Başbakan Erdoğan'ın Milliyet yazarları ile yaptığı görüşmede Ruhban okulunun açılmasıyla ilgili ilginç bölümler bulunuyor. Başbakan Erdoğan'a Genelkurmay'ın Ruhban okulu görüşü hatırlatılınca, konu Yunanistan'ın azınlıklarla ilgili tutumlarına geliyor. Erdoğan Yunanistan'ın camilere gereken önemi göstermediğini, oradaki Türk azınlığa tahammül edemediğini ifade ediyor. Fakat bütün bunlara rağmen gerek Başbakan Erdoğan gerekse diğer hükümet üyeleri Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasıyla ilgili olumlu görüş beyan ediyorlar. Yunanistan'ın bu tahammülsüz tavrı ortadayken ve Başbakan da bunu ifade ediyorken, AKP hükümetinin Ruhban okulu konusunda neden bu kadar istekli olduğuna anlam verilemiyor. Hem cami ile Ruhban okulu arasında ciddi bir fark bulunuyor. Caminin bizdeki karşılığı kilise, biz de kiliselere gekenden fazla özen gösteriyoruz. Ruhban okulu ise geçmişte fitne çıkardığı için kapatılan bir fitne yuvası. Lozan'da kabul edilen azınlıklarla ilgili mütekabiliyet esasından da hareketle, Yunanistan azınlıklara, camilere nasıl muamele ediyorsa, biz de aynısını yapmalıyız. Yani fitne yuvası Ruhban Okulu kesinlikle açılmamalı!Atina azınlıklarda Avrupalı olamadıBaşbakan Erdoğan, "Yunanistan, bir Almanya'nın, Belçika'nın yaklaşım tarzını gösteremiyor. Batı Trakya'da bir derneğe Türk ismini veremiyorsunuz. Onlara, 'Biz Rum adına müdahale etmeyiz' diye söyledim" dediMilliyet yazarları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la siyasetten spora kadar birçok konuda uzun bir sohbet gerçekleştirdi. Bir kısmını dün verdiğimiz söyleşi, Yunanistan'ın azınlıklara yaklaşımı ve Ruhban Okulu açılması sorunuyla devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılmasına karşı olduğuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "TSK'nın böyle bir kanaati olabilir, bir başka kurumun da olabilir. Ortaklaşa müzakeresi yapılır, karar ona göre verilir. Zamanlama uygun mudur, değil midir? Öncelikler arasında o mu önceliklidir, yoksa bir başkası mı?Cami onarımına engelBir de muhataplarımız ne yapıyor, ona bakmak lazım. Kimsenin olmadığı yerdeki kilisenin restorasyonu için acele ediliyor. Ama Rum nüfusunun yoğun olduğu yerde onarım yapmıyorsunuz. Neden? Çünkü, o bizim kayıtlara girecek. Atina'daki camilerin konumları çok çirkin. 'Onarın' deyince olumlu yaklaşım göstermiyorsunuz. Almanya'daki vatandaşım nasıl rahatlıkla mal alabiliyorsa, aynı şekilde onların insanları benim vatandaşlığıma girmişse, o da benim vatandaşlığıma girmişse, o da malını alabilmelidir.Türk ismine tahammül yokYunanistan, bir Almanya'nın, Belçika'nın yaklaşım tarzını gösteremiyor. Sadece Batı Trakya'da mevcut yapı var. Atina'ya gelince bu yok. Batı Trakya'da bir derneğe Türk ismini veremiyorsunuz. Türk ismine tahammül edemeyişleri bana göre anlaşılır değil. Ben onlara da söyledim: 'Siz Rum adı koyun müdahale etmeyiz. Biz o kadar Avrupalıyız siz bu konuda Avrupalı olamadınız' dedim."