Geçen hafta Mürsi'nin
gölgesinden ikinci bir tırsi olayı yaşadık. Daha doğrusu AKP iktidarının,
İsrail'e (Yahudilere) ikinci "One Munit" inden sonra ki, 2. sorry dileyişiydi.
İktidar Gezi
olaylarının önüne bakma yerine hala arkasını merak ediyor. Bu olayları,
birisine fatura etme gayretinden vazgeçmiyor. Tabi ilk faturayı Erdoğan, CHP'ye
kesmişti. Kurmayları da aynı istikamette gidiyor.
İşte bu mealde geçen
hafta Cihan Haber ajansı, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'dan bir haber geçti.
Habere göre Atalay, "Gezi Parkı
olaylarının arkasında Yahudi diasporası" olduğunu iddia etmiş.
Ya sonra ne oldu?
Erdoğan'a, Yahudi üstün
hizmet madalyası (cesaret ödülü) veren ADL örgütü, yaptığı açıklamada;
Atalay'ın sözlerinden dehşete düştüklerini, ifade ettiler.
Yine Amerikan Yahudi
Komitesi (AJC) yayınladığı bildiriyle, Atalay'ın sözlerini kınadı ve "AJC, Türk
hükümetini, Yahudilere karşı komplo teorileri yaymaya son vermeye çağırıyor"
diye seslendi.
Türk Musevi Cemaati ise
kaygılarını belirtip, bu tip çıkışların
ortaya çıkaracağı sonuçlara dikkat çekip, üzüntülerini dile getirdiler.
Ve ertesinden
bekledikleri "sorry" aldılar.
Beşir Atalay bu haber
ve tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, sözlerinin bir ajans tarafından bilinçli
olarak çarpıtldığını ifade etti. (Bu ajansın pensilvanya aşkını biliyorsunuz)
Devamında ise şöyle dedi; "Yahudi lobisi veya Musevilere yönelik bir itham söz
konusu değil. Ancak bu olayları büyüterek veren yabancı bir medya kuruluşunun
arkasındaki sermayeye atıf yaptım. Yoksa Musevilerle ilgili onları incitecek
bir söz söylemem. Böyle sunulması kasıtlı. Ben kelimeleri seçerken çok
dikkatliyimdir. Üzüntü duydum."
Erdoğan, Atalay veya
hükümetten başka isimler İsrail'i, Musevileri incitecek bir söz söyleyebilir
mi?
Bence söyleyemez.
Neden? Çünkü AKP hükümeti ile İsrail ve Yahudilerin dostlukları parçimlenmiş
vaziyette. Örnek mi istiyorsunuz?
Erdoğan ve AKP
kurmaylarının geçmişteki İsrail ve Yahudilerle ilgili söylem ve çıkışları
kayıtlı. Ama bu İsrail ve örgütleri, Erdoğan'a "üstün hizmet madalyası"
verdiler. Neden?
AKP hükümeti, iki
Kıbrıs adası büyüklüğünde ki, güney sınırımızı (Suriye sınırını) mayınları
temizlesinler diye 49 yıllığına israil'e vermeye kalktı.
Galataport ilk olarak
Yahudi Ofer ailesine ihale edildi. Tepkiler üzerine vazgeçildi. Tüpraş'ın %
15'i yine çaktırmadan Yahudilere gitti.
AKP iktidarı ilk olarak
Lübnan'a asker gönderdi. Kimin için? Sonra topraklarımıza füze kalkanına evet,
dedik. Kimin için?
Erbakan döneminde
israil ile imzalanan askeri ve ekonomik anlaşmalar daha da geliştirildi.
Gazze'yi bombalayanlar, Konya ovasında eğitim alıyordu.
Mavi Marmara olayında
vatandaşlarımız katledildi. Hükümet celallendi. Rakamlarda celallenmiş. Son üç
yılda israil ile tücaretimiz % 40 artmış.
Mavi Marmara'dan üç yıl
sonra Obama aracılığıyla israil telefondan özür diledi ve Türkiye'nin onayıyla,
NATO tatbikatlarına katılma hakkını aldı.
AKP iktidarının
çıkardığı petrol ve maden kanunlarıyla, ülkemizde maden arayan ve çıkaran
şirketlere baktığınızda, çoğunu Yahudi iş adamlarına ait olduğunu
görebilirsiniz.
Hülasa AKP, İsrail ve
Musevileri üzmez, üzemez.
Ama Erdoğan şöyle
çıkışlar yaptı, tepkiler verdi vs. Diyenler olabilir. Doğru. Ama peşine "sorry,
sorry, sorry" demeçlerini de iyi algılamamız lazım...
gölgesinden ikinci bir tırsi olayı yaşadık. Daha doğrusu AKP iktidarının,
İsrail'e (Yahudilere) ikinci "One Munit" inden sonra ki, 2. sorry dileyişiydi.
İktidar Gezi
olaylarının önüne bakma yerine hala arkasını merak ediyor. Bu olayları,
birisine fatura etme gayretinden vazgeçmiyor. Tabi ilk faturayı Erdoğan, CHP'ye
kesmişti. Kurmayları da aynı istikamette gidiyor.
İşte bu mealde geçen
hafta Cihan Haber ajansı, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'dan bir haber geçti.
Habere göre Atalay, "Gezi Parkı
olaylarının arkasında Yahudi diasporası" olduğunu iddia etmiş.
Ya sonra ne oldu?
Erdoğan'a, Yahudi üstün
hizmet madalyası (cesaret ödülü) veren ADL örgütü, yaptığı açıklamada;
Atalay'ın sözlerinden dehşete düştüklerini, ifade ettiler.
Yine Amerikan Yahudi
Komitesi (AJC) yayınladığı bildiriyle, Atalay'ın sözlerini kınadı ve "AJC, Türk
hükümetini, Yahudilere karşı komplo teorileri yaymaya son vermeye çağırıyor"
diye seslendi.
Türk Musevi Cemaati ise
kaygılarını belirtip, bu tip çıkışların
ortaya çıkaracağı sonuçlara dikkat çekip, üzüntülerini dile getirdiler.
Ve ertesinden
bekledikleri "sorry" aldılar.
Beşir Atalay bu haber
ve tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, sözlerinin bir ajans tarafından bilinçli
olarak çarpıtldığını ifade etti. (Bu ajansın pensilvanya aşkını biliyorsunuz)
Devamında ise şöyle dedi; "Yahudi lobisi veya Musevilere yönelik bir itham söz
konusu değil. Ancak bu olayları büyüterek veren yabancı bir medya kuruluşunun
arkasındaki sermayeye atıf yaptım. Yoksa Musevilerle ilgili onları incitecek
bir söz söylemem. Böyle sunulması kasıtlı. Ben kelimeleri seçerken çok
dikkatliyimdir. Üzüntü duydum."
Erdoğan, Atalay veya
hükümetten başka isimler İsrail'i, Musevileri incitecek bir söz söyleyebilir
mi?
Bence söyleyemez.
Neden? Çünkü AKP hükümeti ile İsrail ve Yahudilerin dostlukları parçimlenmiş
vaziyette. Örnek mi istiyorsunuz?
Erdoğan ve AKP
kurmaylarının geçmişteki İsrail ve Yahudilerle ilgili söylem ve çıkışları
kayıtlı. Ama bu İsrail ve örgütleri, Erdoğan'a "üstün hizmet madalyası"
verdiler. Neden?
AKP hükümeti, iki
Kıbrıs adası büyüklüğünde ki, güney sınırımızı (Suriye sınırını) mayınları
temizlesinler diye 49 yıllığına israil'e vermeye kalktı.
Galataport ilk olarak
Yahudi Ofer ailesine ihale edildi. Tepkiler üzerine vazgeçildi. Tüpraş'ın %
15'i yine çaktırmadan Yahudilere gitti.
AKP iktidarı ilk olarak
Lübnan'a asker gönderdi. Kimin için? Sonra topraklarımıza füze kalkanına evet,
dedik. Kimin için?
Erbakan döneminde
israil ile imzalanan askeri ve ekonomik anlaşmalar daha da geliştirildi.
Gazze'yi bombalayanlar, Konya ovasında eğitim alıyordu.
Mavi Marmara olayında
vatandaşlarımız katledildi. Hükümet celallendi. Rakamlarda celallenmiş. Son üç
yılda israil ile tücaretimiz % 40 artmış.
Mavi Marmara'dan üç yıl
sonra Obama aracılığıyla israil telefondan özür diledi ve Türkiye'nin onayıyla,
NATO tatbikatlarına katılma hakkını aldı.
AKP iktidarının
çıkardığı petrol ve maden kanunlarıyla, ülkemizde maden arayan ve çıkaran
şirketlere baktığınızda, çoğunu Yahudi iş adamlarına ait olduğunu
görebilirsiniz.
Hülasa AKP, İsrail ve
Musevileri üzmez, üzemez.
Ama Erdoğan şöyle
çıkışlar yaptı, tepkiler verdi vs. Diyenler olabilir. Doğru. Ama peşine "sorry,
sorry, sorry" demeçlerini de iyi algılamamız lazım...
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024