Hükümet pasif
Türkiye'de yürütülen misyonerlik faaliyetlerinde yılda binlerce vatandaşımıza din değiştirtilirken, devletin 3 yılda sadece 288 misyoneri yakalaması hükümetin misyonerlik tehlikesini dikkate almadığını gösteriyor
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, misyonerlik faaliyetleri kapsamında 1998, 1999 ve 2000 yıllarında toplam 288 kişinin yakalanarak, adli makamlara sevkedildiğini bildirdi.
Yücelen, Türkiye'de misyonerlik faaliyeti yaptıkları gerekçesiyle haklarında işlem yapılanlarla ilgili bilgi verdi.
Türk Ceza Kanunu'nun 529. maddesi uyarınca, "Türkiye'de yerleşik bulunan değişik dinlere mensup kişiler için yapılmış, özel kutsiyete haiz mabetler veya ayin icrasına mahsus mahaller dışında mezhebi merasim icrası, umuma açık olan meydanlarda ve yollarda dini ve gayri dini işlere müteallik alayların tertibinin" suç teşkil ettiğini belirtti. Yücelen, mabetler haricinde dini ayin yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğuna dikkati çekti.
Misyonerlik faaliyetlerinin takibinde gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlarla koordine kurulduğunu kaydetti.
Yücelen, misyonerlik faaliyeti kapsamında 1998 yılında 67'si yabancı uyruklu 37'si Türk vatandaşı olmak üzere 104, 199 yılında 70'i yabancı uyruklu 67'si Türk vatandaşı olmak üzere 137, 2000 yılı içinde14'ü yabancı uyruklu ve 33'ü Türk vatandaşı olmak üzere 47 kişinin yakalanarak adli makamlara sevkedildiğini bildirdi.
İçişleri bakanı Yücelen, Bina planında mesken, dükkan, ofis vb. olarak ayrılan yerlerin amacı dışında "ev kilisesi" olarak kullanılmasının yasak olduğunu da belirtti. Resmi herhangi bir statüleri bulunmadığından, bu yerlerde ayin veya dini tören yaptığı tespit edilen kişilerin TCK ve ilgili yasalar kapsamında adli makamlara suç duyurusunda bulunulduğuna işaret eden Yücelen, Türkiye'de Lozan Anlaşması ile belirlenen vatandaşların ibadetlerini mabetlerde sürdürdüklerini anlattı. Yücelen "Ev kilisesi olarak adlandırılan yerlerin, ilgili mevzuat çerçevesinde kilise (mabet) olarak kabul edilmeleri mümkün görülmemektedir" dedi.
Yücelen, Türkiye'de misyonerlik faaliyeti gösteren kişilerin İngiltere, Güney Kore, Almanya, Finlandiya, Norveç, ABD, Malezya, İrlanda, Kanada, Singapur, Yeni Zelanda ve Avusturya vatandaşı olduğunu da bildirdi.
Türkiye'de yürütülen misyonerlik faaliyetlerinde yılda binlerce vatandaşımıza din değiştirtilirken, devletin 3 yılda sadece 288 misyoneri yakalaması hükümetin misyonerlik tehlikesini dikkate almadığını gösteriyor
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, misyonerlik faaliyetleri kapsamında 1998, 1999 ve 2000 yıllarında toplam 288 kişinin yakalanarak, adli makamlara sevkedildiğini bildirdi.
Yücelen, Türkiye'de misyonerlik faaliyeti yaptıkları gerekçesiyle haklarında işlem yapılanlarla ilgili bilgi verdi.
Türk Ceza Kanunu'nun 529. maddesi uyarınca, "Türkiye'de yerleşik bulunan değişik dinlere mensup kişiler için yapılmış, özel kutsiyete haiz mabetler veya ayin icrasına mahsus mahaller dışında mezhebi merasim icrası, umuma açık olan meydanlarda ve yollarda dini ve gayri dini işlere müteallik alayların tertibinin" suç teşkil ettiğini belirtti. Yücelen, mabetler haricinde dini ayin yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğuna dikkati çekti.
Misyonerlik faaliyetlerinin takibinde gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlarla koordine kurulduğunu kaydetti.
Yücelen, misyonerlik faaliyeti kapsamında 1998 yılında 67'si yabancı uyruklu 37'si Türk vatandaşı olmak üzere 104, 199 yılında 70'i yabancı uyruklu 67'si Türk vatandaşı olmak üzere 137, 2000 yılı içinde14'ü yabancı uyruklu ve 33'ü Türk vatandaşı olmak üzere 47 kişinin yakalanarak adli makamlara sevkedildiğini bildirdi.
İçişleri bakanı Yücelen, Bina planında mesken, dükkan, ofis vb. olarak ayrılan yerlerin amacı dışında "ev kilisesi" olarak kullanılmasının yasak olduğunu da belirtti. Resmi herhangi bir statüleri bulunmadığından, bu yerlerde ayin veya dini tören yaptığı tespit edilen kişilerin TCK ve ilgili yasalar kapsamında adli makamlara suç duyurusunda bulunulduğuna işaret eden Yücelen, Türkiye'de Lozan Anlaşması ile belirlenen vatandaşların ibadetlerini mabetlerde sürdürdüklerini anlattı. Yücelen "Ev kilisesi olarak adlandırılan yerlerin, ilgili mevzuat çerçevesinde kilise (mabet) olarak kabul edilmeleri mümkün görülmemektedir" dedi.
Yücelen, Türkiye'de misyonerlik faaliyeti gösteren kişilerin İngiltere, Güney Kore, Almanya, Finlandiya, Norveç, ABD, Malezya, İrlanda, Kanada, Singapur, Yeni Zelanda ve Avusturya vatandaşı olduğunu da bildirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.