Hatırlarsanız! Cemaat ve AKP henüz birbirine girmemiş, ortaktılar, kardeştiler. Erdoğan "ben bu davanın savcısıyım" diyordu. Arınç ise henüz siyasetten ümidini kesmemişti. Arada şarkı sözlerindeki tahrik edici kelimelere ve kadın kahkahalarına takılsa da, siyasetende, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyordu. Neydi bu süreç? Ergenekon ve akabinde başlatılacak ve yıllarca sürecek Balyoz davalarıydı. Erdoğan bu sürecin amacını, İtalya'nın "Temiz Elleriyle" örneklendirip, rahatsız olanları kınıyor ve "? Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkanlıklardan, gayri meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye er ya da geç kurtulmak durumundadır" Diyordu. Evet, Erdoğan ve kabinesinin mutlu ve müreffeh Türkiye için olmazsa olmaz, diye başlatılan gözaltı kararları, gece baskını ve aramalar, nokta kazılar, ordu evinde paşalara kelepçe, kozmik oda vs. kurgularını hep beraber izledik. Netice, Türk yargısı siyasetin oyuncağı oldu. Meydanlarda zanlılar asıl, kesildi, biçildi. Sonuç; Bu asıp, kesenler, "kumpas" tabiriyle geçen 5, 6 yılı temize çıkardı. Neden? Çünkü 17 Aralık'ta, Türkiye başka bir süreçle karşı karşıya kaldı. Dün hak, hukuk, müreffeh Türkiye diyenlerin, bağırsaklara uzanın (!) emrini verdikleri el bu sefer bu emir sahiplerinin kalplerine, kasalarına vs. uzanmıştı.Dün yazar, çizer, aydın, bilim adamı vs. gece baskınlarıyla tutuklanmalarına "adalete güvenmek gerekir" diye yorum yapanlar? Hele hele generallerin tutuklanmalarını sevinç çığlıklarıyla kutlayanlar, bakan çocuklarının, yandaş iş adamlarının, belediye başkanlarının vs. tutuklanmasına isyanları vardı. Kısaca bağırsak temizliğinden bahsedenler, bir yandan kalp krizi geçirirken diğer yandan da amansız bir kabız rahatsızlığına tutulmuşlardı?Vatandaş, sosyal medyadan bağırıyordu; Madem "ak"sın, bırak yargı baksın". Ama iktidar riske girmedi. 10 binin üzerinde kamu görevlisi yer değiştirildi. Bu operasyonu yapanlar milletin önüne atıldı. Onca yıllık birlik ve beraberliklerini ise "safmışız" kelimesinin içine sıkıştırdılar. Hülasa cemaatin yaptığı 17, 25 Aralık operasyonunu Erdoğan, devlet imkanlarıyla, meclisteki sayı çoğunluğuyla şimdilik örttü.(Bu arada yapılan dinlemeler, takipler, operasyonlar vs. illegal, kanunsuz, diye millete şikayet edildi. Yapanlar "vatan haini" ilan edildi. Doğru! Peki, ya ortaya çıkanlar?) Ve 22 Temmuz geldi. Erdoğan ve ekibinin "saf" olmadığı, intikam sahibi olduğu ortaya çıktı. Yeni mahkemeler, yeni atamalar ve aynen geçmişteki gözaltı, ifade alma ve tutuklama süreçleri tekrarlanıyor. Ergenekon sürecinde "savcı", 17, 25 Aralık sürecinde "mağdur" u oynayan Erdoğan bu sefer "hakim" rolünde. "İnlerine girilecek" girildi. "Tutuklanacak" tutuklandı?Ama nereye kadar! İfadelerde Erdoğan ve kabinesinin imzaları var. Artık ortak icraatları var. Yani kimin eli, kimin cebinde, süreci devam ediyor. Bakalım, kimin eli daha uzun.Türk mü dediniz!Malum Haçlı batının, Ukrayna oyunu tutmadı. Kırım, Rusya, dedi. İktidar, milletimize karşı Rusya'yı kötü gösterecek bir mazeret arıyordu. Buldu da. Türkler, Kırım Türkleri. Dış işleri bakanı, yanına bir dernek başkanını alarak ekran, ekran "Türkler tehlikede, tehlikede" diye feryatlara başladı. Oysa Türkler çok rahat ve huzurluydu. Ramazan Bayramındaki görüntüler ortada?Peki, Kırımdaki Türklere sarılan iktidar, Irak ve Suriye'deki Türkmenlere neden sarılmıyor? Hatta bu soruya bile tahammül edemeyen Erdoğan "bize, Türkmen kavramıyla gelmeyin" diyor. Bakanın biri yardım gitti, derken diğeri gümrüklerden herhangi bir çıkış olmadı, diyor. Türkmenler ise "bize neden yardım etmiyorsunuz" haykırışındalar. Cevapsız kalacak ama yine de sorayım; Nedir sizin bu Türk, Türkmen kavramlarıyla alıp, veremediğiniz? Sizin bir adınız, milletiniz, soyunuz, sopunuz yok mu? Siz hangi millete mensupsunuz? Siz hangi milletin adayısınız? Siz gücünüzü hangi milletten alıyorsunuz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025