İsrail'in Gazze'de işlediği cinayetler, toplu katliamlar, insanlık suçu; sürekli "medeniyetin beşiği" olarak tanıtılan, insan hakları, demokrasi gibi süslü kelimelerle ifade edilen Batı'nın da maskesini bir kez daha düşürdü.
Çanakkale ve İstiklal savaşlarına şahit olan İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Batı'nın gerçek yüzünü, "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" diye özetlemişti.
Tüm dünyanın gözü önünde İsrail'in bombalarıyla çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölüyor, hiçbir savaşta dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, camiler, kiliseler yerle bir ediliyor, kısaca İsrail ve destekçileri Gazze'de topyekun insanlığı öldürüyor.
İsrail bu katliamları yaparken, Batılı ülkeler tek tek İsrail'e ziyaretlerde bulunarak desteklerini açıklıyor, ortak bildiriyle de bu desteklerini pekiştiriyorlar.
İslam ülkelerinin liderleri ise, bu barbar, hoşgörüsüz, katliama alkış tutan Batılı ülkelerden üç beş kuruş daha nemalanabilmek için yapılan vahşeti sadece kınayarak geçiştiriyorlar, etliye sütlüye dokunmuyorlar, kendilerine de sıra geleceğini, Gazze'de yaşananların kendi ülkelerinde de yaşanacağını hiç hesaba katmıyorlar.
İsrail'in Gazze'yle, Batı Şeria'yla, Kudüs'le yetinmeyeceğini görmemek büyük bir ahmaklık. Daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim, İsrail'in kurucu başbakanı David ben Gurion, İsrail'in kuruluş töreninde yaptığı konuşmada, İsraillilere tanrının vadettiği toprakların Nil'den Fırat'a kadar olduğunu belirtmiş, İsrail'in temel hedefini ortaya koymuştu.
İsrail'in bayrağı da bu amaçla yapılmıştır. Bayraktaki iki mavi çizgiden biri Nil Nehri'ni, diğeri de Fırat Nehri'ni, aradaki altı köşeli yıldız ise İsrailoğullarının hakimiyetini temsil ediyor. İsrail bu hedefini gizlemiyor, asla da gizlemedi. Yani İsrail'in hedefinde bugün Gazze'de yaptıklarını, ileride Lübnan'da, Suriye'de, Irak'ta, İran'da, Ürdün'de, Suudi Arabistan'da ve nihayetinde Türkiye'de yapmak var.
Yaptıkları açıklamalar, bayraklarındaki semboller, muharref kitaplarında yazanlar, yayınladıkları arz-ı mevut ve büyük İsrail devleti haritaları bunu ispatlıyor.
Yaptıkları katliamların da kendilerince izahlarını yapıyorlar. Bakın bu konuda İsrailli bir akademisyen neler söylüyor; Londra Queen Mary Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi İsrailli Prof. Dr. Neve Gordon'un açıklamaları oldukça dikkat çekici:
* "İsrail, Gazze'deki sivil alanlara yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için 'insandışılaştırma' stratejisini kullanıyor."
* "Siviller, sivil alanlar, hastalar, yaralılar, sağlık personeli ve korunan alanlara direkt veya dolaylı saldırıların genel olarak savaş suçu sayılıyor. İsrail, Gazze'de elektrik ve suya erişimi engelleyerek de savaş suçu işliyor."
* "İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın 'insansı hayvanlarla savaşıyoruz' ifadesi, işlenen savaş suçlarını meşrulaştırma stratejisine açık örnek."
* "İsrailli sosyal medya hesaplarında Filistinliler için yapılan 'sıçan' veya 'yılan' benzetmeleri, sivillerin ölümünü meşrulaştırmak için onları insanlıktan çıkarma çabası."
* "İsrail Başbakanı Netenyahu, Gazze'nin 'şeytani bir kötülük şehri olduğunu' ve 'orada yaşayan 1 milyon 100 bin sivil Filistinlinin güneye gitmediği takdirde çatışmaya dahil olacağını' iddia edip savaş hukukunu manipüle etmeye çalışıyor."
* "Gazze Şeridi'nin su ve elektriğinin kesilmesi, 1 milyondan fazla Gazzeliye evlerini terk etme talimatı verilmesi ve Gazze Şeridi genelinde sivil bölgelerin yaygın şekilde bombalanması 'soykırımsal misilleme' niteliği taşıyor."
* "Tarihin gördüğü en asimetrik savaşlardan birine tanıklık ediyoruz."
* "Batılı ve uluslararası liderleri bölgeye uçak gemileri göndererek yangını körüklemek yerine gerilimi azaltma ve şiddeti durdurma çağrısında bulunmaya zorlamak için çabalamalıyız."
Biz Müslüman ve Türk bir basın mensubu olarak benzer değerlendirmeleri yaptığımızda önyargılı olarak ifade edilebiliriz, alın size İsrailli bir akademisyenin açıklamaları… Biz de şunu ilave edelim; işte İsrail Gazze'deki Filistinlilere uyguladığı bütün bu insanlık dışı stratejileri aynen arz-ı mevut hedefinde olan diğer ülkeler için de uygulayacak. Başta Türkiye ve diğer İslam ülkeleri bu işgal projelerine karşı şimdiden hazırlıklı olması gerekiyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın gündemle alakalı BNN Breaking'e yaptığı açıklamalar oldukça dikkat çekici:
* "İsrail devleti dediğimiz devlet bir din devletidir. Bu din devletinin inanç dünyasında 'Vadedilmiş Topraklar' diye bir kavram var. Buna göre, o toprak genişleyecek, genişleyecek, genişleyecek ve ucu Türkiye'ye dokunacak. Çünkü o toprakların içerisinde Türkiye de var."
* "Ben tabii ki Filistin halkının yanındayım yani zulüm gören bir halktan bahsediyoruz. Ama bana derseniz ki 'Hamas'ın yaptığı harekat nedir?' Ben Hamas'ın asla ve asla Filistin halkının yararına bir harekat yaptığına inanmıyorum."
* "Şu anda Filistin'de yaşananlar insaniyetle ilgili bir durum, burayı elbette önemsiyoruz ama burada daha önemsenmesi gereken şey bütün Ortadoğu'da ve Türkiye'yi de ilgilendiren boyutuyla yeni bir oluşum başlıyor. O yüzden bu konuya bizim yaklaşımımızın çok dikkatli, çok itidalli ve çok akıllıca olması lazım."
* "Ben Sayın Davutoğlu gibi, 'İlişkilerinizi şöyle, böyle yapın' demiyorum. Mehmetçik Gazze'ye gibi söylemler var ben bunu söylemiyorum ama bir şeyler oynanıyor, bir şeyler değişiyor bunun farkında olarak hareket etmemiz lazım. Çünkü şu anda tabiri caizse kartlar yeniden dağıtılıyor."
Üzerimizde menfur hesapları olanların neler yapabileceğini bugün Gazze'de, dün Filistin coğrafyasının tamamında gördük, görüyoruz.
Atatürk'ün "tam bağımsız güçlü Türkiye" duruşuna, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Ne AB, ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye" duruşuna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025