Dünyamızda hiç bir bahanesi, dayanağı ve gerekçesi olmayanların başında "terör" gelir. Bunun akılla, mantıkla, hak ve hukukla uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur. Kim tarafından ve kime karşı yapılırsa yapılsın hiç bir hafifletici sebebi olamaz. Adalet gereği ceza, insani ve hukuki açıdan toplum hayatının güven ve huzuru için olmazsa olmazların başında gelir. Anayasada ve hukuk literatüründe suç bellidir ve karşılığındaki cezada orada mevcuttur. Mahkemesi vardır... Savcısı, hakimi, avukatı vardır. Olaylar, iddialar, ithamlar incelenir, araştırılır, soruşturmalar yapılır, savunmalar alınır ve nihayet hem hukuka ve hem de vicdana bakılır karar verilir. Ve bu karar da "parmağı acıtmaz". Çünkü burada herkesin uymakla mükellef olduğu bir anayasa ve toplum vicdanı var. Ve müesses nizamın yetkili ve sorumlu kıldığı şahsın ve kurumun dışında hiç bir güç ceza veremez. Dahası Anayasada suç olarak tarifini bulmayan hiç bir şey de suç sayılmaz. Yani önüne gelen nasıl ceza veremezse, yine öyle birileri de kendine göre suç ihdas edemez. Hatta hiç bir suç "düşünülmüştür" ihtimali ile cezalandırılamaz. Hukuk ve adalet işte bu manada devlet ve millet hayatının esasını temin ve teşkil ettiği için "mülkün temeli" kabul edilmiştir. Terörün ise bizzat kendisi suçtur. Onun için terörün hiç bir akılda, mantıkta, hukukta, ırkta ve dinde yeri olamaz. Nerden ve nasıl geleceği belli olmayan, çocuk, yaşlı, kadın, hasta, suçlu - suçsuz demeden herkesi ve herşeyi hedef alabilen, öldüren, yakan, yıkan terör elbette ve hiç şüphesiz bir insanlık suçudur. Kim, hangi örgüt ve hangi devlet buna az veya çok bulaşmışsa, bunu besliyorsa ve bunu kullanıyorsa o şahıs da, o örgüt de ve o devlet de insanlık suçu işlemektedir. Bugün terörün boyutlarına baktığımızda insanlık, en karanlık çağlarda bile böylesine bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıya gelmemiştir. Ve maalesef terör, bugün bir strateji, bir savaş kabul edilerek yaygınlaştarılmakta ve uygulanmaktadır. Terörden medet umanların kapıldıkları bu terör kuyusuna düşmeyeceklerini kim garanti edebilir. Ayrıca bu terörün tahrip edemeyeceği bir insan ve toplum yapısı olamayacağına göre bunun faillerinin, teorisyenlerinin, uzmanlarının, hasılı ondan çıkar sağladığını zannedenlerin aynı tahribata maruz kalacakları da bir vakıadır.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010