(Not; Bu Pazar'dan itibaren nasip olduğu kadar her Pazar, İmam Hüseyin (a.s) Efendimizin, Kerbela'ya gidiş sürecini Prof. Dr. Haydar Baş'ın eserinden derleme şeklinde aktarmaya çalışacağım. Geniş bilgi ve hikmetler için ana kaynağa müracaat etmelisiniz)Yezid, saltanat koltuğuna oturduğunda otuz dört yaşındaydı. Halife olduğu sırada Medine Valisi Velid b. Utbe, Mekke Valisi Amr b. Said b. el-As, Kûfe Valisi Numan b. Beşir, Basra Valisi de Ubeydullah b. Ziyad idi. Yezid, saltanat koltuğuna oturduktan sonra diğer valilere ve Medine Valisi Velid b. Utbe'ye bir mektup yazarak, Medeni halkından biat almasını istemişdi. Yezid ayrıca fare kulağı kadar küçük bir kağıda da şunları yazdı: "Yazım sana gelince Hüseyin b. Ali ve Abdullah b. Zübeyr'in, bana biat etmelerini sağla. Şayet biat etmekten kaçınırlarsa boyunlarını vur! Başlarını, bana gönder! Halkın da biatini al! Biatten kaçanlar hakkında ise Hüseyin b. Ali ve Abdullah b. Zübeyr hakkında olduğu gibi hükmü yerine getir." Vali Velid, fikir almak için Mervan b. el-Hakem'i yanına çağırdı. Mervan şöyle dedi; "Onları hemen şimdi çağır. Yezid'e biat etmelerini ve itaat etmelerini iste. Eğer böyle yaparlarsa, bunu kabul edersin. Şayet kabul etmekten kaçınırlarsa, hemen yaklaştır onları ve Muaviye'nin öldüğünü haber almalarına fırsat vermeden boyunlarını vur. Çünkü Muaviye'nin öldüğünü duyacak olurlarsa her biri yerinden fırlayacak, muhalefet bayrağını açacak ve insanları kendilerine tâbi olmaya çağıracaklardır? Şunu da biliyorum, Hüseyin b. Ali, Yezid'e biat hususunda senin emrine uymayacaktır. O, kendini Yezid'e itaat etme mecburiyetinde görmez." Mervan'ın tavsiyesi üzerine Velid, gecenin geç saatlerinde İmam Hüseyin (a.s.) ve Abdullah b. Zübeyr'e bir çocuk göndererek yanına çağırdı. Abdullah b. Zübeyr, Hz. Hüseyin (a.s.)'a, "Sence bu saatte adam gönderilip çağrılmamızın sebebi ne olabilir?" diye sordu.Hz. Hüseyin, "Sanırım ki Muaviye ölmüştür. Biat için çağrılıyoruz" dedi. Abdullah bin Zübeyr, "Ben bundan daha başka bir maksat olduğunu sanıyorum" dedi. Mescitten ayrılıp, evlerine (valinin) gittiler. Vali Velid, Muaviye'nin ölümünü İmam'a bildirerek, Yezid'e biat etme konusunu gündeme getirdi. İmam Hüseyin (a.s.), Velid'e cevap olarak şöyle buyurdu: "Benim gibi birisinin gizli olarak biat etmesi doğru değil. Sen de böyle bir biate razı olmamalısın. Bana öyle geliyor ki, halkın önünde Yezid'e biat etmedikçe gizlice biat etmemle yetinmeyeceksin." Velid, "Evet" dedi. İmam Hüseyin (a.s.), "O zaman yarın bu konudaki görüşünü açıklarsın" dedi. Velid, "Allah'ın adıyla git, yarın halkla birlikte bize gelirsin" dedi. İmam Hüseyin (a.s.)'ın biat etmeden gitmesine sinirlenen Mervan, Velid'e şöyle dedi; "Allah'a yemin ederim eğer Hüseyin biat etmeden şu anda buradan ayrılıp gitse bir daha böyle bir fırsatı yakalayamazsın. Bunun için seninle, onun arasındaki savaşta bir çok kişinin ölmesi gerekecektir. Ya biat etsin, ya da boynunu vur." İmam, Mervan'ın bu sözlerine karşılık; "Ey Zerka'nın çocuğu! Sen mi, beni öldüreceksin yoksa Velid mi? Yalan söyledin ve günah işledin" buyurdu.Sonra da Velid'e hitapla şöyle buyurdu: "Ey vali! Bizler, nübüvvet hanedanı ve risalet madeni, meleklerin gidip geldiği (dolaştığı) ve Allah'ın rahmetinin kendilerine indiği kimseleriz. Allah Teala, İslam'ı, bizimle (Hz. Muhammed (s.a.v.) başlatmış ve bizimle (Hz. Mehdi) ile sona erdirecektir. Ama benden, kendisine biat almak istediğin kimse, şarap içen, elini suçsuz insanların kanına bulayan, ilahi düsturları ayaklar altına alan, alenen ve halkın gözü önünde fısk-u fücura başvuran bir şahıstır.Acaba benim gibi parlak bir geçmişe sahip ve soylu bir aileye mensup bir kimsenin böyle basit bir adama biat etmesi doğru olur mu? Fakat bu hususta biz ve siz geleceği nazara almalıyız. O zaman da hilafet ve biat makamına hangimizin daha layık olduğunu göreceksiniz." Buyurdu ve (?) oradan ayrıldı.Vali Velid, Yezid'in kendisine kızacağını bildiği halde İmam Hüseyin (a.s.)'ı öldürmeyi aklına bile getirmemiştir. İmam (a.s.)'ı öldürmesi gerektiği şeklinde telkinde bulunan Mervan b. Hakem'e şöyle demiştir: "Allah'a yemin ederim ki, ey Mervan, Hüseyin'i öldürmüş biri olup da, dünya ve içindeki her şey benim olsun istemem. Suphanallah! "Biat etmem" derse, Hüseyin'i mi öldürecekmişim? Allah'a yemin ederim ki, Hüseyin'i öldüren kimsenin kıyamet günü mizanının hafif olacağını sanıyorum." İmam Hüseyin (a.s.), Velid'in meclisinden çıktığı gece Resulullah (s.a.v.)'in türbesine girip, kabrinin yanında durdu ve ceddine şöyle seslendi: "Selam olsun sana ey Allah'ın Elçisi! Ben, Senin yavrun ve kızın Fatıma (a.s.)'ın oğlu Hüseyin'im. Ben, ümmetinin arasında onların hidayeti ve önderliği için senin halife kıldığın torununum.Ey Allah'ın Peygamberi (s.a.v.)! Şahit ol ki, onlar, bana yardımda bulunmadılar. Beni korumadılar. İşte bunlar seninle tekrar görüşünceye dek var olan şikâyetlerimdir."(devamı hafta Pazar)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomeos sessizliği -1- / 16.08.2025
- Halkın iktidarı zenginlerin medarı iftiharı / 15.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomeos sessizliği -1- / 16.08.2025
- Halkın iktidarı zenginlerin medarı iftiharı / 15.08.2025