Herkesin malumu, 'yumurta kapıya dayanınca…' diye başlayan bir sözümüz var. Bu sözün kıymetini hiç bilemedik, anlamadık. Hala anlamamakta da ısrar ediyoruz.
Avrupa, ABD karşımızda ama bizimkiler hala Türk-İslam şuurunda değiller.
Ermenistan asileşti. Bütün Batı, Ermenilerin yanında durdu. Azerbaycan gereğini yerine getirdi. Ama hala tam olarak Türk-İslam şuurunun farkında değiliz.
Kıbrıs hep kurtlar masasında. Ama bizler hala işin mahiyetine inemedik. Bu noktada BTP Lideri Hüseyin Baş'ın, Azerbaycan'da kutlanacak zafer programına KKTC'nin de davet edilip, 'üç devlet, tek millet' duruşunun dünyaya göstermenin tam bir zafer olacağı vurgusu çok önemli. Bu yapı, zamanla yedi devlet, tek millet çatısı altına da gelecektir.
Askerin kıymetini de bilemedik. Ta ki terör örgütleri dağlardan sokaklara ininceye, hendekler kazıncaya kadar. Vatan toprağının da kıymetini bilemedik ki, hala toprak satışları devam ediyor.
Tarihin, bayrağın, milli-manevi değerlerin de kıymetini bilemedik.
Adaletin, bağımsız ekonominin, paranın, eğitimin ve de sağlığın kıymetini de bilemedik ki, yumurta her başlıkta kapıya dayandı. Millet olarak da, devlet olarak da savrulduk, savruluyoruz.
Gündem sağlık. Şu düştüğümüz acziyete, ortaya çıkan gerçeklere, tartışılan konu başlıklarına bir bakar mısınız!
Böyle mi olması gerekiyordu? Diğer ifadeyle biz ne yaptık da devlet, vatandaşından gerçekleri gizliyor, vatandaş da devletin sözünü dinlemiyor?
19 yıllık iktidarın çok tartışılan, çalışanlarının isyan ettiği, 'Aile Hekimliği' kurumları var ya! Hah, işte o yapı da aynen TOKİ gibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli ile finanse edilecek sosyal devlet projelerinden biriydi.
Bu projeyi de aldılar aynen TOKİ gibi kapitalizme araç ettiler.
Projenin aslına indiğimizde, Merhum Prof. Dr. Haydar Baş, 'insanımız şifa bulmak için hastanelere gitmeyecek. Biz, şifayı vatandaşımızın ayağına götüreceğiz' diyordu.
Nasıl? Aile Hekimliği kurumlarıyla. Her mahallede tam teşekküllü mini hastaneler yapılacak, sağlık personeli de tam teşekküllü olacak. Ambulanslar, gezici ekipmanlar 7-24 aktif olacak.
Uzman personel görev yaptığı mahalledeki haneleri tek tek gezecek. Vatandaşla tanışacak. Yaşam koşullarını, nasıl beslendiklerini, dertlerini bile dinleyecek, gözlemleyecek ve bunları raporlayarak üst birimlerine yönlendirecek.
Haliyle sosyal devlette, vatandaşı daha hasta olmadan hasta olmaması için gereken tedbirleri alacak. Oldu ya, hasta olundu; ilk müdahale yerinde ve arkasında sağlıklı bir biçimde hastaneye intikal.
Ne ambulans sorunumuz olacaktı, ne yoğun bakım ne de yatak sorunu? Bunların hiç biri olmayacaktı. Sağlık personeli sorunumuz ise hiç olmayacaktı. Çünkü milletine, vatanına düşkün ve el üstünde tutulan bilim insanları yetişecektik. Diğer ifadeyle beyin göçünün önüne geçilecek, çalışan beyinler de geri çağrılacaktı.
Ama bütün bunların yokluğunu an ve an yaşıyoruz. Hükümet, 'destan yazıyoruz' dese de ortada acı bir tablo ve artık ne olursa olsun, mantığına bürünmüş insanlar var.
Şimdi soruyorum; Şehirlerin dışına o kadar devasa hastaneleri, katrilyonlara yaptıracağına her mahallede bir mini hastane yapılsaydı bugünkü tablo ortaya çıkar mıydı?
Bundan daha önemlisi, 'önce insan' deyip, milli bir eğitim anlayışı ile hem kendine, hem devletine faydalı bireyle yetiştirilseydi, yeterli bir sağlık ordusu kurulsaydı bu halde olur muyduk?
Aynı bapta katrilyonluk saraylar, yollar, köprüler yaptırmadan, uçaklar almadan önce bilime yatırım yapılıp, kendi ilacımızı, aşımızı, hava savunma sistemlerimizi velhasıl her türlü teknolojiyi üreten bir politika uygulansaydı bu halde olur muyduk?
Olmazdık. Türkiye'nin beyin olarak da, alt yapı olarak da, ekonomik olarak da bunları yapabilecek kapasitesi çok fazlasıyla vardır. Bunları ve daha fazlasını yapabilecek bir lider de vardı.
Ama milletimiz tercihini farklı yönde kullandı. Şimdi o lider aramızda değil ama projeleri de, kadrosu da dimdik ayakta.
Çözüm hiçbir zaman uzakta değildi. Senin elindeydi. Kullanmadın. Artık kullan, sen de kurtul.
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025