"İktidara geldiğimiz teröre bana ne, diyeceğiz. İşsizliği çözmeyeceğiz, eğitimdeki, sağlıktaki, ulaşımdaki sorunlarla ilgilenmeyeceğiz, ekonomiymiş, dış politikaymış vs. bizi ilgilendirmez. Biz kaymağı yeriz, yandaşı kollarız, cep ve kutuları doldurur vakti gelince de çekip gideriz" diyen bir parti ve vekil adayları gördünüz mü, duydunuz mu?Yok, göremezsiniz, duyamazsınız. Ama yukarıdaki gibi bir tabloyu ortaya koyanları çok gördünüz, görmektesiniz. Her parti ve adayları seçim dönemlerinde; "Biz şunu yapacağız, bunu vereceğiz, bizimle huzur bulacaksınız, bizimle güvende olacaksınız" gibi bin bir söylem ve vaatlerle karşınıza gelirler.Yaşanan bir gerçek ki, bizler halimize bakmaz, lafa bakarız. Gerçeklere inanmaz, tabulara takılır. Birileri de o tabulara sahiplenir, insanları iman ettirir ve bir bakarsın ki iktidar olmuşlar. Hele iktidarlarını keskin dini kavramlarla cilaladılar mı, "iş tamam". Kullan, kullanabildiğin kadar. Ye yiyebildiğin kadar. Sat satabildiğin kadar. Yine bir seçim dönemindeyiz ve yine aynı söylemler. Bir farkla ki, bu seçime devlet kurumlarını tekeline almış ve de almaya çalışan, icraatlarıyla değil Cumhuriyet tarihini hedef alan sanki kendisinden başka İslam ve insan yokmuş gibi kibirlenen, böbürlenen kasası dolu, medyası hazır, Cumhurbaşkanı destekli 3 dönemlik bir iktidar partisiyle girilecek olması. Diğer partilere bakıyorsun! Başka ülkelerden stratejisiler getiriyor, yeni söylem ve reklam arayışlarına giriyorlar. Neden? Seçimi kazanmak için. Aynen dün olduğu gibi bugünde, artık analar ağlamayacak, kardeşlik sağlanacak. Ekonomik ve sosyal problemler bitirilecek. Türkiye hem içerde, hem dışarıda büyük devlet olduğunu dostta düşmana gösterecek vs. söylemleri dillerde. Bu noktada milletimizin artık kendine gelmesi şart. Çünkü ülkemiz öyle bir noktaya getirildi ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi "bu seçimler milletimizin sandığa son gidişi olabilir."Ne yapacağız? Madem ki sen asılsın, vekilini, vekil seçeceğini sorgulayacaksın. Terörü bitireceksin ama nasıl? Ekonomiyi düzelteceksin, çalışanlara insanca yaşamayı sağlayacak bir gelir vereceksin ama nasıl, nerden? Eğitim, sağlık ve ulaşım sorunlarını çözeceksin ama nasıl? Din istismarcılarını, mezhep kavgası isteyenleri yok edeceksin ama nasıl? Kısaca sordukça soracaksın. Eğer aldığın cevaplar emperyalist mantığıyla, kapitalizm kaynak gösterilerek cevaplanıyorsa bil ki, yarının bugünden daha beter olacak. Yok, eğer karşında sana vekillik yapmaya aday olan kişi eğer "biz, ülkemizi tam bağımsızlığına kavuşturacağız. Ülkemizi emperyalistlerin kölesi olmasından kurtaracağız. Kapitalizmin hükümranlığına son vereceğiz. Eğitim, sağlık bedava olacak." Diyorsa ona da sor nasıl, diye.Devlet, senyoraj hakkını kullanarak kendi parasını basıp, piyasaya sürecek. Ticaretini kendi parasıyla yapacak. Böylece doların hakimiyeti sonlandırılıp, para emeğin karşılığı olacak.Yer altı kaynakları devletleştirilip, devlet millet ortaklığıyla işletilecek. Vergiler adil bir şekilde tahsil edilecek. Yüz bin TL'nin altında geliri olan işletmelerden vergi alınmayacak. Vatandaşlık maaşı, ev hanımlarına maaş, çocuk maaşı artı devletin vatandaşına çalışma ortamı hazırlaması, fakirlik sınırının üzerinde bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi, iş kurmak isteyenlere gerekli desteğin verilmesi, eğitim ve sağlığın bedava vatandaşın ayağına götürülmesi gibi görevleri yerine getirerek, "baba devlet" vasfına kavuşacak. Böylece vatandaş devletine sahip çıkacak. Bölücülerin tuzağına düşmeyecek.İtikadı gerçeğimiz olan "Ehl-i Beyt" nefesi Anadolu'nun her tarafını saracak. Böylece dinci, diyalogcu ve mezhepçi kindar akımlar ortadan kalkacak. Sosyal Devlet Milli Devlet projeleriyle insanımıza güvenli huzurlu bir hayat yaşama şansı verilecek. Bu ve daha fazlasını ve de daha iyi anlatanlara; bu projelerin ispatı var mı, diye sorun. En az 100'den fazla örnek verilecektir. Artı matematik ve yaşadığımız hayat gerçekleri de ortada.Kim uygulayacak, hayata geçirecek, diye de sorun. Cevap Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibi ise doğrudur. Değilse haline bak?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024