Müslümanların tartıştıkları konular arasında, "Abdestte farz olan, ayakların yıkanması mıdır, yoksa mesh edilmesi midir?" konusu vardır.
Hanefi mezhebi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezhebi "ayakların yıkanmasının farz olduğunu", Caferi mezhebi ise "ayakların mesh edilmesinin farz olduğunu" belirtmektedir.
Öncelikle dini konularda özellikle de "farz" olan konularda "sana göre bana göre" olmaz, tartışma yapılamaz, mantık yürütülemez; Kur'an ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) hadislerine, yani nassa bakılır.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Kur'an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali, Namaz" kitabında sayfa 67'den 75'e kadar bu konuyu detaylıca müdellel bir şekilde ortaya koymuştur. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Bendeniz bu konularda birçok fıkhî eser okumama rağmen ilk defa bu kitapta aradığımı net bir şekilde buldum.
Abdestin farzlarını ifade eden ayet-i kerime Maide suresi 6. ayettir. Cenab-ı Hak bu ayetinde şöyle buyurmaktadır:
"Ya eyyühellezîne âmenû izê kumtüm ilessalâti fağsilû vücûheküm ve eydiyeküm ilel merâfiki vemsehû biruûsiküm ve ercüleküm ilel ka'beyni?"
(Ey mü'minler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayınız ve başlarınıza meshediniz ve ayaklarınızı iki topuğa kadar?)
Az çok Kur'an eğitimi alanlar anlayacaktır; bu abdest ayetinde "ve ayaklarınız" anlamına gelen "ve ercüleküm" kelimesi, kıraat-ı seb'ada hem mansub (üstün) hem mecrur (esre) olarak okunmuştur.
Bu kelime, "ve ercüleküm" şeklinde "üstün" okunursa yani "le" diye okunursa, ayet içerisinde "vücûheküm" kelimesine atıf edilmiş olur.
Bu şekilde okunduğunda "ayakların yıkanması" farz oluyor.
Eğer "ve ercüliküm" şeklinde "esre" okunursa yani "li"
diye okunursa, ayet içerisinde "biruûsiküm" kelimesine atıf edilmiş olur.
Bu şekilde okunduğunda da "ayakların meshedilmesi" farz oluyor.
Görüldüğü gibi ayakların yıkanması da meshedilmesi de Kur'an'da mevcuttur.
Şimdi bu konudaki hadis-i şeriflere bakalım.
Abd'ul-Hayr şöyle anlatıyor:
Hz. Ali (k.veche) bize geldi, namaz kılmıştı; bizden abdest suyu istedi.
"Namaz kıldığı halde abdest suyunu ne yapacak? Galiba bize abdestin nasıl alınacağını öğretecek" dedik.
İçi su ile dolu bir kap, bir de leğen getirildi. Kaptan sağ eline biraz su boşaltıp ellerini üç kez yıkadı. Sonra ağzına üç kere su verip yıkadı, sonra burnuna üç kere su çekip yıkadı. Su aldığı avucu ile sümkürdü.
Sonra yüzünü de üç kere yıkadı. Sonra sağ kolunu üç kere yıkadı, sol kolunu da üç kere yıkadı. Sonra elini tekrar kaba uzatıp başını bir kere meshetti. Sonra sağ ayağını üç kere, sol ayağını da üç kere yıkadı.
Sonra, "Kim Allah Resulü (s.a.a.)'nin abdestini bilmek isterse, işte bu O'nun abdestidir" dedi. (Ebu Davud, I, 178; Tirmizi, No:49; Nesai, Teharet, 74, I)
Abbad b. Temim (r.a.) babasından şunu nakletti:
"Peygamber (s.a.v)'i gördüm; abdest alıyor, ayaklarını su ile meshediyordu." (Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat)
Bu ve benzeri birçok hadiste de görüldüğü gibi ayakları yıkama ve ayakları meshetme her ikisi de Hz. Peygamber'in uygulamaları arasında?
Hanefi mezhebinin kurallarını yerine getirenin de abdesti Kur'an'a ve sünnete uygun, Caferi kardeşlerimizin abdesti de?
O halde tartışılacak hiçbir konu yok, "senin abdestin yanlış, olmadı, benimki doğru gibi" kısırdöngü ifadelerden her Müslüman'ın kaçınması lazım.
Ayrıca Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e sonsuz teşekkürler?
Daha önce kaleme aldığı "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" eseriyle hem Ehl-i Sünnette hem de Şiilikte imanın ve İslam'ın şartlarının bir olduğunu önümüze madde madde koymuştu.
Şimdi de "İlmihal" eseriyle, Hanefi, Caferi, Şafii, Maliki, Hanbelî tüm mezheplerin ibadet uygulamalarının Kur'an ve hadislere uygunluğunu delilleriyle önümüze koyuyor ve aramızdaki ayrılığı gayrılığı ortadan kaldırıyor.
Birilerinin mezhep farkılılıkları üzerinden çıkarmak istediği asırlık fitnelerin de önünü böylece kesmiş oluyor.
Hanefi mezhebi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezhebi "ayakların yıkanmasının farz olduğunu", Caferi mezhebi ise "ayakların mesh edilmesinin farz olduğunu" belirtmektedir.
Öncelikle dini konularda özellikle de "farz" olan konularda "sana göre bana göre" olmaz, tartışma yapılamaz, mantık yürütülemez; Kur'an ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) hadislerine, yani nassa bakılır.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Kur'an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali, Namaz" kitabında sayfa 67'den 75'e kadar bu konuyu detaylıca müdellel bir şekilde ortaya koymuştur. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Bendeniz bu konularda birçok fıkhî eser okumama rağmen ilk defa bu kitapta aradığımı net bir şekilde buldum.
Abdestin farzlarını ifade eden ayet-i kerime Maide suresi 6. ayettir. Cenab-ı Hak bu ayetinde şöyle buyurmaktadır:
"Ya eyyühellezîne âmenû izê kumtüm ilessalâti fağsilû vücûheküm ve eydiyeküm ilel merâfiki vemsehû biruûsiküm ve ercüleküm ilel ka'beyni?"
(Ey mü'minler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayınız ve başlarınıza meshediniz ve ayaklarınızı iki topuğa kadar?)
Az çok Kur'an eğitimi alanlar anlayacaktır; bu abdest ayetinde "ve ayaklarınız" anlamına gelen "ve ercüleküm" kelimesi, kıraat-ı seb'ada hem mansub (üstün) hem mecrur (esre) olarak okunmuştur.
Bu kelime, "ve ercüleküm" şeklinde "üstün" okunursa yani "le" diye okunursa, ayet içerisinde "vücûheküm" kelimesine atıf edilmiş olur.
Bu şekilde okunduğunda "ayakların yıkanması" farz oluyor.
Eğer "ve ercüliküm" şeklinde "esre" okunursa yani "li"
diye okunursa, ayet içerisinde "biruûsiküm" kelimesine atıf edilmiş olur.
Bu şekilde okunduğunda da "ayakların meshedilmesi" farz oluyor.
Görüldüğü gibi ayakların yıkanması da meshedilmesi de Kur'an'da mevcuttur.
Şimdi bu konudaki hadis-i şeriflere bakalım.
Abd'ul-Hayr şöyle anlatıyor:
Hz. Ali (k.veche) bize geldi, namaz kılmıştı; bizden abdest suyu istedi.
"Namaz kıldığı halde abdest suyunu ne yapacak? Galiba bize abdestin nasıl alınacağını öğretecek" dedik.
İçi su ile dolu bir kap, bir de leğen getirildi. Kaptan sağ eline biraz su boşaltıp ellerini üç kez yıkadı. Sonra ağzına üç kere su verip yıkadı, sonra burnuna üç kere su çekip yıkadı. Su aldığı avucu ile sümkürdü.
Sonra yüzünü de üç kere yıkadı. Sonra sağ kolunu üç kere yıkadı, sol kolunu da üç kere yıkadı. Sonra elini tekrar kaba uzatıp başını bir kere meshetti. Sonra sağ ayağını üç kere, sol ayağını da üç kere yıkadı.
Sonra, "Kim Allah Resulü (s.a.a.)'nin abdestini bilmek isterse, işte bu O'nun abdestidir" dedi. (Ebu Davud, I, 178; Tirmizi, No:49; Nesai, Teharet, 74, I)
Abbad b. Temim (r.a.) babasından şunu nakletti:
"Peygamber (s.a.v)'i gördüm; abdest alıyor, ayaklarını su ile meshediyordu." (Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat)
Bu ve benzeri birçok hadiste de görüldüğü gibi ayakları yıkama ve ayakları meshetme her ikisi de Hz. Peygamber'in uygulamaları arasında?
Hanefi mezhebinin kurallarını yerine getirenin de abdesti Kur'an'a ve sünnete uygun, Caferi kardeşlerimizin abdesti de?
O halde tartışılacak hiçbir konu yok, "senin abdestin yanlış, olmadı, benimki doğru gibi" kısırdöngü ifadelerden her Müslüman'ın kaçınması lazım.
Ayrıca Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e sonsuz teşekkürler?
Daha önce kaleme aldığı "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" eseriyle hem Ehl-i Sünnette hem de Şiilikte imanın ve İslam'ın şartlarının bir olduğunu önümüze madde madde koymuştu.
Şimdi de "İlmihal" eseriyle, Hanefi, Caferi, Şafii, Maliki, Hanbelî tüm mezheplerin ibadet uygulamalarının Kur'an ve hadislere uygunluğunu delilleriyle önümüze koyuyor ve aramızdaki ayrılığı gayrılığı ortadan kaldırıyor.
Birilerinin mezhep farkılılıkları üzerinden çıkarmak istediği asırlık fitnelerin de önünü böylece kesmiş oluyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024