Rusya'nın müdahalesiyle IŞİD oyunu bozulan ABD şimdi yeni stratejiler arayışında?Malum, Rusya 30 Eylül itibarıyla hava operasyonlarına başlamış ve etkili olan bu operasyonlarına 16 Ekim'de de Esad'ın ordusunun kara taarruzu ilave olmuştu.Bu operasyonlarda IŞİD'in darmadağın edilmesi, birçok elebaşının da öldürülmesi, ABD'nin öncülüğünde aylardır operasyon yapan koalisyon güçlerinin bugüne kadar hiçbir şey yapmadığını gözler önüne serdi.Zaten Türkiye ile ılımlı teröristlerin yetiştirilmesini hedefleyen eğit-donat projesi de tam anlamıyla iflas etmişti.ABD, önce yeni ortağının YPG güçleri olduğunu ilan etti. Hatta ABD'li yetkililerin, "Biz hava gücüyüz, YPG ise bizim kara gücümüz" ifadeleri basında yer aldı.Ardından Türkiye'deki siyasi iradenin göstermelik YPG muhalefeti sebebiyle, "Bizim Suriye'deki ortağımız Suriye Demokratik Güçleri'dir (SDG)" demeye başladılar.AKP'li yetkililerin YPG muhalefeti göstermelik çünkü şu anda PYD-YPG dediğimiz irade Kobani sürecinden sonra Yahudi Barzani'nin kontrolüne girdi ve bu Barzani AKP grup toplantısına davet edildi, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları atıldı. Bu Barzani için Diyarbakır'da miting tertip edildi, kardeşlik mesajları verildi. Yine bu Barzani'nin peşmergesine Kobani sürecinde Türkiye sınırları açıldı, bugünkü Barzanileşmiş olan YPG'nin güç kazanmasına en büyük yardım yapılmış olundu.7 Haziran seçimlerinde AKP en büyük darbeyi HDP'den yiyince, PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen ama gerçekte Barzanileşmiş olan YPG'ye göstermelik de olsa muhalefet etmesi gerekiyordu.Tepki göstermelik olunca, ABD'nin stratejisi de göstermelik oluyor elbette ki?ABD'nin "Suriye'deki ortağım" diye ilan ettiği SDG'nin en büyük katılımcısı YPG? YPG'nin yanına, eğitip donatamadıkları bir takım ılımlı Arap terörist gruplar ve Süryani bir grup da ilave edilmiş. ABD bu terör gruplarının radikallerden seçilmediğini de ilan ederek bir taraftan Rusya'nın hedefi olmasına mani olmaya çalışıyor, bir taraftan da Türkiye'ye "bu YPG değil" mesajını veriyor.Bu oyuna Rusya gelmez ama Türkiye'nin siyaseti isteyerek gelir, çünkü bunun böyle olduğunu zaten biliyor; onların dertleri SDG'nin içinde YPG olup olmaması değil, sorun PKK ile bu kadar mücadele ettiğini ilan ettikten sonra Suriye sürecinde ABD ile beraber YPG ile aynı safta olduğunu millete nasıl izah edecek?1 Kasım seçimlerine bakılırsa millet pek izah bekleyecek halde, hesap soracak bir kumaşta da değil ama hep aynı endişe, ya bir değişim olursa, hesap sorulursa korkusu?Neticede hasta adam dedikleri Sevr ile de mezarını kazdıkları bir milletin içinden bir anda Atatürk çıkıverdi ve hasta adam, sapasağlam dimdik ayağa kalkıverdi, dünyaya diz çöktürdü.ABD'nin en büyük endişesi, IŞİD bahanesinin devre dışı kaldıktan sonra Suriye'nin kuzeyinde İsrail lehine, Yahudi Barzani lehine elde ettiği kazanımları kaybedecek olması?Bu sebeple PYD'siz, YPG'siz bir koalisyon düşünemiyor.YPG, Barzani'nin etkisiyle ve kontrolüyle ABD'nin koalisyonunda yer alıyor olabilir ama Suriye'deki Kürtler gelecekleri için Rusya'ya ve Esad Yönetimine daha fazla güveniyor.Türkiye'deki siyasetin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor ki biliyor, BOP kapsamında bölünmüş, parçalanmış bir Suriye Türkiye'nin menfaatine değildir. Suriye'nin toprak bütünlüğü geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye'nin güvencesidir.Rusya, "Suriye'nin devlet başkanı illaki Esad olmalıdır" diye bir ısrarı yok, hatta Esad'ın da "İllaki ben devlet başkanı olayım" diye bir inadı yok.Yapılan açıklamalar, "Suriye hakkındaki karar Suriye halkına aittir" şeklindedir.Doğrusu da bu değil midir?Suriye'nin dışından "Esad gitsin" demek de yanlıştır, "Esad kalsın" demek de?Doğru olan "Karar Suriye halkınındır, adil ve şeffaf bir seçim yapılır ve halk Esad'ı seçerse Esad, başkasını seçerse o devlet başkanı olur" demektir.Ama şu bir gerçek ki, işgal sürecinde Esad canı pahasına ülkesini terk etmemiş ve doğru stratejilerle tüm Suriye halkının gönlünü ve güvenini kazanmıştır.Suriye böyle bir lidere sahip olduğu için belki çok kısa zamanda toparlayacaktır, bence asıl düşünmesi gereken Türkiye'dir, Türk milletidir.Ülkemize yön veren, milletimizin yol verdiği siyasilerimiz, düşmanlara karşı Esad gibi milli bir duruş sergileyememekte, ülkemizi BOP kapsamında bölüp parçalama hedefleri olanların projelerinde misyon sahibi olmaya devam etmektedirler.Bu gidişat ne onların lehinedir, ne de onlara "bi daha, bi daha" diyen Türk milletinin?Türk milleti gerçekten milli çözüm sahibi olan Lideri Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu Bağımsız Türkiye Partisi kadrosuyla buluşmadığı müddetçe Irak'ın, Afganistan'ın, Libya'nın kaderini yaşacaktır, taşeron siyasileri de Saddam'ın, Hüsnü Mübarek'in kaderini?Bağımsız Türkiye Partisi Türkiye'nin geleceğinin tek sigortasıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025
- Rusya-Ukrayna savaşı sona yaklaştı mı? / 20.08.2025
- Nesillerimizi kaybediyoruz / 19.08.2025
- Dün Andımız, bugün Türk milleti tanımı! / 14.08.2025
- BTP Gençlik Kampı ve örnek lider / 05.08.2025
- Ekonomik gerçekler, Bakan Şimşek’i yalanlıyor / 31.07.2025
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025
- Lozan’a hezimet diyenler, Sevr’i arzulayanlardır / 25.07.2025
- CHP, komisyona katılmalı mı? / 24.07.2025
- Rusya-Ukrayna savaşı sona yaklaştı mı? / 20.08.2025
- Nesillerimizi kaybediyoruz / 19.08.2025
- Dün Andımız, bugün Türk milleti tanımı! / 14.08.2025
- BTP Gençlik Kampı ve örnek lider / 05.08.2025
- Ekonomik gerçekler, Bakan Şimşek’i yalanlıyor / 31.07.2025
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025
- Lozan’a hezimet diyenler, Sevr’i arzulayanlardır / 25.07.2025
- CHP, komisyona katılmalı mı? / 24.07.2025