logo
19 MART 2024

ABD’nin İdlib planı

09.02.2020 00:00:00

Türkiye, Rusya ve İran, Suriye'de bazı çözüm adımlarının atılmasına vesile olan Astana sürecinin tarafları ve yetkililerinin yaptıkları açıklamalara bakılırsa üçünün de Suriye hedefi, toprak bütünlüğünün sağlanması…

Hatta bu hedef, yapılan bir takım anlaşmalarda da bizzat kayıt altına alındı.

Peki, hedef toprak bütünlüğü olmasına rağmen neden gerilim yaşanıyor ve bu gerilimler özellikle son dönemlerde neden tırmanışa geçti?

Suriye yönetimi ve destekçileri olan Rusya ve İran, Heyet Tahrir eş-Şam, Fetih el Şam gibi radikal terör örgütlerinin tamamen temizlenmesini ve bununla beraber başlatılan siyasi sürecin de Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayacak şekilde biran önce tamamlanmasını istiyor.

Türkiye ise, özellikle İdlib ve civarı için ifade edersek, anladığımız kadarıyla, bu terör örgütlerine herhangi bir operasyon yapmayı ya da yapılmasını istemiyor. 

Şu anki mevcut durumun korunmasını ve siyasi sürecin bu şekilde yürütülmesini istiyor.

Yani ihtilaf, ılımlı muhaliflerden kaynaklanan bir mesele değil, bu bölgede bulunan ve ABD de dahil olmak üzere her ülkenin terör örgütü kabul ettiği radikal terör unsurlarının akibeti konusunda… 

Türkiye'den istenen ise acilen bunları ayırt etmesi, terörist olanla terörist olmayanı ayrıştırması…

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, önceki gün yaptığı açıklamada bu konuda şunları söylemişti: "Türkiye ile İdlib'deki gerilimi azaltma bölgelerindeki düzeni net bir şekilde belirleyen anlaşmalarımız var. Türk meslektaşlarımız bu bölgede işbirliği yaptıkları muhaliflerle, El Nusra (yeni adıyla Fetih el Şam) ve (Heyet) Tahrir el Şamlı teröristleri birbirinden ayırma sözü verdi. Ancak ne yazık ki hâlâ bu teröristler İdlib'deki bölgede hüküm sürüyor. Bu nedenle bu sorumluluk yerine getirilmeli."

Lavrov'a göre, yerine getirilmesi gereken ikinci sorumluluk da İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesi içerisinde silahsızlaştırılmış hatlar oluşturulması ve Rus Dışişleri Bakanı bu konuda da hedefe henüz ulaşılamadığını belirtti. Türkiye bunu yapmadığı zaman otomatikman zan altında kalıyor ve bu terör gruplarının eylemlerinin sorumluluğunu da üzerine almış oluyor. 

İdlib geriliminde en dikkat çeken husus ise ABD'nin tavrı…

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Fırat'ın doğusuna yönelik gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı'ndan dolayı Türkiye'ye yaptırım üstüne yaptırım kararı alan ABD, bu sefer Türkiye'yi destekliyor, gaz üstüne gaz veriyor. 

Diğer ifadeyle, yangına körükle gidiyor.

Batılı ülkeler ve özellikle de İslam ülkelerinin işgali projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin uygulayıcısı ABD bir konuda gaz verip teşvik ediyorsa bilin ki büyük bir bit yeniği vardır. 

Bu tür durumlarda "benim ne menfaatim olur" diye düşünmektense, derhal frene basıp, "ABD'nin ne tür bir menfaati var" diyerek kılı kırk yarmak gerekir.

Peki, sizce ABD'nin İdlib geriliminden ne tür bir menfaati, ya da menfaatleri olabilir?

Hadiseye derin bir analizle değil de yüzeysel bir şekilde baktığınızda bile şu hedefleri tahmin edebiliyorsunuz:

ABD'nin Suriye üzerindeki BOP planları biraz şekil değiştirse de devam ediyor.

ABD, Fırat'ın doğusunda IŞİD terörü bahanesiyle, YPG terörünü de ortak kabul ederek, onu bir kılıf olarak kullanarak askeri varlığını korumaya devam ediyor. 

Zengin petrol yataklarının bulunduğu bu bölgedeki petrolleri de gasp etmiş durumda…

İdlib, Azez, Afrin'in bulunduğu Suriye'nin kuzey batısında ise iki ihtimal var; buraları ya Rusya destekli Suriye ordusu ele gerçirecek, ya da bu bölgenin kontrolü Türkiye'nin elinde bulunacak.

Eğer Suriye ordusunun eline geçerse, ABD için bu bölge üzerinde BOP planlarından bahsetmek artık mümkün olmayacak. 

Eğer Türkiye'nin kontrolünde olursa, "ekonomik ve siyasi yaptırımlarla her türlü baskıyı kullanarak nasıl olsa Türkiye'ye istediğimi yaptırırım" diye düşünüyor. 

Yani ABD, Türkiye'yi kendi kirli BOP emelleri için kullanmak istiyor.

Diğer bir hedefi ise, kendi kontrolünde olan radikal terör unsurlarını kullanıp bir takım provokasyonlar tertipleyerek, yıllardır hesapladığı mezhepsel temele dayalı bir Türkiye-Suriye savaşını başlatabileceğini düşünüyor.

Bu sebeple HTŞ gibi radikal terör gruplarının bu bölgede kalmasını istiyor.

Dikkat ederseniz, ABD'nin bu planları ne Türkiye'nin ne de Suriye'nin menfaatine…

İki İslam ülkesini de tuzağa düşürmenin hesabında…

Bizler Türkiye olarak bu kirli senaryoların bir parçası olmamalıyız.

Eğer ülkemiz, sınırlarımız ve de bölgemiz için gerçek bir çözüm arıyorsak; bu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Bölgesel sorunlar ancak bölge ülkelerinin işbirliğiyle çözülebilir" ve "Türkiye'nin ulusal güvenliği, toprak bütünlüğü, Suriye'nin toprak bütünlüğünden geçer" tespitlerinden geçmektedir. 

Daha fazla karşılıklı can kayıpları yaşamadan sorunsuz bir şekilde bu girdabın içinden çıkmak istiyorsak, Sayın Baş'ın bu bakış açısıyla Suriye ile masaya oturmalı ve Adana Mutabakatı'nı güncellemeliyiz.

Bunu yaparsak, Suriye ile yeniden temiz bir sayfa açmış oluruz, buradaki terör tehdidini birlikte bertaraf ederiz, desteklediğimiz ılımlı muhalifler Suriye siyasetine dahil olmuş olur, ülkemizdeki mülteci sorunu da kendiliğinden çözülmüş olur, milyarlarca dolar cebimizde kalır, kendi insanımıza bu paraları harcarız ve bu çözüm uluslararası hukuka uygun tek çözümdür.

Eğer bunu yapmazsak, sonucu felaket üstüne felaket olacaktır.

 
Murat Çabas / diğer yazıları
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.