Siyaset çare bulma, çözüm üretme, plan ve proje yarışı ile daha iyi hizmet etme merciidir. Öyle değil mi?
Peki, ülkemizin siyasi, ekonomik, sosyal, milli ve manevi değerler noktasında geldiği nokta ortada. Nerede hizmet, nerede sosyal adalet, can, mal güvenliği?
İşte aile ve kadın cinayetleri. Tablo çok vahim. Aile ve kadının sadece ismi kaldı. Değeri kaybedildi, asaleti zedelendi.
Bir kesim kadını ötelerken diğer kesimde özgürlük adı altında kadını kapitalizme köle etme gayretinde. 'Vitrin mankeni' tabiri ise öylece duruyor!
Evet, kadınlarımız sadece seçim dönemlerinde ve siyasi polemiklerde akla geliyor ve de siyasetçiler tarafından istismar ediliyor.
İstismarın en başında ise kadın istihdamı başlığı yer alıyor. Hemen her siyasi anlayış seçim meydanlarında, söylemlerinde, 'kadın istihdamını arttırmaktan, kadınları iş hayatına daha çok entegre etmekten' bahsediyor.
Hemen sorayım; Bu mu kadına verdiğiniz değer? Çalışan kadın mı değerlidir? Kadın hakları dediğiniz şey kadınları iş hayatına dahil edip, çalıştırmak mı?
Bir başka sorum ise kadın çalışmak zorunda mıdır?
Bugün kapitalizme esir olmuş, kadını tanımayan, kadının toplum ve devlet için önemini anlamayan kişi ve anlayışlar bu sorulara direk cevap veremez hatta bu sorulardan ötürü beni de kınayabilirler.
Bugün kadınların iş hayatındaki istihdam oranı % 32'ler civarındadır. Mevsimlik işler dahil edildiğinde bu rakamlar çok yukarılara çıkmaktadır.
Ama isteyen araştırsın! Bugün ülkemizdeki kadınlarımızın % 80'inden fazlası hür iradesiyle çalışmıyor. Çalışmak zorunda bırakıldığı için yani mecburiyetten çalışıyor.
Kadınlarımızın çok büyük bir bölümü istedikleri işte değil mecbur bırakılan işlerde, merdiven altı atölyelerde, sağlıksız ortamlarda çalıştırılmaktadır.
Bir başka gerçek ise çalıştırılan kadınlarımızın yine çok büyük bir bölümü sosyal hak ve güvencelerden mahrumdur.
Ücret noktasında da erkeklerden daha az ücretlerle çalıştırılmaktadırlar.
Bu tip ortamlarda çalışmak zorunda bırakılan kadınlarımızın çoğu ya okul bitirmemiş ya da ilkokul ve ortaokul mezunu kadınlardır.
Bu ve daha birçok başlık ülkemizde yaşanan gerçeklerdir. Bu sorunlara hala çözüm getirememiş siyasiler ve sözde kadın hakları dernekleri meydanlarda 'kadınlara istihdam ve kadın hakları' söylemleriyle kadın provokatörlüğü, kadın istismarı yapmaktadırlar.
Güçlü devlet, güçlü birey
Prof. Dr. Haydar Baş'ın insan merkezli, bireyin her türlü sosyal ve ekonomik ihtiyaçları çerçevesinde, 'güçlü devlet, güçlü birey' mantığıyla ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde, kapitalizm reddedilmiş ve insan paranın esiri olmaktan kurtarılmıştır.
Yine Prof. Dr. Haydar Baş bu eserinde ve daha önce insanımıza sunduğu 'Veda Hutbesinde İnsan Hakları' ve 'İslam'da kadın hakları' eserlerinde, kadının asıl kimliği ve de hürriyeti anlatılmaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu sözüyle tamamlayayım; "Bizim sistemimizde kadının çalışmama hakkı vardır."
Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu cümleleri anlatır. Sayın Baş, "Veda Hutbesinde İnsan Hakları" adlı eserinde şöyle diyor;
"Kadın her şeyden önce bir anadır. Sabır, şefkat ve merhametle çocuğunu yetiştirir ve terbiye eder ki, bir baba çocuğu yetiştirmede bu derece sabır ve merhamet gösteremez.
Zira kadının yaradılışındaki hususiyet, onu yüce ve farklı yapan sır iç âleminde baskın olan merhamet, şefkat, anlayış ve sabır gibi vasıflardır. Kadının bu vasıfları, aile ortamında anneliği yaşamasıyla beraber ortaya çıkar ve anne bu özellikleriyle toplumları, cemiyetleri, devletleri meydana getirecek, kâinata şekil verecek olan o varlığı, yani insanı yetiştirir…"
Kadınların, Allah'ın bir emaneti olduğunu bilmek ve emanete gerekli önemi göstermek zaten imanın gereğidir.
"Kadınların haklarına riayet ediniz. Bu hususta Allah'tan korkunuz. Zira siz onları Allah'tan emanet olarak almışsınızdır." (Ebu Dâvud)
"Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Onların ırzlarını Allah'ın kelimesi (nikâh akdi) ile kendinize helâl kıldınız." (İbn-i Mâce: 3074)
Bir başka hadiste de; "Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız." demiştir Peygamberimiz.
Emanete hıyanetin rakamlar
Cinayetler Boşanmalar
2008'de 80- 2008'de 99 bin 663
2009'da 109-2009'da 114 bin 162
2010'da 180-2010'da 118 bin 568
2011'de 121-2011'de 120 bin 117
2012'de 210-2012'de 123 bin 325
2013'te 237-2013'te 125 bin 305
2014'te 294-2014'te 130 bin 113
2015'te 303-2015'te 130 bin 830
2016'da 328-2016'da 126 bin 164
2017'de 409-2017'de 128 bin 411
2018'de 440-2018'de 142 bin 448
2019'da 474-2019'da 155 bin 47
2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından katledildi, 171 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Toplam 471 cinayet.
Kadın cinayetleri konusunda yapılmış araştırmaların sonuçlarına göre, kadın cinayetlerinin arkasında yatan nedenler şu şekilde sırlanmıştır:
Cinayetlerin başlıca sebepleri; Aile içi tartışma, aldatma, kıskançlık, namus, geçimsizlik, ekonomik sorunlar, işsizlik, psikolojik rahatsızlıklar, töre, boşanma ya da boşanma talebi…
2008'den 2020'ye kadar 3.216 kadın cinayeti işlenmiş ve bir buçuk milyondan fazla aile parçalanmış.
Boşanmaların ana sebepleri arasında birinci sırada ekonomik sorunlar var. Zina, ilgisizlik, şiddet, zenginleşme, evlilik öncesi eşlerin birbirlerini yeterince tanımaması eşlerin birbirlerine aşırı müdahalesi, baba ve annenin eşlerin işlerine aşırı müdahalesi, karı veya kocada bulunan sürekli hastalık hali, aşırı kıskançlık, kadının çalışmaya zorlanması, evliliğe sadece cinsellik açısından bakılması, yalan, kadının aşırı lüks yaşam isteği, alkol ve kötü huylar, çocuk sahibi olamama, tahammülsüzlük, internet etkisi gibi başlıklardan gösterilen sebeplerden.
Bu vahim tabloda hangi hükümet döneminde ortaya çıktı? AKP.
AKP'nin temel söylemi neydi? Adalet, Allah rızası, din, iman, Kur'an.
Eee nerede?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024