Hakkında bin bir çeşit entrikalar çevrilen, vatanına dair türlü türlü planlar hazırlanan, projeler geliştirilen Türk insanının uyanmak ve kendine gelmek hususunda hiçbir acelesi yok.
Türk insanı ve vatanı üzerine yüzlerce yıllık planlar yapan, adım adım, madde madde hayata geçiren şer odaklarının çok ciddi aceleleri var.
Yaklaşık on sene evvel bir planın gereği olarak küresel güçlerin her çeşit desteği ile yönetimi devralan mevcut iktidarın düzenlemeleri ile Pazar haline getirilen, babasının tapulu tarlasını ekme hakkı kotalarla elinden alınan ve bu gün ithal samanlarla üç beş hayvanını açlıktan kurtarmaya çalışan Türk köylüsünün, çiftçisinin gafletten uyanmak için hiçbir acelesi yok.
Yüzlerce yıldan beri Anadolu topraklarında, zengin kaynaklarında gözü olan küresel eşkıyaların, fırsat bu fırsat diyerek toprağından, tarlasından koparılan, üretimden el çektirilen Türk köylüsünün toprağına tünemek için müthiş aceleleri var.
On seneden beri çok bilinçli, çok kasıtlı yapılan düzenlemeler sonucu işini, aşını, tezgahını kaybeden, dün kırk-elli kişiye iş verirken bu gün bulabildiği bir kapıcılığa, kaloriferciliğe akşamdan razı olan Türk insanının “bizi bu hale kimler, nasıl getirdi” demeleri için asla aceleleri yok.
Avrupa Birliği sevdası, stratejik ortak aşkı yutturmacaları ile yüz yıllık hayallerini on yılda gerçekleştiren, hedefledikleri amaçlarına çok erken ulaşan küresel tefeciler, son vuruş için acayip sabırsızlanıyorlar.
“Mü’minler ancak kardeştir” ayetini belki her gün okudukları ve dinledikleri halde, “Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler…” (Fetih: 29) ayetini sürekli okuyup dinledikleri halde nice on yıllardan beri inkarcılarla dost olmayı teklif eden bir ekolün peşinden gidenlerin, on senedir inkarcılara gayet mülayim Müslümanlara karşı ise gayet sert politikalar yürüten iktidarı destekleyenlerin, “eyvah biz ne yapıyoruz” demek için hiçbir aceleleri yok.
Bu minval üzere yaşamaya devam eden Müslümanların gafletlerinden ve zihin karışıklıklarından istifade eden şer odaklarının gaflet üstüne gaflet koymak için, yaptırdıkları dizilerle uyuşturup uyutmak için nerdeyse yirmi dört saat mesai yaptıkları gözlemlenmektedir.
Tarihin derin çukuruna atmak isteyenler acele ediyor, atılacak olanlar keyif çayındalar.
Batırmak için sinsi plan yapanlar vardiya usulü çalışırken, hedefte olanlar uykuyu uzatmanın peşindeler.
Üstelik şu ayetler de hedeftekilerin kitabında yer almaktadır:
“Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan.” (Necm: 36-44)
Türk insanı ve vatanı üzerine yüzlerce yıllık planlar yapan, adım adım, madde madde hayata geçiren şer odaklarının çok ciddi aceleleri var.
Yaklaşık on sene evvel bir planın gereği olarak küresel güçlerin her çeşit desteği ile yönetimi devralan mevcut iktidarın düzenlemeleri ile Pazar haline getirilen, babasının tapulu tarlasını ekme hakkı kotalarla elinden alınan ve bu gün ithal samanlarla üç beş hayvanını açlıktan kurtarmaya çalışan Türk köylüsünün, çiftçisinin gafletten uyanmak için hiçbir acelesi yok.
Yüzlerce yıldan beri Anadolu topraklarında, zengin kaynaklarında gözü olan küresel eşkıyaların, fırsat bu fırsat diyerek toprağından, tarlasından koparılan, üretimden el çektirilen Türk köylüsünün toprağına tünemek için müthiş aceleleri var.
On seneden beri çok bilinçli, çok kasıtlı yapılan düzenlemeler sonucu işini, aşını, tezgahını kaybeden, dün kırk-elli kişiye iş verirken bu gün bulabildiği bir kapıcılığa, kaloriferciliğe akşamdan razı olan Türk insanının “bizi bu hale kimler, nasıl getirdi” demeleri için asla aceleleri yok.
Avrupa Birliği sevdası, stratejik ortak aşkı yutturmacaları ile yüz yıllık hayallerini on yılda gerçekleştiren, hedefledikleri amaçlarına çok erken ulaşan küresel tefeciler, son vuruş için acayip sabırsızlanıyorlar.
“Mü’minler ancak kardeştir” ayetini belki her gün okudukları ve dinledikleri halde, “Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler…” (Fetih: 29) ayetini sürekli okuyup dinledikleri halde nice on yıllardan beri inkarcılarla dost olmayı teklif eden bir ekolün peşinden gidenlerin, on senedir inkarcılara gayet mülayim Müslümanlara karşı ise gayet sert politikalar yürüten iktidarı destekleyenlerin, “eyvah biz ne yapıyoruz” demek için hiçbir aceleleri yok.
Bu minval üzere yaşamaya devam eden Müslümanların gafletlerinden ve zihin karışıklıklarından istifade eden şer odaklarının gaflet üstüne gaflet koymak için, yaptırdıkları dizilerle uyuşturup uyutmak için nerdeyse yirmi dört saat mesai yaptıkları gözlemlenmektedir.
Tarihin derin çukuruna atmak isteyenler acele ediyor, atılacak olanlar keyif çayındalar.
Batırmak için sinsi plan yapanlar vardiya usulü çalışırken, hedefte olanlar uykuyu uzatmanın peşindeler.
Üstelik şu ayetler de hedeftekilerin kitabında yer almaktadır:
“Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan.” (Necm: 36-44)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025