Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) "Gazze'de ateşkes" oylamasında tek başına veto hakkını kullanarak İsrail'in vahşetine tam destek veren ABD'nin neden böyle bir karar aldığı yapılan açıklamalardan anlaşılıyor.
Hatırlarsanız, 7 Ekim'den hemen sonra İsrail'e destek için Tel Aviv'e giden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, "Ben bir Yahudi olarak buradayım" demişti.
ABD Başkanı Biden da, Yahudilerin Hanuka Bayramı dolayısıyla Beyaz Saray'da düzenlenen resepsiyonda, İsrail'e askeri desteğinin süreceğini söyledi.
Biden'ın bu resepsiyonda söyledikleri oldukça dikkat çekici:
"İsrail olmasaydı dünyada tek bir Yahudi güvende olmazdı."
"Yahudiler ile İsrail'in güvenliğine ve bağımsız Yahudi devletinin varoluş hakkına bağlılığım sarsılmaz."
"Yahudi toplumuna duyduğum sıcaklık ve bağlantı sorgulanamaz."
"Birkaç yıl önce 'Siyonist olmak için Yahudi olmak zorunda değilsiniz ve ben bir Siyonist'im' dediğimde sıkıntılara girdim ve eleştirildim."
ABD'nin dışişleri bakanı, İsrail ziyaretinde "Ben bir Yahudi olarak buradayım" diyor, ABD'nin başkanı ise, "Yahudi olmadığım halde Siyonist'im" diyor.
Daha ne desinler? Ve sadece bu ABD'nin vetosuyla Gazze'deki soykırım önlenemiyor. Buradan şu sonuç çıkıyor: BM'nin mevcut koşulları devam ettikçe ve ABD'nin tek başına veto hakkı bulundukça BM'den İsrail aleyhine bir tek karar bile çıkmaz ve de İsrail'in vahşeti, soykırımı, işgalleri tam gaz devam eder.
BM'nin mevcut yapısıyla bir çıkmaz sokak olduğunu görmek için başka bir delile ihtiyaç var mı? Esasen sırf bu vahşete geçit vermesi sebebiyle ABD'nin veto hakkı elinden alınmalıdır. Daha adil ve demokratik bir BM yapısı için de tüm BM üyelerine bir oy hakkı verilmeli, kararlar çoğunluğa göre alınmalı ve her ülke bu noktada eşit olmalıdır.
ABD'nin dünyadaki yalnızlığı da dün gündem maddelerinden biriydi.
Gazeteciler bu konuda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'i sorularıyla ciddi manada köşeye sıkıştırdılar.
Bir gazeteci, Miller'a Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Gazze'de ateşkes talep eden karar tasarısını ABD'nin veto ettiği ve Washington yönetiminin İsrail'e ağır silahlar göndermekte kararlı olduğu açıklamalarını anımsatarak, "Siz, ne kadar yalnız kaldığınızın farkında mısınız?" diye sordu.
Bunun üzerine Miller, ironik biçimde ABD'nin Gazze'deki durum konusundaki "liderliğini" sürdüreceğini belirterek, ortakları ile temas halinde olduklarını kaydetti.
Gazetecinin, "Şu anda ABD'nin liderliğini gösterdiğini düşünüyor musunuz'" sorusuna Miller, "Kesinlikle. Ancak bu, her ülkeyle aynı fikirde olduğumuz anlamına gelmez" yanıtını verdi.
Bu yanıt üzerine gazeteci sözlerini, "Şu anda hiçbir ülkeyle aynı fikirde değilsiniz, belki de İsrail dışında. Şu anda, İsrail dışında dünyanın geri kalanının size kızgın olmasından, Biden yönetiminin duruşundan mutsuz olmasından endişe duymuyor gibi duruyorsunuz. Amerikan liderliği bu mudur?" sorusunu yöneltti.
Miller ise "ABD olarak, bu konuya müdahil olmaya çalışmayı ve böyle kalmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu, İsrail'in, Filistin halkının, daha geniş bölge güvenliğinin ve ABD'nin güvenliğinin çıkarınadır" değerlendirmesinde bulundu.
İsrail'in ABD'nin verdiği destekle Filistinli sivillere yönelik katliamlarının devam etmesinin Filistin halkının güvenliğine katkısının ne olduğu merak konusu…
"ABD'nin güvenliğinin çıkarınadır" diyor, doğrudur, çünkü ABD'nin de Ortadoğu coğrafyası için bir vatan projesi var. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritası bunu açıkça göstermektedir. ABD, İsrail'in yaptığı işgal ve katliamlar BOP'un önünü açtığı müddetçe İsrail'e desteğine devam edecektir.
Bir diğer konu ise İsrail'in sivillere kullandığı beyaz fosfor bombalarıyla alakalı…
Filistin yönetimi, fosfor bombasının kullanıldığına dair birçok delili sunmuştu. İsrail tarafı ise bunları yalanlıyordu. İsrail sonunda beyaz fosfor içeren bombalara sahip olduğunu itiraf etti. İsrail ordu radyosundan yapılan açıklama, Beyaz Saray'ın Lübnan'ın güneyindeki saldırılarda bu tür yangın çıkarıcı malzemelerin kullanılmasına ilişkin endişesini dile getirmesinin ardından geldi. Açıklamada, "Beyaz fosfor içeren, kamuflaj amaçlı tasarlanan, saldırı veya yangın çıkarmak amacı olmayan duman bombalarımız var" ifadelerine yer verildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, ABD'nin, beyaz fosfor gibi maddeleri, başka bir orduya, bunun meşru amaçlarla ve uluslararası insancıl hukuka tam olarak uygun şekilde kullanılacağı beklentisiyle sağladığını söyledi.
Filistin'in El-Aksa televizyonunda, 8 Aralık'ta yer alan haberde, İsrail'in, çok sayıda sivilin kaldığı Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki bir okula yönelik saldırısında, "fosfor ve duman bombası" kullandığı belirtilmişti.
Amerikan Washington Post gazetesi, İsrail'in, Lübnan'ın güneyinde düzenlediği ve 9 kişinin yaralanmasına sebep olan saldırıda kullandığı ABD yapımı beyaz fosforlu top mermilerinin kalıntılarına ulaşmıştı.
Kısaca ifade etmek gerekirse, İsrail yasaklı silah olan beyaz fosfor bombalarını Gazze'de sivillere karşı kullanıyor ve bu bombaları İsrail'e ABD veriyor.
Her zaman ifade ediyoruz ve tekrar altını çiziyoruz, Gazze'de, Batı Şeria'da ve tüm Ortadoğu coğrafyasında gerçekten barış ve huzur gelmesi bekleniyorsa, bu coğrafyadan İsrail tamamen çıkmalıdır, ABD de elini tamamen çekmelidir.
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025