Bugün 10 Kasım. Emperyalistleri dize getiren, ezilen hakların umudu olan, Anadolu'nun Türk'ün ebedi yurdu olduğunu dünyaya kabul ettiren, Türk milletine kimliğini iade eden büyük insanın vefatının 85. yıl dönümü. Allah (c.c) O'ndan razı olsun. Mekanı cennet olsun.
Birileri, 'Atatürkçü' profili altında Atatürk hakkında çok şeyler söyler. Bir başkaları ise dinci, milliyetçi profili altında başkaca şeyler söyler.
Tabi kimin, ne söylediğine veya neye inandığına kota koyamayız. Ama gerçeklerin istismarına da sessiz kalamayız.
Örneğin Atatürk daha hayatta iken maneviyatı hedef alınmıştı. O fitne hep sıcak tutulmaya çalışıldı. Bu fitne, hem milli hem de manevi tahribatlara yol açtı. Saf insanlarımız bu fitneye inandırılarak bir anlamda imanları çalındı.
Atatürk'ün soyu da belli, sopu da. Yaptıkları da ortada, söyledikleri de. Bize, O'nu rahmet ve minnetle anmak ve de O'nun atılımlarını daha da ileriye götürmek düşer.
Unutmayın ki! Atatürk her türlü yetkisi olmasına rağmen bir helali, haram veya bir haramı, helal yapmamıştır.
Atatürk'ün kılıcı, Müslümana kalkmamıştır.
Atatürk'ün elinde evlat kanı, kardeşkanı yoktur.
Atatürk bırak kendini üstün görmeyi bütün varlığını milletine adamıştır.
Atatürk solcu değildi. Sosyalist değildi. Bugünkü tabirle AB ve ABD hayranı da (mandacı) değildi.
O, maneviyatından aldığı güçle milli duruş göstererek emperyalistleri dize getiren ve de kula kul olmaya hayır, diyerek insanımızı özgürleştiren asrın lideriydi.
Neden dindar bir Atatürk onları ürkütmektedir?
Bu soru, Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'a ait. Sorunun cevabını da şöyle veriyordu Haydar Hocamız;
"Bir düşününüz, Türk milleti Müslüman, onu kurtaran lider dinsiz; Türk milleti Allah'ı, Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa'yı biliyor ve seviyor, Atatürk bunları tanımıyor.
Böyle dinden uzak bir liderin, canı ile vatan savunması yapmasına imkân var mıdır?
Kendisine küçücük bir hediye getirene teşekkür etmeyi nezaketten sayanlar, koskoca bir vatanı, bayrağı, bağımsızlığı armağan edene neden dinsiz yaftasını reva görmekteler?
Atatürk bir Osmanlı paşasıdır. Bugün kafasından Osmanlı fesini eksik etmeyerek, Osmanlı'ya saygı gösterdiğini iddia edenler; anası namussuz bir hayat yaşayan, babası belli olmayan bir çocuğun, Osmanlı paşası olmasını neyle izah etmekteler?
Anasının namussuzluğunu dillerine dolayarak ona halen Osmanlı paşası demeleri aslında saygı duyduklarını iddia ettikleri Osmanlı'ya ciddi bir hakarettir...
Bizler, dindar Atatürk'ten kaçanların siyasette sığındıkları en büyük liman olan, "dindar millet, dinsiz devlete karşı" söylemlerini bozduk.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yalanını ifşa ettik. Atatürk dindarsa ve milleti ile buluşursa, din bezirgânlığı yaparak siyasette tutunanlar neyle milleti kandıracaklar?"
Atatürk hastalığını sakladı
Atatürk'ün rahatsızlığı ve özellikle Avrupa'dan doktor getirtilmesi, dünyada geniş yankı bulmuştu.
Ölmek üzere olduğu ve yerine kimin geçeceği yönündeki haberler üzerine Atatürk tüm dünyaya sağlıklı olduğunu göstermek isteyerek 19 Mayıs 1938 günü (Samsun'a çıkışının 19. yıldönümünde) Ankara Stadyumu'nda halkın karşısına çıktı.
Bu, Ankaralıların karşısına son kez çıkışıydı. Kutlamalar çok parlak geçti, o günün anısına Ankara Stadyumu'nun adı 19 Mayıs Stadyumu olarak değiştirildi.
Hatay gezisi ve İstanbul'a geçiş
'Hatay, benim şahsi meselemdir' diyen Mustafa Kemal, 19 Mayıs kutlamaları ardından Hatay sorunu ile ilgili olarak Mersin'e hareket etti ve daha sonra Adana'ya geçti.
Yapılan askeri geçit törenleri ile ordunun başında olduğunu gösterdi. Bu törenler işe yaradı, dış basında çıkan 'hastalık' ve 'ölüyor' tarzı haberler kesildi.
Ancak bu seyahat Atatürk'ün hastalığını iyiden iyiye artırmıştı. Atatürk 26 Mayıs 1938 günü son defa Ankara'dan ayrıldı, İstanbul'a hareket etti.
Hastalığı iyice artmıştı. Vefatından yaklaşık 15 gün kadar önce bir mesaj yayınlattı. Şöyle diyordu büyük insan Atatürk;
"Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli.
Tüm Müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler."
İşte bu imana sahip Atatürk'ün son sözü "VE ALEYKÜM SELAM" oluyor ve ebedi âleme geçiyordu.
Atatürk dinsiz olabilir mi?
Başta da dediğim gibi hayatı her şeyi ile ortada, son sözleri bile iman olan bu insana 'dinsiz' iftirası, aslında bu iftiranın sahiplerinin dinsizliğidir.
BTP Lideri Hüseyin Baş, Aralık 2021'de şöyle diyordu;
"Velev ki Atatürk, bunların dediği gibi inançsız bir insan, haşa, hepimizden Müslüman da, velev ki öyle olsun.
Bu kadar Müslüman adam için savaşır mıydı? Savaşmazdı.
Hadi boşluğuna geldi savaştı! Bu Cumhuriyetin egemenliğini, 'milletindir' diyerek bu kadar Müslümana bırakır mıydı?
Hadi o da boşluğuna geldi! Anadolu'da yaşayan 500 bin Rum, Ermeni vs. Hristiyan'ı Avrupa'da ve farklı coğrafyalarda yaşayan 1 milyon 200 bin Türk ile nüfus mübadelesi adı altında değiştirir miydi?
Onları yollayıp, Müslümanları getirir miydi? Bu kadarını da yanlışlıkla yapmaz herhalde!
Demek ki ne var burada; Atatürk, bütün hizmetini, çalışmasını Müslüman Türk milleti için yapmıştır. Babamın dediği gibi bunu kabul etmeyen haindir ve cahildir, başka hiçbir şey değildir."
Peygamber Efendimiz (s.a.v) ne buyurmuştu?
"Bir kimse Müslüman kardeşini tekfir ederse, küfür ikisinden biri üzerine döner."(Müslim, İman 26)
"Herhangi bir Müslüman diğer bir Müslümanı tekfir ettiğinde o kâfirse kâfirdir, değilse kendisi kâfir olur." (Ebu Davûd, Sünnet 15)
Ruhun şad olsun Atam…
Rahmetle ve Minnetle anıyoruz. Bu aziz Türk milletine yapılmış en büyük ihanetlerden birisi Gerçek Atatürk'ün bizlere anlatılmamasıydı, Kaleminize gönlünüze sağlık.
Sayın Akın Aydın Bey; Her zaman olduğu gibi yine harika bir yazı yazmışsınız. Hem tebrik, hem de teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun inşaallah. Atatürk'e karşı haksızca alerji duyanlar keşke bu harika yazıyı okusalar. İnşaallah okuyanlar olur ve kötü düşüncelerinde değişim olmasa da biraz şüpheye düşerler. Ruhu şad olsun inşaallah. Sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Yolunuz açık olsun inşaallah.
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025