Dünkü yazımda AKP'nin kendi diliyle söylediği iç politika hedeflerini yine kendi eliyle nasıl bitirdiğini kısaca anlattım.
Bugün dış politikada yine kendi dilleriyle açıkladıkları hedeflerini yine kendi elleriyle nasıl bitirdiklerini özetlemeye çalışacağım.
AKP 17 yıl önce "sıfır sorun, komşularımızla iyi ilişkiler, bölgesel ve küresel barışa katkı" başlıklarıyla yola çıkmışlardı.
Ama iktidarlarının daha ilk yılında, "Irak'a ilk bomba düşer düşmez 8 milyar dolar gelecek" açıklaması, ardından "biz, BOP eş başkanlarından biriyiz" itirafı ile iktidarın asıl hedefi ortaya çıkmıştı.
Acı bir gerçektir ki Türkiye, Ortadoğu'da ABD'nin karakolu olmuştu. ABD, BOP planlarını AKP eliyle tek tek fiiliyata geçiriyordu.
Adı ne olursa olsun gerçek şu ki, AKP'nin üstlendiği vizyon neticesinde Afganistan, Irak, Libya, Mısır, Lübnan, Tunus ya işgal edildi, ya darbelerle ABD ayarı verildi. Müslümanların acılarını, gözyaşlarını zaten izliyorsunuz…
Artık AKP hükümetleri bu gerçekleri nasıl analiz ettiyse bir de Suriye cephesi açtı. Suriye 7 yıldır yanıyor ve artık ateşi Türkiye'yi de iyice ısıtmaya başladı.
AKP iktidarlarının dilden düşürmediği Filistin ve Gazze'deki vahşet artık ilhaka dönüşmek üzere.
Özetle ABD'nin, Ortadoğu planları çerçevesinde izlenen dış politika anlayışıyla doğu ve güneydoğu komşularımızdan dostumuz kalmadığı gibi adeta kendi elimizle sınırlarımızı ateş topu, terörist yuvası haline getirdik.
Batı ve kuzey komşularımızla ilişkilerimizi ise AB-NATO stratejisi üzerine kurdular. Hedef AB'ye tam üyelikti.
İşte bu üyelik için Kıbrıs'ta çözüm adı altında toprak vermeyi bile kabul ettiler. İtiraz edenleri, 'besleme' olarak damgaladılar.
Yunanistan, onlarca adamıza bayrak çekti. Ses yok. Bulgaristan her fırsatta diş gösteriyor. Ses yok. Ermenistan'ı havlatıyorlar. Ses yok.
AB parlamentosu ve birçok AB üyesi ülkeler, ülkemize yönelik kınayıcı, küçümseyici vs. açıklamalar yapıyor. Laf dışında bir duruşumuz olmuyor.
Tabi son bir kaç yıldır hükümetin dâhil olduğu Astana süreci, Türkiye-Rusya yakınlaşması, Venezuela duruşu, S-400 anlaşması ve yeni anlaşmalar yapabiliriz, açıklamaları, 'Türkiye dış politikada makas mı değiştiriyor?' sorusunu sorduruyor.
Evet, ABD Türkiye'yi alenen tehdit ediyor. Türkiye de anında cevap veriyor.
Görüntüye göre Türkiye yeni bir stratejik ortak arayışında ve o ortak itiraf edilmese de Rusya gibi gözüküyor.
Ama bu tablo bana bir kurgu gibi geliyor.
ABD'ye, "haddini bil" diyoruz ama ABD firmaları bu ülkede hâlâ harıl harıl maden çıkarıyor. Gıda, tekstil, sanayi gibi birçok sahada emperyalist şirketler piyasayı ele geçirmiş vaziyette, ülkemizdeki ABD ve NATO varlığı hiç gündeme bile gelmiyor.
Haliyle, ABD hangi haddi bilecek, diye soruyoruz.
"S-400 anlaşmasını yaptık, teslimat yapılacak, o iş bitti" diyor Sayın Erdoğan.
Bu noktadan sonra S-400'leri geri çevrilmez. Milyarlarca doları verir, alır ve görsel olarak iç siyasette kullanırlar.
Ama yine ABD'nin çizgisinden vazgeçemezler. Çünkü minnet altındalar. Bu minnetin bedeli çok büyüktür. Ödemeyi göze alamazlar.
Yani ABD'ye mahkûm muyuz? Bu ekonomi ve siyaset anlayışıyla mahkûmuz. Amma! Kurtuluş kapısı her zaman açıktır. Nasıl mı?
ABD'ye haddini bildirmek için Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli devreye konularak acilen milli para piyasaya sürülüp, doların bayrağının indirilmesi şarttır.
Milli birlik kapsamında bir millet, tek yürek olup bu ülkedeki siyasi, sosyal, kültürel ve tabii ki de askeri olarak ABD'nin tüm izleri silinmelidir.
Bu topraklar üzerinde hedefi olmayan devletlerle acilen ekonomik, siyasi ve askeri iş birliği anlaşmaları yapılmalıdır.
Minnet altında olanlar bunu yapabilir mi? Asla.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024