Zana'dan Çevik'e uzanan arabuluculuk silsilesi

Tam da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütü PKK'ya karşı etkin bir temizlik operasyonu başlattığı sırada, AB istedi diye AKP hükümetinin salıverdiği eski DEP'li Leyla Zana birkaç gündür Kuzey Irak'ta birbirinden ilginç görüşmeler yapıyor. Zana önce Barzani ile bir dizi görüşme yaptı, ardından Talabani ile Kuzey Irak'ta görüştü. Görüşmelerin asıl içeriğini tam olarak bilmemekle birlikte, Barzani ve Talabani'nin Türk kamuoyuna özellikle yansıttıkları gündem; Türkiye'de toplumsal barışın teminine yardımcı olmak!Türkiye'de sanki toplumsal bir savaş, kaos ve kavga yaşanıyormuş gibi, toplumsal barışa katkıda bulunmak için Kuzey Irak merkezli görüşmeler yapılıyor. Zana'nın Kuzey Irak çıkarmasıyla ilgili en ilginç yorumu Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli yaptı. Mahalli, Kürt kaynaklara dayandırdığı yorumunda, Zana'nın Kuzey Irak'a AKP hükümeti tarafından gönderildiğini ve "arabuluculuk misyonu" üstlendiğini belirtiyordu. Mahalli'nin bu yorumu kuşkusuz bazı sağlam temellere dayanıyor. Çünkü Zana'nın Kuzey Irak'a gidişi, DTP'li belediye başkanlarının yaptıkları ortak açıklama ve diğer eski DEP'lilerin girişimleri aşırı organize ve sistematik. Ve ilginç bir şekilde ABD'nin Rice marifetiyle Türkiye'ye dayattığı "stratejik vizyon belgesi"yle eşzamanlı. Bu vizyon belgesinde Türkiye'nin ABD'ye nasıl mahkum edildiği ve Türkiye'nin dış politik anlamda derin bir vizyonsuzluk sürecine ne şekilde sokulduğu ayrı bir konu başlığı.Burada dikkat çekmek istediğim asıl önemli konu; Zana ve arkadaşlarıyla eşzamanlı bir şekilde bazı gazetecilerin sözde Kürdistan ve Barzani reklamını paraya dönüştürmeleri ya da Barzani'den aldıkları paraların hakkını vermeleri!Bu aralar dış basının da "Kuzey Irak'ı Türkler inşa ediyor" başlıklı haberlerle gündeme getirdikleri Türk şirketlerinin Kuzey Irak'taki faaliyetlerinden farklı kokular gelmeye başladı. Bazı gazetecilerin, kurdukları inşaat şirketlerine, Barzani ve Talabani'den iş aldıkları ve bunlar karşılığında da Türkiye'deki Barzani ve Talabani muhalefetini kırmak için mücadele ettikleri yönünde haberler ciddi boyutlarda dile getirilmeye başlandı.Bazı gazeteler manşetten verip, Türk kamuoyuna duyurduğu için isim vermemizde bir sakınca yok. AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen gazeteci İlnur Çevik, Barzani ile gazeteci sıfatıyla kurduğu yakın ilişki sürecini paraya çeviren önemli isimlerin başında geliyor. "Barzani ve Talabani ile editör olduğum dönemde tanıştım. Türk hükümeti ve Kürtler arasında aracı konumundaydım" diyen Çevik, ABD'nin Irak işgalini başlattığı dönemde Barzani ile temaslarını sıklaştırmış. Daha sonra İlnur Çevik, Çevikler adıyla bir inşaat şirketi kurup, Kuzey Irak'taki en önemli ihaleleri (Süleymaniye havaalanı, Selahaddin Üniversitesi gibi) almış. Çevik'in şu ana kadar aldığı ihalelerin görünen toplam bedeli 109 milyon dolar!Çevik'in gazete sütunlarında Barzani ve Talabani'ye övgüler dizip, Türk hükümetini "sıcak ilişkiler" noktasında yönlendiren onlarca yazısı bulunuyor. Çevik,  "Neden Barzani'yi anlamaya çalışmıyoruz" başlıklı son yazısında bakın neler diyor: "Benim gibi Barzani'yi tanıyanlar, Ankara'nın Erbil'de iyi bir dostu olduğunu bilir. Barzani yönetimi Recep Tayyip Erdoğan hükümetini gönülden destekliyor. Barzani, yıllardır Ankara'nın kendisine saygı duymasını ve bir partner olarak görmesini talep ediyor. Buna rağmen bazı yüksek konumdaki kişiler, Barzani'yi PKK'ya karşı mücadelede kullanılan bir aşiret lideri gibi görüyor. Oysa bu kişiler Kürt liderlerin dünya standartlarında bir yönetim anlayışına sahip olduğu anlamıyor. Öte yandan Türk medyası Barzani'ye karşı kampanya başlattı. Basında Barzani'nin Güneydoğu'daki ayrılıkçı akımların yanında yer aldığına yönelik yorumlar çıkıyor.Eğer Iraklı Kürtler, Türkiye'nin içişlerine müdahale etmek istese bunu özellikle Güneydoğu'da yapabilirler."Bu satırların hangi ruh haliyle kaleme alındığını hepiniz tahmin ediyorsunuzdur ama bu yazılardan AKP hükümetinin ciddi anlamda etkilendiği ve bu yazılarla kendisine rota belirlediği acı bir gerçek. Çevik'in Barzani ve Talabani'nin Türkiye'ye savurdukları tehditleri, Türkmen kardeşlerimize yapılan zulümleri görmezden gelip, Türk işadamlarını Kuzey Irak'a davet etmesi üstlendiği misyonun gereği. Vatan gazetesinin ifadesiyle "Çevik'in kaleminden adeta dolar damlıyor!" Barzani ve Talabani'yi öven her yazının ardından milyon dolarlık ihaleler yağmur gibi yağıyor. Bu fotoğraf, AKP hükümetinin, Leyla Zana'dan İlnur Çevik'e uzanan bir arabuluculuk silsilesi ile Kuzey Irak politikasını şekillendirdiğinin ispatıdır.Türkiye'nin Kuzey Irak'taki kırmızı çizgilerinin, dolar yeşiliyle nasıl yok edildiğini şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur herhalde.