AKP iktidara 3 Y ile gelmişti. Yoksulluğu bitirecek. Yolsuzluğu bitirecek. Yasakları kaldıracaktı.
Bir de baraj sözü vardı; Barajlar kalkacak. Milletin tamamı parlamentoda temsil edilecekti.
Şaşıracaksınız (!) ama başardılar da. Milleti iki sınıfa ayırdılar; AKP'li olanlar ve olmayanlar. AKP'li olanlardan (halk tabiriyle) eli, ayağı tutan, ağzı laf yapan, çevresi olanların yoksulluğu bitti.
İş adamı oldular, müteahhit oldular, müsteşar oldular, değişik devlet kademelerinden en üst kademelere terfi ettiler. Medya patronu oldular. Aşağıda kalanlara ise gözü yaşlı, fesli, cübbeli ve devletten maaşlı kitap yüklü kişiler aracılığıyla sabrı, kanaati, tevekkülü öğrettiler. Öyle ki, bu kesim kraldan çok kralcı oldu. Gönüllü fedailik yapmaya başladı.
Yolsuzluğu bitireceğiz, dediler. Başardılar (!). Artık yolsuzlukla ilgili yorum bile yapmaya kalkanlar üç, beş kez düşünüyor. Suçlu arayanlar paralelde birleşiyor. İlla yolsuzluk gündem olacaksa SGK ve eski genel müdürü ortaya atılıyor. Yetmezse "ak" olmayan belediyeler. Yani yolsuzluk bitti. Artık böyle bir gündemimiz yok.
Yasakları da kaldırdılar (!). Hemen aklınıza 17-25 Aralık süreci, yaşanan terör olayları akabinde ki yasaklar vs. gelmesin. O yasakları ya yargı, ya RTÜK aldı. Kimse sahiplenmezse iktidar, milletimizin selameti (!) için aldı.
Yoksa Baykal ve MHP'lilerin olduğu iddia edilen kasetler full yayınlandı. AKP'yi öven hangi akademisyenin terfi etmediğini gördünüz, duydunuz. Bütün tv ekranları bu akademisyenlere veya yazar-çizer takımına halılar serdi. Özgürce konuşuyorlar.
Arada bazı akademisyenler de konuşuyor ve ortak bildiri yayınlıyorlar. Onlara da zaten en üst rütbeden "dangalak, müsvedde" damgası vuruluyor. Zaten dangalaklıkta yasak tanımaz.
Büyük Türkiye için ilk günkü aşk devam ediyor. Terörmüş, özerklikmiş, bölünmeymiş, iç savaşmış, cari açıkmış, komşularda yanan ateşmiş vs. hepsini geç. İlk günkü aşk ile yola devam. Hedef kaçtı? Yanılmıyorsam 2023 diye bir rakam vardı. Ha! Hedef 2023. Kim öle, kim kala!
Ama şu baraj mevzuu bir türlü halledilemedi. Kaldırmak mı? Yok, yok. 3 Y'nin taçlandırılması için tek adamlık, pardon başkanlık sistemine geçilmesi gerekiyordu.
% 10 barajı buna hep engel oldu. Şaşırmayın hemen! Mesela baraj % 12 olsa ve HDP baraj altında kalsaydı AKP en az 400 vekil ile istediği sisteme, hem de demokrasi atıyla getirebilirdi. Yani verseydiniz 400 vekili ilk günkü aşk bu kadar acılı olmayacaktı. Onun için durmak yok; Y, Y, Y.
Bir de baraj sözü vardı; Barajlar kalkacak. Milletin tamamı parlamentoda temsil edilecekti.
Şaşıracaksınız (!) ama başardılar da. Milleti iki sınıfa ayırdılar; AKP'li olanlar ve olmayanlar. AKP'li olanlardan (halk tabiriyle) eli, ayağı tutan, ağzı laf yapan, çevresi olanların yoksulluğu bitti.
İş adamı oldular, müteahhit oldular, müsteşar oldular, değişik devlet kademelerinden en üst kademelere terfi ettiler. Medya patronu oldular. Aşağıda kalanlara ise gözü yaşlı, fesli, cübbeli ve devletten maaşlı kitap yüklü kişiler aracılığıyla sabrı, kanaati, tevekkülü öğrettiler. Öyle ki, bu kesim kraldan çok kralcı oldu. Gönüllü fedailik yapmaya başladı.
Yolsuzluğu bitireceğiz, dediler. Başardılar (!). Artık yolsuzlukla ilgili yorum bile yapmaya kalkanlar üç, beş kez düşünüyor. Suçlu arayanlar paralelde birleşiyor. İlla yolsuzluk gündem olacaksa SGK ve eski genel müdürü ortaya atılıyor. Yetmezse "ak" olmayan belediyeler. Yani yolsuzluk bitti. Artık böyle bir gündemimiz yok.
Yasakları da kaldırdılar (!). Hemen aklınıza 17-25 Aralık süreci, yaşanan terör olayları akabinde ki yasaklar vs. gelmesin. O yasakları ya yargı, ya RTÜK aldı. Kimse sahiplenmezse iktidar, milletimizin selameti (!) için aldı.
Yoksa Baykal ve MHP'lilerin olduğu iddia edilen kasetler full yayınlandı. AKP'yi öven hangi akademisyenin terfi etmediğini gördünüz, duydunuz. Bütün tv ekranları bu akademisyenlere veya yazar-çizer takımına halılar serdi. Özgürce konuşuyorlar.
Arada bazı akademisyenler de konuşuyor ve ortak bildiri yayınlıyorlar. Onlara da zaten en üst rütbeden "dangalak, müsvedde" damgası vuruluyor. Zaten dangalaklıkta yasak tanımaz.
Büyük Türkiye için ilk günkü aşk devam ediyor. Terörmüş, özerklikmiş, bölünmeymiş, iç savaşmış, cari açıkmış, komşularda yanan ateşmiş vs. hepsini geç. İlk günkü aşk ile yola devam. Hedef kaçtı? Yanılmıyorsam 2023 diye bir rakam vardı. Ha! Hedef 2023. Kim öle, kim kala!
Ama şu baraj mevzuu bir türlü halledilemedi. Kaldırmak mı? Yok, yok. 3 Y'nin taçlandırılması için tek adamlık, pardon başkanlık sistemine geçilmesi gerekiyordu.
% 10 barajı buna hep engel oldu. Şaşırmayın hemen! Mesela baraj % 12 olsa ve HDP baraj altında kalsaydı AKP en az 400 vekil ile istediği sisteme, hem de demokrasi atıyla getirebilirdi. Yani verseydiniz 400 vekili ilk günkü aşk bu kadar acılı olmayacaktı. Onun için durmak yok; Y, Y, Y.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024