca büyük destek ve güven vermiştir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006