ABD, BM, AB ve Rusya'nın arabuluculuğunda Ortadoğu Barışı adına yeni bir adım atıldı.
İsrail ve Filistin arasında 1948'lerden beri sürmekte olan çatışmaları sana erdirmeyi amaçlayan bu adıma Yol Haritası adı verildi.
Harita, İsrail ve Filistin'deki terör eylemlerini bitirerek 2005'te Filistin Devleti'nin kurulmasını amaç ediniyor.
Bölge barışı adına uluslararası kurum ve kuruluşların attığı adımlar.. iyiniyet gösterileri.. barış temennileri.. devlet vaadleri..
Buraya kadar herşey normal
Peki ya israil?
Hemen her barış sürecinde attığı adımlardan zik zak çizen, şiddeti bir bölge politikası olarak tatbik eden ve terör paranoyasını gerekçe göstererek Filistinli sivilleri gizli operasyonlarla sindiren İsrail nasıl frenlenecek?
İtalyan ve İngiliz liderlerin sözde(!) barış ve Yol Haritası adına taraflara çağrıda bulundukları sırada Gazze ve Batı Şeria bölgelerinde İsrail tank ve uçakları ölüm kusuyordu.
İsrail yönetimi biran evvel şiddeti bitirmek zorunda.
Tek taraflı akitlerle bu işin yürüyemeyeceği bir gerçek.
İsrail seçimlerinden güçlenerek çıkan Fundamentalist Şaron ve Megir Dagan başkanlığındaki yeni İstihbarat idareleri ortadayken, Batı yanlı tavırlarıyla sempati duyulan Yeni İsrail Başbakanı Ebu Mazen'e yüklenmenin bir anlamı olmayacaktır.
Çin, japonya ve İspanya gibi ülkeler de yaptıkları açıklamalarda, yeni Yol Haritası'nın bir fırsat olduğunu söylediler.
Fırsat olarak piyasaya sunulan Yol Haritası'na Yaser Arafat ılımlı yaklaşıyor. Ardına El Fetih ve diğer muhalifleri de alan Arafat, kendilerinin barış için her zaman hazır olduklarını belirtti.
Arafat bunları söylerken Beyaz Saray'dan tam da Yol Haritası çalışmalarının masada görüşüldüğü esnada bir açıklama geldi.
Beyaz Saray Sözcüsü Ari Fleischer, İsrail'in kanlı eylemlerini es geçerek Arafat'ın başından beri barışı baltalamaya çalıştığını ve Bush'a karşı ikili davrandığını açıkladı.
Bir yandan taraflar masaya çekiliyor, öte yandan masadaki taraflardan birinin ayağı kaydırılmaya çalışılıyor.
Irak işgalinin bitmesiyle birlikte bölgeye kendi başına çekidüzen vermenin hesabını yapan ABD yönetiminin gelişen bölgesel süreçteki olayları iyi irdelemesi gerekiyor. Şiddetin kaynağının İsrail olduğu görülmedikçe de ABD'nin barış vaadleri havada kalacak.
Rusya, AB ve BM'nin ortaya sunduğu Yol Haritası'na ABD'nin katılması hata oldu. ABD'nin bölgedeki sorunda İsrail'in yanında olduğu hesaba katılırsa arabulucuların ara bulması zor olacak.
İsrail ve Filistin arasında 1948'lerden beri sürmekte olan çatışmaları sana erdirmeyi amaçlayan bu adıma Yol Haritası adı verildi.
Harita, İsrail ve Filistin'deki terör eylemlerini bitirerek 2005'te Filistin Devleti'nin kurulmasını amaç ediniyor.
Bölge barışı adına uluslararası kurum ve kuruluşların attığı adımlar.. iyiniyet gösterileri.. barış temennileri.. devlet vaadleri..
Buraya kadar herşey normal
Peki ya israil?
Hemen her barış sürecinde attığı adımlardan zik zak çizen, şiddeti bir bölge politikası olarak tatbik eden ve terör paranoyasını gerekçe göstererek Filistinli sivilleri gizli operasyonlarla sindiren İsrail nasıl frenlenecek?
İtalyan ve İngiliz liderlerin sözde(!) barış ve Yol Haritası adına taraflara çağrıda bulundukları sırada Gazze ve Batı Şeria bölgelerinde İsrail tank ve uçakları ölüm kusuyordu.
İsrail yönetimi biran evvel şiddeti bitirmek zorunda.
Tek taraflı akitlerle bu işin yürüyemeyeceği bir gerçek.
İsrail seçimlerinden güçlenerek çıkan Fundamentalist Şaron ve Megir Dagan başkanlığındaki yeni İstihbarat idareleri ortadayken, Batı yanlı tavırlarıyla sempati duyulan Yeni İsrail Başbakanı Ebu Mazen'e yüklenmenin bir anlamı olmayacaktır.
Çin, japonya ve İspanya gibi ülkeler de yaptıkları açıklamalarda, yeni Yol Haritası'nın bir fırsat olduğunu söylediler.
Fırsat olarak piyasaya sunulan Yol Haritası'na Yaser Arafat ılımlı yaklaşıyor. Ardına El Fetih ve diğer muhalifleri de alan Arafat, kendilerinin barış için her zaman hazır olduklarını belirtti.
Arafat bunları söylerken Beyaz Saray'dan tam da Yol Haritası çalışmalarının masada görüşüldüğü esnada bir açıklama geldi.
Beyaz Saray Sözcüsü Ari Fleischer, İsrail'in kanlı eylemlerini es geçerek Arafat'ın başından beri barışı baltalamaya çalıştığını ve Bush'a karşı ikili davrandığını açıkladı.
Bir yandan taraflar masaya çekiliyor, öte yandan masadaki taraflardan birinin ayağı kaydırılmaya çalışılıyor.
Irak işgalinin bitmesiyle birlikte bölgeye kendi başına çekidüzen vermenin hesabını yapan ABD yönetiminin gelişen bölgesel süreçteki olayları iyi irdelemesi gerekiyor. Şiddetin kaynağının İsrail olduğu görülmedikçe de ABD'nin barış vaadleri havada kalacak.
Rusya, AB ve BM'nin ortaya sunduğu Yol Haritası'na ABD'nin katılması hata oldu. ABD'nin bölgedeki sorunda İsrail'in yanında olduğu hesaba katılırsa arabulucuların ara bulması zor olacak.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005