Hükümet özellikle eğitim konularında hamle kabiliyetini ve etkinliğini her geçen gün kaybediyor. Hükümet, hükümet olalıberi yaşanagelen "muktedir olamama" sıkıntısı eğitimle ilgili hususlarda oldukça bariz bir şekilde göze batmaya başladı. Sabık Milli Eğitim Bakanı Mumcu döneminde başlayan "geri adım atma" süreci silsile yoluyla devam ediyor.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın YÖK Yasa Tasarısı'nda ilk günlerde gösterdikleri ısrar ve kararlılıktan eser yok. Uzlaşma adına, bugüne kadar kendilerine selam bile vermeyen rektörlerin uzatma ve zaman kaybettirme taktiklerine boyun eğmekten başka bir iş gelmiyor ellerinden. Rektörlerle hükümet arasında sözde ciddi bir ayrılık var gibi görünse de, son kertede rektörler ne derse o oluyor.
Son İmam Hatip olayı da, hükümetin hamle kabiliyetini kaybedişinin ve yetersizliğinin önemli bir örneği. Hükümet, üniversiteye giriş sınavında meslek liseleri aleyhine devam edegelen fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için bir adım attı atmasına ama... Attığı adımın arkasında duramadı, hemen geriye marş marş! Sözde geride bıraktığımız hafta içinde olay nihayetlenecek ve üniversiteye girişte yapılan adaletsizlik son bulacaktı. Milyonlarca mağdur ve mağdur yakını merakla bu adaletsizliğin son bulacağı anı bekliyordu. Çünkü hükümet milyonları o şekilde umutlandırmıştı. Mağdurlar nazarında küllenmeye yüz tutmuş bu olayı, hükümetin bizzat kendisi gündem etmiş, umutsuz yürekleri umuda gebe bırakmıştı.
Konu, önce Meclis Milli Eğitim Komisyonu'na geldi. Burada görüşülecek ve Genel Kurul'a sevkedilecekti, Genel Kurul'da da oylanarak kabul edilecekti. Yani bu hafta içinde herşey olup bitecekti ama hükümet bunu da beceremedi. Milli Eğitim Komisyonu'nun AKP'li başkanı Tayyar Altıkulaç'ın da büyük gayretleri ve tabii ki, komisyondaki diğer AKP'li üyelerin de oylarıyla iş yokuşa sürüldü ve meslek liseleriyle ilgili gündem bir alt komisyona sevkedildi. ÖSS formları bu ay içinde basılacağı için, bu düzenlemenin bir an önce gerçekleşmesi elzemdi. Aksi takdirde bu sene de aynı adaletsizlik devam edecek ve milyonlarca meslek lisesi mezunu üniversite adayı yine hüsrana uğrayacak. Nitekim şu an öyle de oluyor.
Hükümetin, sahip olduğu anayasal oy çoğunluğuna rağmen kendine güveni olmadığı, attığı her ciddi adımdan, gelen ufak tefek tepkilerle geri adım atmasından anlaşılıyor. İki gazete manşeti hükümetin meslek liseleri düzenlemesini rafa kaldırmasına yetti de arttı bile. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in, "öküz altında buzağı aranmasından ve şapla şekerin karıştırılmasından" yakınması boşuna. Önce yere sağlam basma, atacağı adımın arkasında kale gibi durma, yutamayacağı lokmayı ağzına almama daha sonra buzağı muhabbeti.
Öküzün altında buzağı arayıp, şapla şekeri karıştıran körler dün de vardı bugün de olacak ama anayasayı bile değiştirmeye yetecek meclis çoğunluğu bir daha olmayabilir.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın YÖK Yasa Tasarısı'nda ilk günlerde gösterdikleri ısrar ve kararlılıktan eser yok. Uzlaşma adına, bugüne kadar kendilerine selam bile vermeyen rektörlerin uzatma ve zaman kaybettirme taktiklerine boyun eğmekten başka bir iş gelmiyor ellerinden. Rektörlerle hükümet arasında sözde ciddi bir ayrılık var gibi görünse de, son kertede rektörler ne derse o oluyor.
Son İmam Hatip olayı da, hükümetin hamle kabiliyetini kaybedişinin ve yetersizliğinin önemli bir örneği. Hükümet, üniversiteye giriş sınavında meslek liseleri aleyhine devam edegelen fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için bir adım attı atmasına ama... Attığı adımın arkasında duramadı, hemen geriye marş marş! Sözde geride bıraktığımız hafta içinde olay nihayetlenecek ve üniversiteye girişte yapılan adaletsizlik son bulacaktı. Milyonlarca mağdur ve mağdur yakını merakla bu adaletsizliğin son bulacağı anı bekliyordu. Çünkü hükümet milyonları o şekilde umutlandırmıştı. Mağdurlar nazarında küllenmeye yüz tutmuş bu olayı, hükümetin bizzat kendisi gündem etmiş, umutsuz yürekleri umuda gebe bırakmıştı.
Konu, önce Meclis Milli Eğitim Komisyonu'na geldi. Burada görüşülecek ve Genel Kurul'a sevkedilecekti, Genel Kurul'da da oylanarak kabul edilecekti. Yani bu hafta içinde herşey olup bitecekti ama hükümet bunu da beceremedi. Milli Eğitim Komisyonu'nun AKP'li başkanı Tayyar Altıkulaç'ın da büyük gayretleri ve tabii ki, komisyondaki diğer AKP'li üyelerin de oylarıyla iş yokuşa sürüldü ve meslek liseleriyle ilgili gündem bir alt komisyona sevkedildi. ÖSS formları bu ay içinde basılacağı için, bu düzenlemenin bir an önce gerçekleşmesi elzemdi. Aksi takdirde bu sene de aynı adaletsizlik devam edecek ve milyonlarca meslek lisesi mezunu üniversite adayı yine hüsrana uğrayacak. Nitekim şu an öyle de oluyor.
Hükümetin, sahip olduğu anayasal oy çoğunluğuna rağmen kendine güveni olmadığı, attığı her ciddi adımdan, gelen ufak tefek tepkilerle geri adım atmasından anlaşılıyor. İki gazete manşeti hükümetin meslek liseleri düzenlemesini rafa kaldırmasına yetti de arttı bile. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in, "öküz altında buzağı aranmasından ve şapla şekerin karıştırılmasından" yakınması boşuna. Önce yere sağlam basma, atacağı adımın arkasında kale gibi durma, yutamayacağı lokmayı ağzına almama daha sonra buzağı muhabbeti.
Öküzün altında buzağı arayıp, şapla şekeri karıştıran körler dün de vardı bugün de olacak ama anayasayı bile değiştirmeye yetecek meclis çoğunluğu bir daha olmayabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012