Dün Muharrem ayının 10'uncu günüydü.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) ciğerparesi İmam Hüseyin'in (a.s.) yarenleriyle birlikte Kerbela'da şehit edilişinin yıldönümüydü. Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Peygamber evladının maruz kaldığı bu katliam, Peygamber Efendimizin vefatından 48 yıl sonra gerçekleşmiştir. Düşünebiliyor musunuz, İmam Hüseyin'i kıyanlar ya Hz. Resulullah'ı bizzat görenler, ya da O'nu görenlerin çocukları… İnsanoğlunun ne kadar nankör olduğunu anlamamız için başka bir delile ihtiyaç var mı?
Dün Hz. Peygamberin dizi dibinde oturanlar, aradan 50 yıl geçmeden O'nun evladını acımasızca kıydılar, hem de ailesiyle birlikte, çölün ortasında susuz bırakarak…
Canına kıydıkları İmam Hüseyin öyle bir Hüseyin ki:
Cenab-ı Hak, Ahzab suresi 33'üncü ayetinde (Tathir ayeti) O'nun için "tertemizdir" diyor; Şura suresi 23'üncü ayette ise (Meveddet ayeti) O'nun sevilmesini farz kılıyor.
O, ahlaken doruk noktada bir mü'mindir. O, şehitlerin efendisidir.
O, Hz. Peygamber'in Gadir-i Hum'da, Maide 67'inci ayet ve Maide 3'üncü ayetin gereği imam, halife, vasi, hidayet önderi, mü'minlerin emiri olarak ilan ettiği, naspettiği Ehl-i Beyt imamlarının üçüncüsüdür. O, Allah Resulü'nün Gadir Hum'da verdiği hutbede söylediği "kendisine itaatin farz kılındığı" imamlardan biridir.
O, ismini bizzat Cenab-ı Hakk'ın koyduğu kişidir. O, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) "oğlum" diye hitap ettiği kişidir. (İbn Mace, Mukaddime, 11) O, Allah Resulü'nün soyunu kıyamete kadar devam ettiren kişidir. O'nu kıyanlar, Allah Resulü'nün nesline kast ettiler.
O, Resulüllah'ın baş parmağını emen ve Allah Resulü'nün "eti etimdendir, kanı kanımdandır" dediği kişidir. Yani O'na kıyan kişilerin asıl kıydığı Allah Resulü'nün kendisidir, akıttıkları kan Allah Resulü'nün kanıdır. O, Hz. Peygamber'in ifadesiyle, Habil'in kaderini yaşayan, düşmanlarına da Kabil'in cezası verilecek olan kişidir.
O, şahadeti daha doğumunda Allah Resulü'ne bildirilen, Allah Resulü'nün göz yaşı döktüğü, şehit düşeceği toprağın Cebrail tarafından Allah Resulü'ne verildiği kişidir.
O, Allah Resulü'nün, "Sen büyüksün, büyük birinin oğlusun (Hz. Ali), büyük insanların babasısın. Sen Allah'ın hüccetisin, Allah'ın hüccetinin oğlu ve Allah'ın hüccetlerinin babasısın, ki bunlar dokuz kişidir. Onların sonuncusu, onların Kaim'i (İmam Zaman) olacaktır" buyurduğu sevilmiş ve seçilmiş kişidir.
O, Allah Resulü'nün "Ben Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin kıyamet gününde Arş'ın altında bir kubbe içindeyiz" (el-Heysemi, Mecma'uz-Zevaid, s.174) buyurduğu beş kişiden biridir.
O, Hz. Peygamber'in cennet gençlerinin efendisi dediği kişidir. (Zehebi, c.3, s.282)
O, yaşadığı dönemin en alimi, dinde derin kavrayışa sahip büyük bir imamdır.
O, günde bin rekat namaz kılardı.
O, oğlu İmam Zeynelabidin'in, "Ben nasıl doğduğuma şaşırıyorum, çünkü babam İmam Hüseyin, gece ve gündüzde bin rekat namaz kılardı" dediği kişidir.
O, cömertlikte, takvada, ilimde, ibadette, şecaatte doruk noktada olan bir kişidir.
O, kendisini şehit edecek olanların bile, "içimizde imam olmaya en layık kişisin" diyerek arkasında saf bağladığı kişidir.
O, hakkın savunulması, Allah'ın verdiği vazifenin yapılması, yok olmaya yüz tutmuş dini değerlerin yeniden ikame olması, batılın yerle bir olması uğruna canını, kanını ortaya koyan kişidir.
O, 72 kişiyle 30 bin kişinin karşısına, zerre kadar korkuya kapılmadan Allah için çıkan kişidir.
O, Kerbela'da şehit olacağını bilmesine rağmen Allah'ın verdiği vazifeden geri dönmeyen kişidir.
O, Allah'ın ayetlerine ve Peygamberin Gadir-i Hum'da naspına rağmen İmam Ali'nin, İmam Hasan'ın ve kendisinden sonraki Ehl-i Beyt imamlarının hakkının gasp edilmesine canıyla, kanıyla karşı duran kişidir.
Tabii ki İmam Hüseyin'in faziletlerini anlatabilmek mümkün değildir, daha detaylı bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatı'ndan olan imam Hüseyin (a.s.) eserini mutlaka temin edip okuyunuz.
Her yönüyle mükemmel, sevilmiş ve seçilmiş olan İmam Hüseyin, elbette ki hak-batıl mücadelesinde hakkın temsilcisi olan büyük bir şahsiyettir.
Peki, ya namaz kıldıkları, Allah'a ve Peygamber'e iman ettiklerini söyledikleri halde İmam Hüseyin'i şehit edenlerin durumu nedir?
Kerbela hadisesi bize göstermektedir ki, önemli olan namaz kılıyor gözükmek değil, sarık takmak cübbe giymek değil, Müslüman ismi taşıyıp, ben Müslüman'ım demek değil; hak-batıl mücadelesinde doğru safta olabilmektir.
Hüseyni duruş, şartlar ne olursa olsun batılın karşısında dimdik durabilmek, hakkı ikame etmektir.
Bugün bu duruşu ortaya koyabilen tek kişi de Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Bugünün Yezitleri kıtalar dolaşıyor, dünyanın her tarafını Kerbela'ya döndürdüler.
Herkes küresel Yezitlerin karşısında boyun büküp, onlardan icazet almanın peşinde koşarken; Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli'yle, Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret formülüyle, Sosyal Devlet Milli Devlet anlayışıyla, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt teziyle, birlik ve beraberlik duruşuyla dimdik ayakta durmaktadır, örnek ve önder olmaktadır.
O'nun Hüseyin'in safında olduğuna şüphe yoktur; asıl mesele biz kimin safındayız, Hüseyinlerin safında mı, yoksa Yezitlerin safında mı?
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024