İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana parası doları dünya parası haline getiren ve bunu da tüm dünyaya bir baskı aracı olarak kullanan ABD, milli paralarla ticaretin devreye girmesiyle bu gücünü kaybedince her sahada etkisini kaybetmeye başladı.
Varlığı küresel bir sömürüye bağlı olduğu için ABD'nin milli bir devlet gibi davranabilmesi de asla mümkün değil ve zaten her yerden patlak veriyor.
Bu gerçeği İran'a yönelik yaptırım politikalarının sürekli ters tepmesinde görebiliyoruz.
Malum, ABD Başkanı Trump, Temmuz 2015'te Obama yönetiminin İran'la imzaladığı nükleer anlaşmayı 8 Mayıs 2018'te iptal etmişti. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) adı verilen bu anlaşma P5+1 denilen BM'nin 5 daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) ve Almanya ile İran arasında imzalanmıştı.
ABD, anlaşmadan çekildikten sonra İran'a yaptırımlar devreye koyacağını ve bu yaptırımlara uymayan diğer ülkelere de benzer yaptırımlar uygulayacağını ilan etmişti.
İlk yaptırımlar 7 Ağustos'ta devreye girdi, ikinci aşama ise 5 Kasım'da girecek.
ABD, İran'a yönelik yaptırımlar konusunda AB'ye, Türkiye'ye ve diğer ülkelere tehditler savuruyor.
ABD'ye ilk tokat, anlaşmaya taraf olan ülkelerden ve AB'den geldi. Taraf olan ülkeler nükleer anlaşmadan çekilmeyeceklerini, İran'ın anlaşmadan doğan yükümlülüklerini hiç aksatmadan yerine getirdiğini belirttiler.
Bu sahadaki etkili uluslar arası kurumlar da yaptıkları denetimler sonunda İran'ın anlaşmaya uyduğunu hazırladıkları raporlarla teyit ettiler.
Ardından New York'ta bir araya gelen AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile Rusya, Çin, İran, Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları yeni bir finansal mekanizma üzerinde anlaştı.
'Özel Amaçlı Araç' adı verilen yeni mekanizma, İran'ın ihracat ve ithalat ödemelerinin yapılmasını sağlama ve bu ülkeyle meşru iş yapan şirketleri destekleyip güvence verme amacı taşıyor. Düşünebiliyor musunuz, AB ve diğer ülkeler, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını bypass etme kararını ABD'de alıyor.
ABD'ye bu konuda bir tokat da Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı merci olan Uluslararası Adalet Divanı'ndan (UAD) geldi. Uluslararası hukuk kurallarını yok sayarak İran'a karşı tek taraflı yaptırım kararları alan ve bütün ülkeleri bu kararlara uymaya zorlayan ABD Başkanı Trump'a Uluslararası Adalet Divanı 'dur' ihtarı verdi.
İran'ın başvurusunu değerlendiren UAD, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarının askıya alınmasıyla ilgili İran'ın tedbir talebini kabul etti. İran, çıkan bu kararı bir hukuk zaferi olarak değerlendiriyor. ABD ise son derece rahatsız… Bugüne kadar İran ve diğer ülkelere her türlü baskıyı yaparken bunu hep "uluslararası toplum" diyerek yaptı.
Şimdi uluslar arası toplumun en üst hukuk mercii olarak ifade edilen UAD, ABD'nin aleyhinde bir karar verdi.
Dedik ya, ABD hep sömürmeye alışmış, bu tür tavırları, kararları asla hazmedemiyor. İşi magandalığa vuruyor. İlk olarak İran'ın, talebin gerekçesi olarak gösterdiği 1955 İran -ABD Dostluk Anlaşması'nı fesh etti. Ardından UAD'nin yaptırımlar konusunda yetkili merci olmadığını savunmaya başladı. Mahkeme sırasında ABD'nin savunması, çıkan kararı yok hükmünde sayacağını, yaptırımlara tam gaz devam edeceğini gösteriyor.
Ama şu bir gerçek ki, UAD'nin kararı ABD'nin elini oldukça zayıflatacak ve en azından diğer ülkelerin ABD'nin yaptırım baskılarına karşı büyük bir direnç oluşturacak.
ABD'nin imajı yerlerde sürünüyor.
ABD merkezli Pew Araştırma Merkezi, liderlere güven konusunda geniş bir anket çalışması yaptı.
Ankete 25 ülkeden 26 bini aşkın kişi katıldı.
Ve çıkan sonuç her şeyi gösteriyor; ABD Başkanı Trump dünyada en az güvenilen lider oldu. Hatta ankete katılanların büyük bölümü ABD'nin uluslararası arenadaki rolünden dolayı endişe duyduklarını ifade etti. Katılımcılara göre Washington diğer ülkelerin görüşlerini göz ardı ediyor ve artık küresel anlamda etkili değil…
ABD, işi magandalığa vuruyor demiştik, işte size örnek… Trump'ın, Batı Virginia'da yaptığı mitingde Suudi Arabistan Kralı Salman ile ilgili şunları söylediği ortaya çıktı: "Suudi Arabistan'ı seviyorum. Onlar harika. Kral Selman. Bu sabah onunla konuştum. Dedim ki 'Kral, trilyonlarca doların var. Biz olmasak ne olacağını kim bilir…' Bizimleyken tamamen güvendeler. Ancak biz almamız gerekenleri alamıyoruz."
Hatta "biz olmasak 2 hafta bile dayanamazsın, bize ödeme yapmalısın" ifadelerini kullanmış. Yani resmen bodyguardlık için açıktan para istiyor.
Bu ABD için hala Türkiye'de "ABD olmazsa olmaz" diyenler var, stratejik müttefiklikten bahsedenler var. Dünya ondan kurtulmaya çalışırken kendi insanları bile yaka silkerken bizdeki bu ABD sevdalılarını anlamak gerçekten çok zor… Nasıl bir kara sevda böyle?
ABD'nin meşhur danışmanlık şirketleri ülkelere, şirketlere akıl vereceklerine önce imajı yerlerde kalmış, kâğıttan imparatorluğu yerle bir olmuş, yapayalnız kalmış olan kendi ülkelerine bir çıkış yolu göstersinler. Yoksa onların danışmanlığı krizden çıkış için değil mi?
Bugün ekonomilerini düzelten ülkeler, bunu Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile, bu Modele ait olan Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret uygulamalarıyla, yine bu Modelde yer alan sosyal devlet projeleriyle başardılar. Bunu da parlamentolarına Modelin sahibini çağırarak tüm dünyaya deklare ettiler.
Artık ne sömürenler için ne de sömürülenler için uygun bir dünya var, bugünün dünyası Milli Ekonomi Modeli ile şekillenen Milli Devletler dünyası olmaya namzet…
Buna uyum sağlayan ayakta kalır, büyür, uymayanın ise ayakta kalma şansı yoktur.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024