1 haftadır arabama yakıt almıyordum. Önceki gün de haberlerde benzine, mazota 10 kuruş zam yapılacağı açıklanmıştı. Dün yakıt almaya gidince herkes gibi ben de büyük bir şokla karşılaştım, mazota 10 kuruş zammın üzerine ayrıca 67 kuruş daha zam yapılmıştı.
Zam üstüne zam, hem de ne zam! Bu pandemi şartlarında vatandaş Hükümetten destek beklerken, tam aksine zam fırtınası ile karşılaşıyor.
Pandemide Hükümet vatandaşa 3 kuruşluk, dişe tırnağa dokunmayan, yok denecek kadar az destek verdi, şimdi vatandaşın cebinden kepçeyle geri alıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş yıllar önce uyarmıştı, "Bunlar size bir şey veremezler, kaşıkla verseler bile, kepçeyle geri alırlar" diye, millet olarak dinlememiştik, şimdi bunları yaşıyoruz.
Bırakın kaşıkla vermeyi, bir damla veriyorlar, zamlarla kepçe kepçe alıyorlar.
Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yer alan Cumhurbaşkanı kararına göre akaryakıt ürünlerinden alınan özel tüketim vergisi (ÖTV) benzinde yüzde 54, motorinde yüzde 78, LPG'de ise yüzde 189 oranında artırıldı. Şu artış oranlarını görüyor musunuz?
TÜİK, Nisan ayında yıllık enflasyonu yüzde 17,14 olarak açıklamıştı.
Yüzde 17 nerde; yüzde 54, yüzde 78, hatta yüzde 189 nerde? Resmi eflasyonla, gerçek enflasyon arasındaki uçurumu sadece burada bile görebilirsiniz.
Bu zam oranlarıyla, bir gecede benzine 55 kuruş, motorine 67 kuruş, LPG'ye ise 35 kuruş zam yapılmış oldu. İstanbul'da 1 litre benzin 7,74 liraya, mazot 7,24 liraya yükselmiş oldu. Cumhurbaşkanımızın bu kararı vatana millete hayırlı olsun!
Siyasilerimiz, karar almada zorlandıkları için, önlerinde engel kalmayıp daha hızlı kararlar alabilmek için sistem değişikliğine gitmişlerdi.
Vatandaşlar da bu sistem değişikliğini desteklediler, evet dediler ve parlamenter sistem devre dışı kaldı, yetkilerin tek elde toplandığı partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik.
Şimdi görüyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanı, vatandaştan aldığı bu destekle ÖTV zammı kararını hiçbir engelle karşılaşmadan rahatlıkla alabiliyor ve vatandaş verdiği desteğin faturasını ödüyor. Tekrar hayırlı olsun!
Peki, ÖTV'ye ve dolayısıyla akaryakıta yapılan bu astronomik zammın piyasaya yansıması ne olacak? Akaryakıt; sanayide, tarımda, nakliyede, ulaşımda, kısca her sektörde önemli bir maliyet unsurudur. Akaryakıta yapılan zammı sadece arabası olan vatandaşların cebine yansıyan bir zam olarak düşünmeyin; ekonomide önemli bir maliyet unsuru olduğu için akaryakıta yapılan zam, tüm ürün ve hizmetlere zam demektir.
Diğer bir ifadeyle, akaryakıta yapılan zam demek, patatese, soğana, meyveye, ekmeğe, elbiseye, ayakkabıya, ilaca, kısaca her şeye zam demektir.
Yerli ve yabancı ekonomistler ÖTV zammı sonrası yaptıkları değerlendirmelerde, bu fahiş artışın tüketici fiyat endeksine, yani enflasyona çok ciddi bir yansıması olacağını belirtiyorlar. Bu değerlendirmelere göre, Akaryakıta dün yapılan vergi artışları, siyaset tarafından kendisinden düşük faiz beklenen ancak yüksek enflasyon nedeniyle faiz indirme ihtimali her an azalan Merkez Bankası'nın (TCMB) işini daha da zorlaştıracak.
Akaryakıta zam, enflasyonu artıracak, enflasyon artışı olduğu için de MB faizleri mecburen artırmak zorunda kalacak. Faizler artınca da enflasyon tekrar artacak.
Maliyet unsurlarına yapılan zamlar, ekonomide büyük bir kısırdöngü oluşturmaktadır.
Bugün akaryakıt ürünlerinin ÖTV'sine yapılan zam, Hükümetin finansal kaynaklarının tükenmesi sebebiyledir. Bu yılki bütçe açığı 245 milyar lira olarak hedeflenmiştir; görünen o ki, bu hedefte her yıl olduğu gibi bu yıl da ciddi bir sapma olacak.
Hükümet bu sapmayı bir nebze azaktmak için, yeni gelir kaynakları üretmek yerine, ÖTV artışıyla yükü vatandaşın sırtına yıkmaya çalışmaktadır.
Hatırlarsanız, Hükümet özelleştirme furyasıyla karlı kamu kuruluşlarını haraç mezat elden çıkartırken, Prof. Dr. Baş, "Bu özelleştirmelerden sonra, devletin gelir kaynağı olarak sadece vergiler, cezalar ve zamlar kalmaktadır" demişti ve eklemişti, "Bundan sonra vergi üstüne vergi, ceza üstüne ceza, zam üstüne am yağacak."
Bugün ihtiyaç duyulan şey; ekonomide hiçbir çözümü olmayan siyasilere daha fazla yetki verecek sistem değişikliğine gitmek değildir; ekonomideki kötü gidişatı tersine çevirecek, gerçek çözümü getirecek bir ekonomik sistem değişikliğidir.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, problemlerin çözümü için "Sistem değişmesi lazım" derken, Türkiye'nin, Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan ve dünyanın başta Çin ve Rusya gibi ülkeleri tarafından uygulanan ve netice alınan Milli Ekonomi Modeli'ni acilen uygulaması gerektiğini vurgulamaktadır.
MEM, emek ve üretim ve de kaynaklar karşılığı senyorajla devreye konulacak Milli Para formulüyle, ekonomiye yepyeni kaynaklar kazandırırken, vatandaşın sırtına yük olan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergileri tamamen kaldırmaktadır.
Net bir çözüm varken, hala çözümsüzlükte ısrar etmenin hiç kimseye faydası yoktur.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024