Pandemi süreciyle birlikte, 'hayat eve sığar' dediler. Ama diyenler gibi benim ve milyonların lüks, akıllı, bahçeli evleri olmadığı için 'hayatı eve sığdıramadık'. Özellikle çocuklar bunaldı. Risklere rağmen baba topraklarına doğru yola çıktık.
Dillerden düşürülmeyen İstanbul Havalimanına mecburen taksi ile gittik. Devletimiz paralı yol yapmış. Havalimanına gitmek için taksiye 140 TL, devletimize de 35 TL yol parası verdik.
Havalimanında kurallar o biçim. Herkes mesafesini koruyor, korumayanlar uyarılıyor. Vakit geldi uçağa bindik.
Cumhurbaşkanından bakanına, artistinden televizyoncusuna kadar herkesin 'sosyal mesafeyi koruyun' çağrısı meğer uçaklar için geçerli değilmiş.
Trabzon'dayız. Her zamanki gibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı diğer ifadeyle bana ve aileme, 'nereden gelip, nereye gittiğimizi' öğreten, o büyük insanı ziyaret etmeden öteye adım atamazdık
Ziyaretimizi yaptık. Duamızı yaptık, dilimizle söyleyemediklerimizi kalbimizle ifade ettik ve yola çıktık. 6 saat sonra köydeyiz.
Burada her şey çok güzel olmadı zaten her şey çok güzeldi. O güzelliklerden eksilenler oldu, oluyor. Örneğin çocukken bir dağlara, bir de babama bakardım. Şimdi sadece dağlara bakarak babamı rahmet ve hürmetle anıyorum.
Tatile gelmiştim. Birkaç gün haber filan yok demiştim. Çocuklar zaten yerlerinde durmuyor. Bahçeler, çayırlar derken yükseklere çıkmaya karar verdik.
Yaylalara gittik. Aynen köylerdeki gibi yaylalarda hayvancılık yapan insanların çoğu da 60 yaş üzeri.
Emin olun! Yaptıkları işi ben yapamam daha doğrusu gücüm yetmez. Sabah 5'te başlayan süreç akşamleyin ineklerin sağımı ile sona eriyor.
Tabi sizin gibi ben de merak eder ve hep de sorardım, yine sordum; bu yaşta, bu çileyi neden çekiyorsunuz?
Emin olun %70'den fazla cevap aynı; Şehirdeki oğlu, kızı, torunu ev veya araba almış, ya da özel üniversitede okuyormuş. Onların banka taksitlerine yardımcı olmak için hayvan yetiştirip, satıyoruz diyorlar.
Hemen duygulanmayın. Bunun adı vefa, sevgi vs. değildir. Çiledir, eziyettir. Hem birey olarak, hem de sosyal devlet olarak yaşlılara verdiğimiz değerin tablosudur.
Bu insanlar, kendi hayatlarını ne zaman yaşayacaklar, diye sorayım!
Peki, bu insanları, kim mecbur etti bu çileye? İlk cevap kendileridir. İkinci cevap ise süslü cümlelere kanıp, oy verdiği siyasetçilerdir.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş, 2002 yılında çalışanına da, emeklisine de, köylüsüne de bir taahhütte bulunmuştu; Milli Ekonomi Modeli'ni iktidar yapın, 50 yaşında emekli olun, maaşınız fakirlik sınırı üzerinde olsun, vatandaşlık maaşı, ev hanımlarına maaş gibi hak ettiğiniz haklarınızı verelim, demişti.
Kabul etmediniz! O el şimdi BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ile hâlâ size uzatılıyor. Tercih sizin!
Evet, şehirlerde insan emeğini, alın terini çalanlar, buralarda da insanların hayvanlarını çalıyor.
Ömürleri köyde hayvan yetiştirerek geçimlerini sağlayan bir ailenin 9 büyük baş hayvanı çalınmış. Hırsızlık alanı belli, kaçış güzergâhları da belli.
Artvin-Ardahan yolunun önemli noktalarına konulacak kameralarla bu hırsızlıkların önüne çok rahat geçilebilir.
Ama Sarıkamış'tan, Şavşat'a gelen ayıların güzergâhlarına kameralar koyup, an ve an takip eden yetkililerimiz, bu hayvan hırsızlarını tespit edemiyor!
Dört gün sonra bir haberlere bakayım dedim. Aşağıda yine alçaklar gündemdeymiş. Berat Albayrak'ın ailesine alçakça saldırmışlar.
Tabi ki herkesim kınadı, kabul edilemez buldu. Olması gereken de buydu. Ama çok geç kalınmış bir duruştu bu.
Baştan söyleyeyim; Esra Albayrak'a yapılan saldırı ne kadar alçakça ise Molla Zübeyde annemize yapılan saldırılar da en az o kadar alçakçadır.
Esra ablamıza saldıranlar ne kadar alçaksa Atatürk'e ve muhterem annesine saldıranlar da en az o kadar alçaktır.
Siyaset ve millet olarak bizler en başta bu iftiralara, alçaklıklara karşı tek vücut olabilseydik bugün bu tablo yaşanmazdı.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024