Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 4'üncü günü de geride bıraktık.
AFAD'ın açıkladığı son verilere göre, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 17 bin 674'e, yaralıların sayısı da 72 bin 879'a yükselmiş durumda… Ama şu bir gerçek ki, biz yazımızı yazarken bile bu sayılar sürekli değişiyor.
Tespit edilen yıkılan bina sayısı 6 bin 444… AFAD daha önce yapmış olduğu açıklamada, yıkıldığı ihbar edilen ama tespiti yapılmayan bina sayısını 11 bin 302 olarak belirtmişti. Görünen o ki, hala ihbar edildiği halde tespiti yapılamamış binlerce yıkılmış bina mevcut…
Yıkılan binalar, enkazdan çıkarılan cenazeler hepimizi derinden yaralıyor, büyük üzüntüye sevk ediyor ama günler sonrasında sağ olarak çıkarılan vatandaşlarımızı görünce de umudumuz tazeleniyor.
Derin üzüntüyle, buruk bir umudu; hüzünle, acı bir mutluluğu aynı anda yaşıyoruz. Duygularımız karmakarışık, izahı asla mümkün değil…
Enkaz altında olan ya da sağ kurtulduğu halde en yakınlarını kaybetmiş olan vatandaşlarımızla empati kurmaya çalışıyoruz ama bu asla mümkün değil, ateş düştüğü yeri yakıyor gerçekten...
Vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. İnanıyoruz ve eminiz ki, deprem gibi doğal afetlerde vefat eden vatandaşlarımız şehittir. Bu büyük felaketi, her şeyini kaybederek yaşayan vatandaşlarımızın da Allah yardımcısı olsun.
Deprem haberlerini takip ederken, beni en çok etkileyen haberlerden birisi, Doğan Akkök'ün haberi oldu. 24 yaşındaki genç Doğan, Kahramanmaraş Merkez'de bulunan Bahçelievler Mahallesi Selin Apartmanı'nda enkaz altında kalmıştı. Arama kurtarma çalışmalarında 64 saat sonra Doğan'a canlı olarak ulaşıldı.
Ekipler, bir taraftan kurtarma çalışmasına devam ederken, diğer taraftan enkazda sıkışan gencin elini sımsıkı tuttular, bilincini kaybetmemesi için onunla sohbet ettiler. Uzun uğraşlar sonucunda Doğan kurtarıldı ve yeniden doğdu.
Doğan, sohbet ederken 3 gün sonra ilk kez ışık gördüğünü ifade etmişti.
Ve Doğan'ın enkaz altındayken duvara yazdığı yazı hafızalardan asla silinmeyecek: "Umudunuzu kaybetmeyin!"
Evet, depremlerin yerle bir ettiği 10 ilimizde enkaz altında hala ulaşılamayan, Doğan gibi bir umutla kurtarılmayı bekleyen on binlerce vatandaşımız var.
Ve bu vatandaşlarımızın bir kısmı hala canlı…
Onlar umutla kendilerine uzanan bir el bekliyorlar, o el biz olalım, onların umudu olalım ve bir canı dahi kurtarmak konusunda umudumuzu asla kaybetmeyelim.
Unutmayalım ki Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ifade ettiği gibi, "Bir insanı kurtarmak, tüm insanlığı kurtarmak gibidir."
Şimdi en fazla odaklanacağımız nokta bu olmalı.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın deprem mesajında yaptığı "birlik" vurgusu çok çok önemli:
"Toplum olarak birlikte olacağız, kenetleneceğiz. Gün siyasetin üstünde, gün fikirlerin üstünde, gün birlik olma günü, beraber olup yaraları sarma günü."
Tartışmalar, kavgalar daha sonra; önceliğimiz, enkazların altından Doğan'ları kurtarmak, çıkardığımız Doğan'ların ise yaralarını sarmak olmalı.
Enkazdan kurtulanlar, yakınlarını, her şeylerini kaybettiler, onlara kardeş olmalıyız, umutlarını kaybettilerse umut olmalıyız. Onlar, acı yaşarken, kavga görmemeli.
Onların acil ihtiyaçlarını zaman kaybetmeden acilen karşılamalıyız.
Onlar bir taraftan kaybettiklerinin acılarını en üst düzeyde yaşarken, bir taraftan da dondurucu soğukla, açlıkla, susuzlukla, hastalıklarla mücadele ediyorlar.
Onlara battaniye, çadır, uyku tulumu, palto, kışlık kıyafet, ısıtıcı, su, ekmek, gıda ürünleri başta olmak üzere ihtiyaç duydukları ne varsa hemen göndermeliyiz.
Bu noktada birçok kuruluş büyük bir gayret içinde…
Ama ben bizzat şahit olduğum için söylüyorum ki, Bağımsız Türkiye Partisi'nin tüm il teşkilatları büyük bir gayretle ihtiyaç duyulan bu malzemeleri deprem bölgesindeki illere göndermeye çalışıyor.
Tüm Türkiye ihtiyaç malzemesi toparlarken, depreme maruz kalan 10 ilin BTP teşkilatları ise bunları vatandaşlarımıza ulaştırmaya çalışıyor.
BTP teşkilatları, vatandaşlar soğuktan donmasın diye barınma mekanları oluşturuyor, onlara çay, çorba ve yemek ikram ederek yaralarını sarmaya çalışıyor.
Bu örnek çalışmalarından dolayı BTP'nin tüm o cömert yüreklilerini, gece gündüz bu yardım malzemelerini bölgeye göndermek için uğraşan BTP'li genç kardeşlerimizi, kendi yaşadıkları acıyı bir kenara koyarak, bu yardımları büyük bir özveriyle mağdur vatandaşlarımıza dağıtan deprem bölgesindeki BTP teşkilat mensuplarını ve de bütün bu çalışmaları ilk saatlerden itibaren koordine eden BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı yürekten tebrik ediyorum.
İyi ki varsınız.
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025