11 Eylül'ü kim yaptıysa O...

Bendeniz lafı eğip bükmeden, niçinini sonrasına bırakarak İstanbuldaki terör eylemi ile ilgili analizimi, vardığım sonucu yazının daha başında açıklıyorum.

"Evvelki gün yaşadığımız terör eylemini, 11 Eylül'ü kim yaptıysa onlar icra etmiştir."

Evet bir terör geyiğine ve kim yaptı totosuna dönen vahşet saldırısı için benim kanaatim budur.

"İkiz kulelere saldıranlar, İstanbul'u da vurdular."

Bu tespit'in ardından gelen refleks cevap "öyleyse sende Elkaidecilerdensin, yani Elkaide bu işi yaptı diyenlerdensin" şeklinde olacaktır.

Evet, 11 Eylül'ü şayet Elkaide yaptı ise, İstanbuldaki eylemin arkasında da Elkaide vardır. Elkaide'nin ikiz saldırılarla bir ilgisi yoksa, İstanbuldaki denklemin dışına derhal çıkarılmalıdır.

Ancak ilk günün ardından atılan manşetler, yanık cesetlerden (nasıl oluyorsa) Ortadoğulu olduğu anlaşılan birilerinin çıkması, muhtemelen buna daha nice nice eklenecek delillerle, sorumluluk Elkaideye yıkılacak gibi görülüyor.

Şimdi geldiğimiz bu noktada isterseniz bir çağı kapatıp diğer çağı, Amerikan yüzyılını açan, 11 Eylülle ilgili birkaç noktayı hatırlatalım.

11 Eylül'ü Neo Conlar

öngörmüştü!

Öncelikle şunu söyleyelim ki 11 Eylülle ilgili olarak yazılmadık, çizilmedik çok az şey kaldı. Örneğin bugün Amerika'yı yöneten Neo Conların, 11 Eylülden 3 yıl önce üstelik İkiz Kulelere adres tespitide yaparak, bir saldırı gerçekleştirilmesinin Amerika'nın uyanışı ve yeni Amerikan yüzyılı açısından çok faydalı olacağına ilişkin raporlar hazırladıklarını biliyoruz.

Saldırının icrası üzerindeki sis bulutu; Pentagon'un gerçekte bombalanmamasından tutunda, Kulelerde çalışan Yahudi asıllılara 11 Eylül günü işe gitmeme ikazı yapıldığı noktasına kadar, pek çok zenginlikle! yerli yerinde duruyor.

Konunun bu kısmı dünyanında, hepimizinde malumu. Fazla söze gerek yok. Şu kadarını ifade edelim ki, 11 Eylül konusunda iki söylem var.

Birisi resmi söylem ki, saldırıyı Elkaide'nin yaptığını iddia ediyor.

Diğeri ise halkın söylemi... Bu görüş, saldırıların arkasında Neo Con - Evangelist ittifakının yaptığını düşünüyor.

Bu temel tespite, İstanbuldaki saldırılada dönebilmek açısından şunları ekleyelim. Terör uzmanları bir terör saldırısının taşıdığı mesajı, onun nasıl yansıtıldığı yada anlaşıldığı noktasında aramak gerektiğini söylüyorlar. Yani siz örneğin, İstanbul saldırısını Elkaide düzenledi diyor, bunuda yaygın bir kanaate dönüştürebiliyorsanız önemli olan budur.

Bu işler, nasıl işler?

Diyeceksiniz ki bu nasıl oluyor? Saldırıların bu durumda, verilmek istenen mesajın dışına çıkma ihtimali yok mu? Daha doğrusu saldırının kimler tarafından yapıldığını ifade edecek, adını koyacak kamuoyu mesajı yanlış okursa ne olacak?

Hemen cevabı verelim.

1- Öyle anlaşılsa ne olacak sanki. Yeniden bir saldırı düzenlenir olur biter. Gözü dönmüş bu insanlar için, 10-20 yada 100 kişi yeniden öldürülür. Çok mu önemli?

2- Saldırılarla mesaj verenler, genellikle o kadar güçlüdürler ki, saldırı sonrasını da kolaylıkla dizayn ederler.

Örneğin Abullah Çatlı'nın öldüğü trafik kazasını hatırlayın. Kazadan 10 dakika sonra bir gizli el devreye girerek hem kazayı, hemde Çatlının kim olduğunu tüm gazete ve televizyonlara fısıldadı. Kazaya kadar vatandaş planında hiçkimsenin tanımadığı Abdullah Çatlı'yı, tüm Türkiye 10 dakika sonra kimliğinde yazılı Abdullah Özbay isminin sahte olduğu da dahil, öğreniverdi.

Şunu demek istiyoruz; 11 Eylül'ü yapanlar saldırıyı kimin yaptığınıda karar verecek güçteydiler. Bakınız bugün hala, Iraktaki direnişte ölen Conilerle ilgili, Amerikan basınında doğru dürüst bir haber yer alamıyor.Ortada açık bir sansür var.

Bu noktanın altını çizerek İkiz Kulelere yapılan saldırıdan en fazla kim fayda elde etti, ençok kim zarar gördü diye bir soruyu da sorarak gerçek adresi tespit edebiliriz.

11 Eylül terör saldırısından herhalde en fazla bu işi yaptığı iddia edilen, Elkaide zarar gördü!

Elkaide'nin yerleştiği iddia edilen dağlar, yağan bombalarla hani neredeyse düzlüğe, ovaya çevrildi.

Peki ençok kim kazançlı çıktı diye soracak olursak, cevap Neo Con - Evangelist ittifakı'dır.

Bunlar kimlerdir yada hedefleri ne sorusunun cevabı ise, Ortadoğunun İsrail'e bağlanması ve bir Kıyamet Savaşına kadar uzanır gider.

Dönelim İstanbuldaki saldırılara...

Bir gazete ikiz kulelerden hareketle saldırı için, ikiz saldırı manşetini attı. Bir diğeri Türkiye'nin 11 Eylül'ü ifadesini kullandı. Bir başkası Elkaide tipi saldırı başlığıyla okuyucularının karşısına çıktı. Yani olaydan çok daha önemli olmak üzere, adres netleşti gibi. Saldırının sorumluluğu belliki Elkaide'ye yüklenecek.

Saldırının Musevi Sinagoglara yapılmasıda bu işin inandırıcılık açısından kilit noktasını oluşturuyor. Ama hemen hatırlatalım ki, tıpkı 11 Eylülde olduğu gibi bu saldırıyı da Musevi vatandaşlar, az hasarla atlattılar!

Zaten Musevi cemaati bir süreden beri "kendisine bir saldırı gelecek" psikolojisine sokulmuştu. Hatta bir iddiaya göre İstanbuldaki Yahudi cemaati, şehri terk etmeyi bile aralarında tartışıp düşünüyorlarmış.

Şimdi işin esasından kopmadan şunları söylemeye devam edelim. Elkaide şu ana kadar bu eylemi üstlenmedi. Bu garip bir durum. Yani hem ses getirsin diye bu kadar büyük bir eylem yapıyorsunuz, sonrada üstlenmiyorsunuz.

Ayrıca Elkaide'nin bu kadar büyüklükte bir eylemi tek başına, içerden bir destek almadan yapması mümkün değil. Sinagogların daha önceki saldırılar nedeniyle çok iyi korunduğunu, Mossadın gözünün İstanbulda olduğunu, böyle bir eylem beklediğinide eklediğimizde Türkiye'den bir katkı olmadan saldırı yapılamaz ifadesini güçlendirbiliyoruz. Ancak şunuda biliyoruz ki Elkaideyi Türkiye'de desteklecek bir kişi, yada kişiler yok.

Dolayısıyla böyle bir büyük saldırıda işin içine daha büyük organizasyonlar, açık ifadeyle istihbarat örgütleri giriyor.

Peki bu işlerin uzmanı kim diyecek olursanız, adres uzakta değil. Sınırlarımızın hemen ötesinde, Amerika'nın bölgeye inmesinden en çok memnun olan ülke...

Asker gönderme yetkisi hala hükumette

Bu arada bir notu daha aktaralım. Türkiye'nin Irak'a asker gönderme konusunda ABD'de, karar vericilerin ikiye bölündüğünü biliyoruz. Paul Wolfowizt'in Türk askerinin mutlaka Irak'a gitmesi gerektiğini söylediğinide, hatta Irak'a komutan olarak atanma arzusu olduğunuda biliyoruz. Bu saldırılarda "Yeni Amerikan Yüzyılı" rüyaları gören Wolwofitz çetesinin izini sürmek, Türk askerinin Irak'a gönderilme tartışmaları yeniden alevlenirse daha da anlamlı olacak. Biliyorsunuz Hükumet, Irak'a asker gönderme yetkisini TBMM'ne iade etmedi. Gelen taleplere göre "yeniden herşeyi düşünebiliriz" demişti.