Son iki yazımda ABD'nin, 1800'lü yıllardan beri gerek Osmanlı ve gerekse Cumhuriyet döneminde milletimize, yine milletimiz tarafından seçilen yöneticilerimiz eliyle attığı kazıkları, ortaya koyduğu düşmanlıkları kabaca sıraladım. ABD finali ise milenyuma bırakmıştı. Milenyum yani 3. Bin yıl veya bildiğimiz adıyla 21. Yüz yıl Haçlı dünyası için artık dini ve siyasi hedeflerine varma yüz yılıdır. Bu bağlamda AKP'yi anlamak için Büyük Ortadoğu Projesi ve Dinler arası diyalogun ne olduğunu bilmemiz, anlamamız lazım. Malumuz BOP'un hedefi, sahibi ABD'nin açıkladığı gibi, Türkiye dâhil 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirilmesidir. Dinler arası diyalogun hedefini de, Papa II. Jean Paul şöyle açıklamıştı; "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı (Türkiye'yi) Hıristiyanlaştıralım."Haçlı dünyası hedeflerini gerçekleştirmek için bölgenin kilit ülkesi olan Türkiye'ye yöneldi. Ülkemizde ise özellikle 1990'larda "siyasal İslamcılık" ivme kazanmıştı. Bunu çok iyi gören ABD, kendine bir dublör arayışına girmiş ve Recep Tayyip Erdoğan'ı keşfetmişti. 90'lı yılların hemen başında başlayan Erdoğan, ABD dostluğu 2. Bush'un, Erdoğan'ı Beyaz Saray'da ağırlaması ile zirve yapmıştı.Milenyumla beraber harekete geçen Haçlı dünyası, ülkemizde de sinsi oyunlarını devreye sokmuş. AKP adı altında bir parti ala acele kurulmuş, aynı acelelikle koalisyon hükümeti bir anda istifa kararı almış ve ülkemiz bir anda seçim sürecine girmişti. 2002 seçimlerinde iktidara gelen Erdoğan ve partisi, bir yıl geçmeden kucağında Irak tezkeresini bulmuştu. Erdoğan durumun farkındaydı. "Tezkereye hayır demek bana hayır demektir" diyerek, vekillerini açıkça tehdit etmişti. Her türlü baskıya rağmen tezkere geçmemişti. Bu ABD için hazmedilemezdi. Medya irtica haberleri yapmaya, Genelkurmay kökten dinci tehlikelerden bahsetmeye başlamıştı. AKP'nin sadakatini ispat etmesi lazımdı. Tezkereye rağmen hava sahamız ve askeri üstlerimiz açılmış, Cüneyt Zapsu, deliğe karşı bir şans daha istemişti. O şans verildi. ABD stratejik ortak ve müttefik ilan edildi. BOP eş başkanlığı kabul edildi. İsrail ile ilişkiler zirve yaptı. İsrail'in NATO şemsiyesi altına girmesine "evet" denildi. Çıkarılan kanunlarla altın ve petrol havzalarının çoğu Amerikan şirketlerine verildi. Afganistan'daki askerlerimizin görev süreleri uzatıldı. Lübnan'a asker gönderildi. Libya işgalinde, Türkiye'yi ABD üssü yaptılar. Devam eden Suriye savaşında Amerika'dan çok Amerikancı oldular. ABD beslemesi Barzani'yi direk muhatap alarak ticaret yaptılar, yapıyorlar. Peşmergelerinin, topraklarımızdan Suriye'ye geçmesine izin verdiler. Malatya Kürecik'e tamamen NATO (ABD) kontrolünde olan füze kalkanlarının yerleşmesine izin verdiler. Füze ihalesini Çin kazandı ama ABD kızdığı için askıya aldılar. ABD istedi diye Ermenilerden özür dilediler. Sırplara karşı suskun kaldılar. İsrail'e bağırmaktan başka hiçbir şey yapmadıkları gibi masa arkasından her türlü iyi ilişkilere girdiler. 2003 yılında ABD ile yapılan anlaşmayla 4 adet Awacs erken uyarı uçağı alımı kararlaştırılmış ve parası ödenmişti. En geç 2007'de teslim edilmesi gereken bu uçaklar teslim edilmedi. AKP hükümeti 2005 yılında taahhüt ettiği 200 bin ton pirinci ABD'den almadı. Dava açtılar. 1 milyar dolar aldılar. Daha geçen ay ABD hükümeti, 2012 tarihli yasa tasarısıyla ABD ordusundan emekliye ayrılan 35 yaşındaki iki firkateynin Türkiye'ye hibe edilmesini öngörüyordu. ABD senatosu İsrail, Türkiye ilişkilerini mazeret göstererek birkaç hafta evvel bu işe yaramaz gemileri hibeden vazgeçti. Yönetimler varlıklarını, koltuklarını ABD'ye borçlu olabilirler. Ama milletimiz bilsin ki, bizim ABD'ye hiçbir borcumuz yoktur. ABD ve Haçlı dünyasında bu millete ve devlete asla hayır gelmemiştir ve gelmeyecektir.Ve Allah'ın açık tehdidi vardır; "Kim onları (Yahudi ve Hıristiyanları) dost edinirse, şüphesiz ki, O, onlardandır" (Maide 51) Onun için bizler hem Haçlı emperyalistlerden hem de onların içimizdeki kuklalarından uzak durmak zorundayız. Yoksa onlardan oluruz?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024