17 yıllık AKP döneminin en çok tartışılan başlıklarından birisi de yargıdır. İktidar partisi bu alanda da kendisine laf kondurmaz, eleştiri kabul etmez.
Kendileri sayesinde ülkemizdeki adaletin, hukukun asıl kimliğine kavuştuğunu, yargı sistemindeki hantallığın giderildiğini, yargının tam bağımsız olduğunu ve herkesin yargı karşısında eşit olduğunu iddia ederler.
Ama sahaya bakınca gerek yargı yapılanması ve gerekse mahkemelerin verdiği kararlar ve yüksek yargı mensuplarının duruşu tam aksi bir görüntü verir.
Bundan dolayı olacak ki, yapılan anketlerde vatandaşın en az güvendiği kurumlardan birisi de yargı sistemi çıkıyor.
AKP'nin son Adalet Bakanı Abdülhamit Gül 3 ay önce yaptığı açıklamada adeta bu gerçeği kabul etti.
Sayın Gül şöyle diyordu; "Güven veren adaleti tesis etmeyi hedefliyoruz".
Demek ki adalet güven vermiyor. Nasıl versin ki? Son birkaç aya bakalım;
Bu devletin kurucusuna, ilk cumhurbaşkanına alenen onca iftira ve hakaret konuşmaları yapılıyor. Yargı sistemi zoraki devreye giriyor sonra geri çekiliyor.
Ama bir şoför yıkadığı aracının merdivenlerine gazete seriyor, o gazetede de son Cumhurbaşkanının resmi var. Hakkında işlem yapılıyor. Neden?
Cumhurbaşkanının resmini nasıl ayaklar altına serersin?
Cumhurbaşkanının resmini nasıl ayaklar altına serersin?
Müjdat Gezen ve Metin Akpınar bir programda teşbihlerde bulundu. Yargı yetkilileri jet hızıyla harekete geçti.
Olay medyaya yansıdı. Malum medya anında linç etti. Arkasında siyasiler bu linçe benzin döktü.
Daha birkaç gün önce ise Akit TV muhabiri Mehmet Özmen canlı yayında bir partinin genel başkanının idam edilmesi gerektiğini açıkladı.
Müjdat Gezen'i, Akpınar'ı anında gözaltına alan arkadaşlar bu kişiye gözaltına almaya gerek duymammış, ertesi gün hakkında inceleme başlatılmış.
Bir hafta sonra seçim var. Meydanlarda başta liderler ve siyasetçiler olmak üzere medya da bir çok isim milletimizi kin ve düşmanlığa sevk eden, milli ve manevi duyguları alenen zedeleyen açıklamalar yapıyor.
Nerde yargı? Nerde adalet? Adalet Bakanı nerde?
Seçimlere girecek partilerin oy pusulasındaki yerleri bile netleşti. Adayların aday olabilirlikleri kanunen onaylandı.
Peki, seçime katılmasında hukuken hiç bir sakıncası olmayan parti veya adaylar hakkında terörist, terör yandaşı, dolandırıcı vs. gibi söylemlerin ve söyleyenlerin hukukta bir karşılığı yok mu?
Hukukta hangi noktada olduğumuzu Ankara'da Mansur Yavaş gündemi gösterdi.
İddialar gündeme geldi. Herkes konuştu. Son olarak Sayın Erdoğan konuştu ve adeta Mansur Yavaş hakkındaki hükmünü açıkladı;
"Bu seçime böyle gidilirse dahi, seçimden sonra bunun dokunulmazlığı falan da yok bunlar milletin önüne gelecek… Milletin önüne geldiği zaman çok ciddi bedeli kendisi ödeyeceği gibi maalesef Ankaralı hemşerilerimizi de ödeme durumuna düşürür".
Evet, hüküm net; Kazansa dahi koltuğa oturamaz.
Sayın Erdoğan gerekçeli kararını ise birkaç gün sonra açıkladı; "Ankara'yı rastgele ellere teslim edemeyiz. Sahte imzalarla senet imzalayanlara teslim edemeyiz."
* * *
Tıpkı 15 Temmuz akabinde, 24 Haziran öncesinde olduğu gibi bu seçimler öncesinde de 'idam' kavramı dillendirilmeye başladı.
İlginç olan ise dillendiren 17 yıllık iktidar partisinin başı, cumhurbaşkanı.
Başka bir ilginçlik ise Sayın Erdoğan 24 Haziran'da yeni bir yönetim tarzına geçtiğimizin farkı da değil.
Diyor ki; İdamı meclisten geçirsinler ben onaylarım.
Sayın Erdoğan! Siz yürütmenin başısınız. Getirin, geçirin, resmi gazete de yayınlansın.
Lafa ne gerek var. Meydan sizin. Buyurun…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024