Bilindiği üzere, ABD Senato ve Temsilciler Meclisi gizli kararları 100 yıl geçmeden açıklanmamaktadır. 1996 yılında 100'üncü yılını dolduran 31 Ocak 1896 tarihli 54. Kongre gizli kararı inanılmaz gerçeği karşımıza çıkarmaktadır.
Özetin özeti şu;
ABD'nin belirleyeceği bir temsilci ile her Hristiyan ülkeden de bir temsilcinin oluşumuyla Osmanlı İmparatorluğu adındaki devletin düzene sokulması.
ABD temsilcisi mutlaka ABD vatandaşı olacaktır. Temsilci, Hristiyan ülke yöneticileriyle işbirliği yapacaktır.
Tüm Hristiyan ülkelerden ABD temsilcisi ile beraber çalışacak, benzer özelliklerde birer hükümet temsilcilerinin atanması sağlanacaktır.
Uluslararası Hristiyan Komitesince geçici bir Hristiyan yöneticinin, Türkiye'nin başkanı olarak seçilmesine müteakip, Osmanlı İmparatorluğu'nun mevcut bölgelerinin "sınırlarla ayrılması" ve bu bölgelerin Hristiyan eyaletleri kabul edilip, Hristiyan gücünün Türkiye Birleşik Devletleri adında toplanması sağlanacaktır.
Geçici hükümet Türkiye Birleşik Devletlerinin sınırlarının içerisindeki etnik özelliklerine uygun olarak oluşacak Ermeni devleti müttefikimize tüm Hristiyan devletlerinin askeri destek sağlamaları istenecektir.
Türkiye'deki ülke yönetiminin, "ılımlı dini" fikirleri olan(Dinlerarası Diyalog) ve insanlara olumlu yaklaşan yöneticilerden kurulmasına özen gösterilecektir.
Görüldüğü gibi, Türkiye'yi eyaletlere ayırarak bölme ve böylece daha kolay yönetme stratejisi ABD tarafından 1896 yılında kabul edilerek meclisler tarafından onaylanmıştır.
Peki bunun Papa ile ilgisi ne ki?..
Papa'nın kavuğunda, tüm yer altı kaynaklarımızı elimizden almak için topyekün Batı'nın gizli projeleri, boynunda çıngırak gibi alenen asılı olan haç'ta ise, Müslüman ahalinin imanını çalmak için haince planlar saklıdır.
İşte ispatı…
YER ALTI KAYNAKLARIMIZA GÖZ DİKMİŞLER…
Amerikalı petrol şirketi RETOG, Türkiye, Suriye, Irak sınır bölgesinin petrol ve gaz rezervlerinin raporunu 10 yıl kadar önce yayınlamıştı. Rezerv açısından çok çok zengin olduğu bildirilen bu bölge, raporda ilgin bir şekilde"Kürdistan" (!) olarak tanımlanıyor. Yıl 1992.
"Sözde, Türkiye Kürdistanı" olarak adlandırılan yöredeki, işlenmeyen petrol sahalarının rezerv büyüklüğü ile övünülüyor. Bakir bölge olarak adlandırılan ve gözlerini diktikleri işlenmeyen sahaların, Irak ve Türkiye'de işlenen petrol sahalarından çok daha verimli olduğu rapor ediliyor .
Retog şirketinin raporunda; 500 bin ölçekli harita, kuyular, büyük petrol ve gaz sahaları, 52 ayrıntılı kuyu jurnali, 517 kuyu bilgi kayıtları, yerüstü coğrafî bilgiler, Bouger yerçekimi bilgileri, Türkiye-Suriye ve Irak'ın sismik derinlik haritaları ile bu ülkelerde çalışan petrol sahalarının ayrıntılı haritaları bulunuyor.
Papa'nın Irak ziyaretiyle aktardıklarımızın illiyet bağını kuramayan kalmadı sanırım ama devam edelim…
Yukarıda bahsettiğimiz gerek zengin petrol yatakları ve gerekse GAP projesi gibi dev bir projenin yer aldığı topraklarda kurulacak bir Kürt devleti, İsrail için birinci aşamada yutulacak lokma değildir.
Planın ikinci aşamasında, Ortadoğu'nun tek söz sahibi ülkesi haline gelecek İsrail için, bu sözde Kürt devletini kontrol ve himayesine almak gayet kolay bir lokma olacaktır.
Time Dergisi'nde çizilen sözde Kürdistan haritasının, Güneydoğu Anadolu'nun uzaydan çekilen petrol haritasıyla üst üste çakışmasının bir tesadüf eseri olduğunu düşünen yoktur sanırım.
Yani Irak ziyaretini yapan "insancıl" Papa efendiye takdim edilen hatıra pulunda yer alan sözde kürdistan (Büyük İsrail Devleti) pulunu oradaki kukla devletin başında bulunan geri zekalı heriflerin ne düzenleme ne de planlama gibi üstün zekaları vardır.
Bu pul da yer alan harita, 1896 yılında ABD tarafından aynısı ile çizilmiş, sadece büyük kurtarıcı aziz Atatürk döneminde korkularından yerin altına indirilmişti.
Sevgili okurlar…Sakın ola ki, bizim uzunca dönemdir kirada olan şöhretli medyamıza bakıp Papa'nın ziyaretinden çıkarımlar yapmayınız.
Papa veya Papalık bir büyük plan ve projenin sadece yeri geldiğinde devreye giren oyuncularıdır.
Siz senaryo ya bakın, resmin bütününe dikkat kesilin.
Hiç kimse sizi kandırmasın diyeceğim ama o kadar kandırıldınız ki hiç kusura bakmayın.
Demem o ki, İsrail'in taşeronu ABD'nin Rusya ve Çin'i çevreleme planları her yerde konuşulan bildik konulardır. Oysa, herkesin her yerde konuştuğunun çoğu kez tersi olmuştur.
Rusya ve Çin'in, ABD ve İsrail tarafından çevrelenmesine yönelik yığınla açıklamalar, asıl gerçeği gizlemek içindir. Oysa asıl çevrelenen ve kafeslenen 'Türkiye'dir.
"DİNLERARASI DİYALOG" İŞGAL DEVREDE…
Baş belası FETÖ başarısız olunca, Papalığın yeniden uhdesine aldığı "Dinlerarası Diyalog"virüsünü şimdi de Ortadoğu'ya yayma girişimi doğrudan ve birinci elden, yani Vatikan tarafından tam adrese teslim yapılıyor.
3. Bin yılda son hedef olarak gördükleri Asya'nın Hristiyanlaştırılması amacına odaklanan Vatikan, şimdi de "Dinler arası diyalog" zehriyle Sünni dünyasından sonra, Şii Dünya'nın imanını çalmaya teşebbüs etmiş ve kilitlenmiş durumda.
84'lük Papa Irak'ta sadece diyalog şovları yapmamış, Erbil'e giderek aklınca sözde Kürdistan'ı(Büyük İsrail Devleti) üstü kapalı olarak tanımış ve tanıtmıştır.
Sistani gibi şuurlu olması gereken Şia alimlerini, 2014 yılında Necef'e yaptığı ziyaretlerinde Sünni dünyasında olduğu gibi yine Çok ciddi bir şekilde ikaz eden Prof.Dr.
Haydar Baş bey olmuştu.
Ancak,Sistani İran karşıtlığıyla Vatikan için çok önceden radarına yakalanan zayıf bir avdı!
Prof.Dr.Haydar Baş bey, 1997 yılı itibariyle vatikan'ın bu sinsi faaliyetlerine Türkiye'de dikkat çeken ve bu konuda büyük bedeller ödeyen tek Milli insandı.
O, FETÖ terör Örgütü'nün tüm kirli çamaşırlarını pazara çıkardığında, uyarılarına dikkat edilmesi ve gereğinin yapılması beklenirken, herkes körler sağırları oynamıştı.
Ona kulak tıkayan ve tıkamaya devam eden her kim varsa, tarih önünde büyük hüsran yaşamıştır ve kesin olarak yaşayacaktır.!
1991 Yılında, ABD 'nin Irak'a yönelik işgali başladığında, büyük bir öngörü ve engin dehası sayesinde yaptığı "Asıl hedef Türkiye'dir" şeklinde ki tarihi tespiti, halen daha kulaklarımızda çınlamaktadır.
BTP Lideri Sn.
Hüseyin Baş bey de, tıpkı Prof.Dr.Haydar Baş bey gibi, İslam dünyasını ifsad eden Vatikan'ın bu hain "Dinler arası diyalog" tehdidine karşı tarihi uyarılarda bulunan tek isim oldu.
"Ehl-i beyt ve Tevhid paydasında buluşamayan Şii ve Sünni dünyası Papa'nın eteğinde buluşuyor.
Buradaki amaç bu toprakları işgaldir, bu topraklardan bizleri sürmektir. Şeklinde ki tarihe not düşülecek tespitler, yine BTP Lideri Hüseyin Baş bey tarafından yapılmıştır.
Devlet yönetimlerinde asla, "aldandık veya aldatıldık" gibi bahanelere yer yoktur. Eğer bu bahaneler alışkanlık haline dönüşürse son tahlil de devletiniz de yok olur!
Aldandık diyen Saddam İçin artık zaman geçmişti.
1980-88 İran-Irak savaşında ABD'nin kendisine, İran'la aram iyi değil gel sana istediğin silahları ve parayı verelim dediği Saddam bu teklifi kabul etmişti. İstediği silahları ve parayı da almıştı.
Oysa aynı ABD şeytanı benzer bir teklifi de İran'a yapmış, ondan da evet cevabını almıştı. Sonuç; 1 milyon İran'lı, 500 bin de Irak'lı Müslüman hayatını kaybetmişti.
İşin çok daha ilginç bir diğer yanı ise, ABD'nin Irka devletine karşı ayaklandırdığı ve ciddi paralar verdiği Irak'lı Kürtler, daha sonra aynı ABD'nin kimyasallarıyla Halep'te 5 bin kişi olarak can verecekti.
Dahası, buradan bir mağduriyet üreten Kürt kökenli Irak'lılar, soluğu cellatları olan ABD'nin yanında alacaktı.
ASIL HEDEF "TÜRKİYE"
Bugün Peşmerge, PKK-PYD-YPG olarak bilinen ABD taşeronlarının, son kullanma tarihleri dolunca sahneyi asıl sahiplerine bırakacaklarından bihaber olmaları, kendilerini bekleyen vahim sonucu değiştirmeyecektir.
40 Bin tır silahın bu adamların ellerine veriliş nedeni ne ola ki diye merak edenler varsa cevap kitabın tam ortasından şu şekilde olabilir.
Türkiye'de oluşacak veya oluşturulacak bir iç kargaşadan medet umularak, olası büyük bir saldırının planlanmış olması ihtimali , ABD ve İsrail tarafından uzunca bir süreden beri belki de simülasyon şeklinde bile hazırlanmış ve sunulmuştur.
Türkiye bunca sayıda tırla silahın Irak'tan Suriye'ye seyrü sefer etmesini neden sadece seyretmiştir bu konuda en son ikna olacak kişi benim her halde.
Maalesef Irak –Suriye ve Libya'nın enkaz altında kalmasına onay veren ve kalkan parmak sahipleri Türkiye'yi içinden çok zor çıkabileceği zifiri karanlığa sürüklemişlerdir.
Son kelam Yüce Allah'ın(cc)… Hucurat Suresi 10.Ayet;
"Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin."
A-li İmran Suresi 118.Ayet;
"Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız!"
Keşke sarı öküzü verirken biraz laf dinleseydik…
Görüşmek dileğiyle.