logo
25 NİSAN 2024

Zaman Aynasında Görülenler

29.09.2004 00:00:00
Ülkemizde hadiseler o kadar çabuk seyrediyor ki, neyin doğru neyin yanlış olduğu hemen ortaya çıkıveriyor. Dün seçmenin önünde ağız dolusu söz veren siyasiler, bu gün seçmeninden kaçmaktadır. Hele hele Türk siyaset tarihi, bu kadar kısa süre içerisinde sözünden çark eden başbakanı ve bakanları görmüş değil. Anlaşılan değiştim diyerek gelen Tayyip bey ve kadrosu süratlerini alamamış olacaklar ki değişim süreçlerine devam ediyorlar.

Siyaset milletin idare edilmesidir. Devlet adamı, o milletin geleceği için o millet adına gayret gösteren kişidir. Günümüzde bu böyle olmuyor. Maalesef hükümet milletin taleplerine dönük çözüm üretmeyip -bu AB olabilir, ABD olabilir- dış güçlerin güdümünde hareket etmeyi yeğliyor.

Milletimizin beklentilerine rağmen hükümetin yaptığı bu kadar dışa bağımlı yanlış icraatlara AKP'li vekillerin daha ne kadar tahammül edeceği üzerine tahminler yapılmaya başlandı. AKP'li vekiller artık seçmeninin önüne çıkmaya çekinmektedir. Milletimiz daha önce nasıl hesabını sorduysa bundan sonra da vekillerine hesap soracaktır.

Evet, yaşanan bu olumsuzlukların elbette olumlu yönleri de var. O da bu fırtınalı geçen günlerde gerçek devlet adamlarını tanıma şansını elde etmiş olmamız.

Ülke olarak tarihimizin en sıkıntılı günlerini geçirdiğimiz şu zaman diliminde kelimenin tam manasıyla ulusalcı, bağımsızlığı şiar edinmiş, gücünü milletinden alan devletle milletin kaynaşması; askerle sivilin tek bilek tek yürek olmasını esas kabul eden "lider kim" dendiğinde, artık milletimizin üzerinde birleştiği tek isim Prof. Dr. Haydar Baş beydir.

Dilerseniz Sayın Baş'ın son 20 yıldan beri yaptığı bazı tespitleri hatırlayalım.

a)Prof. Dr. Haydar Baş, "Milli Birlik ve Beraberliğin Temel Unsurları" isimli konferanslar dizisiyle Türkiye'de ve Avrupa'da milli birlik ve beraberliğin önemini anlatmıştır.

b) Türkiye'nin AB üyeliğinin çokça gündem edildiği 1980'li yıllarda akademik çevrelerin ve iş dünyasının kesin gözüyle baktığı üyeliğimiz ile ilgili olarak, yalnızca Sayın Baş farklı bir yorumda bulunmuştur. 1986 yılında Berlin'de "AB Topluluğu bizi aralarına kabul etmeyecektir" tezini savunmuştur. AB'den müzakere için tarih alma adına milli dinamiklerimizden vazgeçilmiş, mandacı devlet konumuna düşürülmüştür. Ülkemize tarih verilse de AB'ye alınmayacağı aşikârdır.

c) 90'lı yılların başında ülkemizdeki politikacılar ve aydınlar, Gümrük Birliği'ne girişimizi bir zafer olarak gösterirken; Prof. Dr. Haydar Baş, "AB'ye girmeden, Gümrük Birliği'ne dâhil olmak Türkiye'nin aleyhinedir" demiştir. Her yıl 20 milyar doların üstünde dış ticaret açığı veren ülkemiz, Gümrük Birliği'nden dolayı 150 milyar dolara yakın zarar etmiştir.

d) Özellikle 2000 yılından sonra kronikleşen ekonomik kriz ve enflasyon ortamından çıkışı IMF ve Dünya Bankası'nın talimatları ve kredileri ile aşma çabasındaki siyasi iradeye tek yanıt da Prof. Dr. Haydar Baş'tan gelmiştir "Mevcut ekonomi politikalarıyla enflasyonun düşmesi mümkün değildir. Bu gidişatla Türkiye'yi batıracaklar. Türk coğrafyasını pazarlık konusu haline getirecekler." demiştir. Ekonomide, "Ecevit-Yılmaz-Bahçeli"-Derviş dönemi sonrasında ve Tayyip beyin döneminde de estirilen bütün olumlu rüzgârlara rağmen "Ülkenin başına Hz. Cebrail (as) da gelse IMF politikaları ile başarılı sonuç alınamayacağını ifade etmişlerdir. Ülkemizin siyasi ve iktisadi talepler doğrultusunda bugün taşındığı nokta Prof. Dr. Haydar Baş'ın tespitleriyle aynı istikamettedir. "Milli Ekonomi Modeli" O'nun eseridir. Bu modelle milletçe düşülen ekonomik çöküşten nasıl çıkılacağının yol ve metodları, projeler halinde ortaya konmuştur. Üstelik her bir projenin kaynağı da göstermiştir. İlk defa arz-talep meselesinin tanımını değiştirmiş. Türk kamuoyunu, ülkemizde yaşanan maliyet enflasyonu, stagflâsyon, deflâsyon gibi konulardan haberdar etmiştir.

e) Amerika'nın 1991 yılındaki Irak çıkarmasında, o tarihte "Bu çıkarma her ne kadar Irak'a yapılıyorsa da nihai hedef Türkiye'yi parçalamaya yöneliktir" şeklinde ikazda bulunmuştur. Bugün hayata geçirilen ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nden maksat da budur. İslam coğrafyasını ele geçirmek, Türkiye coğrafyasını parçalamaktır. Bu bölgede Kürt devleti kurulacaktır demiştir. AKP hükümetinin teslimiyetçi politikası sonucu, fiili olarak gerçekleşen ve artık resmi ilan noktasına gelen Kürdistan devleti kurulmuştur.

f) 3 Kasım Genel Seçimlerin hemen ardından Kıbrıs konusunun gündeme geleceğini ve Kıbrıs'ın elimizden çıkacağını söylemiştir.

g) 85'li yıllarda "dinlerarası diyalog" tehlikesine dikkat çekmiştir. Şimdilerde bu çalışmalarla ülkemizin manevi dinamikleri elinden alınmakta ve yapılan bu misyonerlik faaliyetleri ile toprak bütünlüğümüz ve milletimizin birliği parçalanma noktasına getirilmiştir.

Bu örnekleri arttırmamız mümkündür. AKP iktidarı icraatları ile gecenin zifiri karanlığını yaşatmaktadır. Milletimiz bu karanlığın hemen akabinde gelecek BTP'nin iktidarındaki seheri ve sabahın ilk güneşlerini özlemeye başlamıştır.

Not: Bu akşam idrak edeceğimiz Berat Kandilinizi tebrik ediyor; millet olarak affımıza ve nimetlere gark olmamıza vesile olmasını diliyorum.

 
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.