BTP Lideri Hüseyin Baş'ın 'millet İttifakına' yaptığı çağrı, İYİ Parti'nin anında dönüş yapması, CHP ve Saadet Partisi'nin olumlu yaklaşmaları ile bir anda Türkiye'nin gündemi oldu.
Öyle ki Sayın Erdoğan'ın açıkladığı 'vizyon' ve banttan indirilen tek adet Togg bile vatandaşın ilgisini çekmedi. Vatandaş 'millet İttifakının' kararını merak ediyor.
Sayın Baş'ta zaten bu açık teklifi, 'Millet İttifakı'na katılma çağrımız, aslında toplumun bizden talebinin bir yansımasıdır' şeklinde özetledi.
Sayın Baş böyle bir çağrıyı neden yapmış olabilir?
Bu sorunun cevabını Sayın Erdoğan'ın, 'Türkiye Cumhuriyeti Yüzyılı' değil de 'Türkiye Yüzyılı' vizyonunu adı altında yaptığı açıklamalarda çok net görülebilir.
Tarımda ithalatçı olmuşuz. Sayın Erdoğan 20 yıllık tarım politikalarını övüyor.
İthalat patlamış, cari açık patlamış, devlet borca batırılmış, borçtan çok borç faizi ödenmeye başlanmış, TL en çok değer kaybeden para birimi olmuş.
Ama Sayın Erdoğan patlattıkları ihracat ile kağıt üstündeki büyüme rakamları ile övünüyor.
Sata sata enerjide de dışa tam bağımlı olduk. Ama Sayın Erdoğan özel sektörün enerji yatırımlarıyla övünüyor.
Akaryakıt fiyatlarından dolayı vatandaş kontak açamıyor, İstanbul'da trafik sorunu bile çözülme noktasında ama Sayın Erdoğan yaptık, dedikleri yol, köprü, tünellerle övünüyor.
Sağlık sistemi çökmüş, MHRS bile 'error' veriyor. Ama Sayın Erdoğan yaptıkları hastanelerden bahsediyor. '1 kuruş bile cebimizden çıkmadan yaptırdık' dedikleri projelere hazineden 400 milyar TL'den fazla para aktarılmış ama anlatılmıyor.
Dahası ise vatandaşın derdi iş, aş, enflasyon. Sayın Erdoğan'ın gündemi Ayasofya.
Vatandaşın derdi eğitim, sağlık, huzurlu bir hayat. Sayın Erdoğan'ın gündemi başörtüsü.
İstanbul'da 400 bin Türkiye'de 6 milyon konutun yenilenmesi gerektiğini bizzat Bakan itiraf ediyor. Sayın Erdoğan, 'Kanal'ı yapacağız' diyor.
Vatandaşın derdi adalet, güvenlik. Sayın Erdoğan'ın gündemi yeni anayasa.
Vatandaşın derdi çocuklarının geleceği. Erdoğan ve kurmaylarının gündemi Atatürk, Cumhuriyet ve Osmanlıcılık rüyası.
Daha benim tespit edemediğim birçok sebepten ötürü Sayın Baş, 'bu iktidarın değişmesi gerektiğinden ve bu gerekliliği gerçekleştirmek için beraber hareket etme' zorunluluğundan bahsederek 'aklın yolu da bir aslında. Bir hükümet bloğu var; karşısında da güçlü bir muhalefet bloğu oluşturursak bu iktidar yer değiştirebilir. Biz mantıklı olanı yaptık' dedi.
Tabi yandaş medya anında gereğini yapmaya kalkıştı. Ahmet Hakan'ı zaten biliyorsunuz. Abdülkadir Selvi ise arkadan dolanarak Saadet Parti'sinin kongresini yorumlayıp, 'milli görüş ruhu yok olmuş' dedi.
Fethullah Gülen seviciliği ile meşhur Türk silahlı Kuvvetlerine laf atan Nagehan Alçı bile eleştirmeye kalktı. Demek ki Hüseyin Baş doğru olanı yaptı.
Sayın Baş diyor ki: 'Bu insanlar, Cumhuriyet'le kavgalı insanlar. Daha dün bir vizyon açıkladılar, 'Türkiye yüzyılı', içinde Cumhuriyet yok. Cumhuriyet demeye korkuyorlar…
Biz, düşünebilen varlıklarız. Dolayısıyla biz, özgür düşünceye sahip olduğumuz müddetçe demokrasimizi yaşatabiliriz, Cumhuriyet'imizi muhafaza edebiliriz.
Ve düşünmek aynı zamanda hatırlamaktır. Cumhuriyet'e laf eden Mahir Ünal'ı da 'İki ayyaş yasa yaptı' diyenleri de hiçbir zaman unutmayacağız. Her zaman hatırlayacağız."
Merak Akşener Ablamızın, 'Biz 40 kişiyiz bu siyasette, herkes birbirinin ciğerini bilir. Eğer o ciğerindeki urları biliyorsak, o ciğerinde ur olanların çok dikkatli olmaları gerekir' vurgusuna binaen…
Sayın Ümit Özdağ'a
Sayın Muharrem İnce'ye…
Sayın Mustafa Sarıgül'e…
Sayın Fatih Erbakan'a sormak istiyorum: Türkiye'nin getirildiği noktadan memnun musunuz? Götürülmek istenen noktanın farkında mısınız?
Eminim ki yaşanılanlardan, yapılanlardan ve yapılmak istenilenlerden benden daha çok bilgi sahibidirler.
Siyaset yapma amacı devlet ve millete hizmet ise geldiğimiz noktada herkes şahsi kavgalarını, 'dün bana şöyle şöyle yapıldı' söylemlerini, siyasetteki ayrılıkları bir tarafa bırakarak Hüseyni duruşu göstermek zorundadırlar.
Bu yüzden 6'lı masa 7'li olmalı. Hatta 7'de de kalmamalıdır, diyorum.
Efendim! Ya 6 lider bir araya gelip bu teklifi kabul etmezse?
O da, onların sorunu. 20 yılın ve gelecek 5 yılın bütün faturası kendini 6'ya sabitleyen masaya çıkar.
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025