Vatansız insan yetimdir, mağdurdur ve tehlikelidir. İşte bu yetim ve mağdurluk en ufak bir korku, şüphe, sıkıntı ve tehlikede insanın kontrolünü kaybetmesine ve vahşileşmesine sebep olur. Etrafını yakar, yıkar, zarar verir. Bu ezilmişlik, itilmişlik, yetim ve mağdurluğun yanına birde, bu insanlar üzerinden rant elde etmek isteyen insan görünümlü çakalları ekleyince tehlike daha da büyür. Düşünün bir kere! Ülkemizde (resmi rakamlara göre) 3 milyonu işsiz var ve bu işsizlerin dörtte biri genç. Ülkemizde fuhuş, hırsızlık, yankesicilik, cinayet vs. gibi suçlar zirve yapmış, hapishaneler dolmuş durumda. Bu tablonun birinci sebebi işsiz insanlar ve çalışanların (bırak fakirliği) yoksulluk sınırı altında bir gelire mahkum edilmeleridir. Ülkemizde artık milyon olarak ifade edilen Suriyeli sığınmacı var. Bunların yanına birde AB'ye kaçak yollarla giden, farklı inanç ve milletlerden on binlerce insan eklenince bu ülkede asayiş, huzur ve güven nasıl sağlanacak? Kendi halkına bakmaktan aciz hükümet, bu yüz binlere nasıl ve neyle bakacak? Tablo buyken hükümete göre bu anlaşma bir zafer. Zaten Başbakan Erdoğan'ın "milatları" hiç bitmedi, bitmiyor. AB ile bir anlaşma daha imzaladı. Attıkları imzanın bedeli, sonuçları ne olacak, düşünmeden, anlamadan, anlatmadan zafer (!) sarhoşluğuyla adeta nara atarcasına; "3-3,5 yıllık sürecin sonunda vizesiz Avrupa seyahati başlamış olacak. AB ile vizeler kalktığında kimsenin endişesi olmasın, en küçük bir sorun yaşanmayacaktır. Yük olmaya değil, yük almaya geliyoruz." Diyorlar? AKP hükümeti, AB'den yük alacak, doğrudur. Ama bu yükü kimin sırtına bindirecek, hiç düşündünüz mü? Geri kabul ile mülteci kampına dönecek ülkemizde, bu mültecilerin derdini kim çekecek? Bir kıyas yapın ve Erdoğan'ın, AB'den aldığı bu yükü kimin sırtına vuracağını bulun? Haçlı batı dünyasından bugüne kadar ne Asya'ya, ne Afrika'ya, ne Amerika kıtasına, ne Ortadoğu'ya ve ne de ülkemize hiçbir zaman hayır gelmemiştir. Bu zihniyetin kendine bile faydası yoktur. Tarih bu iddialarımın ispatıyla doludur. Batı dünyası karı, menfaati olmayan hiç bir şeye imza atmaz. Hele karşısındaki Müslüman'sa masaya oturmaz bile. Ama karı bire on, bire yüz, bire bin vs. ise sana, baba der, sırtını okşar, taltif eder. Tam o sırada ayranına hapı atar. Birde uyanırsın ki, hapı yutmuşsun?Evet, açıktır ki, Erdoğan hükümetinin attığı bu imzayla ülkemiz, mülteci kampına dönecektir. Bu insanların etrafını fuhuş şebekeleri saracak. Organ mafyası hazır Pazar bulmanın sevincini (!) yaşayacak. Hırsızlık, cinayet şebekeleri saracak. İnsan emeğini sömüren, ucuz işçi çalıştıran guruplar kümelenecek. Kimileri özgürlük, söylemleriyle bu insanları dağa kaldıracak, bir başkaları da cihat (!) naralarıyla en kanlı terör örgütlerine bu insanları taşıyacak. Hadi ya! Diyenlere, bu güne kadar hep böyle olmadı mı, diye soruyorum?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan tasarrufun neresinde? / 05.05.2024
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024