ABD'nin yaşadığı krizler, kendine özel krizlermiş gibi gösteriliyor ve farklı adlandırılıyor. Son olarak ABD'de ortaya çıkan sistem krizinde de aynı yol izlendi. Deniliyor ki: "Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında bütçe anlaşmazlığı çıktı, ama bu hiç önemli değil. ABD'de böyle bütçe krizleri ilk defa yaşanmıyor. Değişik aralıklarla böyle krizler ortaya çıkar." Doğrudur, değişik aralıklarla aynı krizler tekrarlanmaktadır. Ancak her kriz, ABD ekonomisine biraz daha fazla tahribat vererek atlatılmaktadır. Meselâ, en son bu şekilde bir kriz 1996 yılında yaşandı. Moody's'in baş ekonomisti Mark Zandi, o krizle, şimdikini karşılaştırmış ve şu hükme varmıştır: "Son kriz, çok derin, çok hızlı ve çok karanlıktır."Ekonomistlere göre, 17 Ekim'e kadar ABD'de borçlanma limiti artırılmazsa, bütçe krizi sonrasında ekonomide büyük yıkımlar olacaktır. Ekonomist Brian Kesler, "krizin 3-4 hafta sürmesi halinde, ekonomik kayıpların, sadece memurların maaşlarının kesilmesiyle sınırlı kalmayacağını, zararın yaklaşık 55 milyar dolara mal olacağını" söylüyor. Asıl üzerinde durulması gereken konu, ABD hükümetinin borçlanabileceği azami miktar olan borçlanma sınırına ulaşmasıdır. Borçlanma sınırı, federal hükümetin, yasal olarak ne kadar borçlanabileceğini belirleyen sınırdır. ABD Başkanı Obama, işte bu sınırı artırmak istiyor. Bunu da herhalde keyfinden yapmıyor. Demek ki, ekonomik şartlar onu zorluyor. Bu gerçeği dikkatten kaçırıp, konuyu Cumhuriyetçiler ile Demokratların bütçe tartışması diye takdim etmek, insanları aldatmak ve yanıltmaktır. ABD'nin esas gerçeği şudur: ABD'de yapısal bir sistem krizi vardır. ABD'nin elindeki ekonomik seçenekler gittikçe tükeniyor ve ABD, duvara toslama yolunda hızla ilerliyor. "Bu ekonomi modeli, nerede olurlarsa olsunlar, mega-zenginler ve mega-güçlüler dışında kalan tüm insanlara rağmen tasarlanmıştır. ABD'de de dünyanın yoksul yerlerindeki en savunmasız insanlar kadar acı çekmekte olan milyonlarca insan yaşamaktadır." (Bkz. Philip Bartlett Smit- Manfred Max Neef, Ekonominin Gerçek Yüzü, s. 203).Northeaster Üniversitesi'nin, verilere dayalı olarak hazırladığı raporda, "ABD'nin bir 'Büyük Buhran'a doğru gittiği" ifade edilmiştir. ABD'de son derece keskin bir kutuplaşma söz konusudur. Şöyle ki, bir avuç insan, büyük bir servet sahibidir, çalışan insanlardan oluşan geniş kitle ise işsizlik, evsizlik, açlık ve sefalet içindedir. Bu, ABD'de uygulanan ekonomik modelin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. "Dünyanın gelişmiş ekonomileri arasında en büyük eşitsizlik düzeyinin, aşırı zenginlik ve aşırı yoksulluğun bir arada bulunduğu ülke ABD'dir. ABD, gelmiş geçmiş en zengin ulus olmakla beraber endüstrileşmiş dünyadaki en yüksek yoksulluk oranına sahiptir." (A.g. e. s.204). Bu sebeptendir ki, 'Milli Ekonomi Modeli', ABD halkı için de bir kurtuluş reçetesidir. Çünkü 'Milli Ekonomi Modeli'nde amaç, tüketicileri güçlendirmektir. Bir başka deyişle, amaç, yoksul bırakılan büyük çoğunluğu zenginleştirmektir. Hâlbuki ABD'de durum tam tersidir.Hal böyle iken, ABD'de her kriz sonrası hazırlanan kurtarma paketleri, yine küçük elit bir kesime mali destek aktarılması şeklinde olmaktadır. Özetle ifade edersek, ABD'nin perişanlığı artık gizlenemeyecek kadar açığa çıkmıştır. Liberalizmin önderi ve öncüsü ABD böyle de, onu takip eden ve örnek alan Türkiye ne durumda? AKP iktidarına sorarsanız, ekonomik alanda Türkiye uçuyor. İyi de bu nasıl oluyor? Liberalizmin kalesi yıkılırken, kulesi yükselir mi? AKP iktidarının iddiası buna benziyor. Böyle bir şeyin olmayacağını her akıl sahibi idrak eder. Öyleyse olan nedir Olan, bir göz boyama ve aldatmacadan ibarettir. Bunu zamanı gelince hep birlikte göreceğiz. O zaman geldiğinde AKP iktidarı kalırsa, diyecekleri şudur: "Ekonomimiz gayet iyiydi, kalkınıyorduk, ama ne yapalım, küresel kriz patlak verdi. Bu seferki küresel kriz teğet geçmedi, bizi de vurdu." Buna da aldananlar olur mu? Hiç zannetmiyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018