AİHM'in Öcalan'ın adil yargılanmadığı yönündeki kararına yönelik tepki ve tavırlar kimlerin nerede durduğunu net olarak gösterdi.
Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, "Biz tarafız. Karar tamamen siyasi bir karardır. Hukuki bir soruna siyasi bir karar verdiğinizde zaten bir çarpıklık vardır" şeklinde tepki göstererek siyasi amaçlı bir karar olduğunun altını çiziyor.
Genel Kurmay ikinci Başkanı Başbuğ da "Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce şehit verdi. Binlerce şehit veren kurumun tabiî ki tarafsız olmasını bekleyemezsiniz" sözleri ile net tepki veriyor. Ege Ordu Komutanı Hurşit Tolon Paşa da benzer sözlerle tavır koyuyor. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü sarsacak konuda Genel Kurmay Başkanı'ndan henüz tepki gelmemiş de olsa komutanların bu ifadeleri ortak asker duruşunu yansıtıyor olmalı. Cumhurbaşkanı Sezer'den bu siyasi karara karşı siyasi bir tavırdan ziyade yeniden yargılanmasının önündeki yasal engellere dikkat çeken renksiz bir tavır geldi. Hükümet Meclis eliyle bu değişiklikleri yaparsa o zaman yeniden yargılanabilir diyerek yol gösteriyor da denebilir.
Hükümetin tavrı ise beklendiği gibi AB'den gelen her talebe olduğu gibi bu hukuk dışı talebe de şimdiden boyun bükmek.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan ilk açıklama "baş üstüne AB'im" cinsinden.
Hep birlikte bir kez daha okuyalım isterseniz: Anayasa, taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler, yürürlükteki yasalar çerçevesinde gereği taktir edilecektir. Bu açıklama Öcalan'ın yeniden yargılanacağının hükümetçe verilen sinyali olarak değerlendirildi. Adalet Bakanı Çiçek'in karar tamamen usule ilişkin yollu açıklamaları da iktidarın durumdan hemen vazife çıkardığının işareti.
Başbakan'ın yazılı metinden okuduğu tepkisi de çok açık: ' Bu dosya hukuken açılsa da halkın vicdanında kapanmıştır.' Başbakana sormak gerekir: Karar esasa ilişkin olmadığına, nihai kararı bir yıl sonra AB bakanlar komitesi vereceğine ve millet vicdanında kapandığına göre hukuken açmak da neyin nesi oluyor? Daha şimdiden niye paçaları sıvıyorsunuz?
Kaldı ki AİHM Türk Yargıcı Rıza Türmen, kararın Öcalan'ın ille de yeniden yargılanmasını istemediğini, topu siyasi karar mercii olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine attığını, kararı Türkiye'nin de üyesi olduğu 46 konsey üyesi ülkenin bir yıl içinde vereceğini ifade ediyor. O ülkelerin de davanın özel koşullarını dikkate alacağını dolayısı ile Türkiye'nin bu siyasi karar sürecini lehine çevirme imkanı olduğunu kopya veriyor. Türmen bu süreçte Türkiye'nin şu gerekçeleri yüksek sesle ifade edebileceğini söylüyor: ' AİHM'in bu kararında yeniden yargılama talebi yok. Mahkeme genel tümü ifade etmiş, üstelik özel durumdan da bahsetmiştir. Öcalan'ın durumundan daha özel ne olabilir ki?'
AİHM Yargıcı Türmen bu imkanlardan bahsetmesine rağmen hükümetin dik durması yerine eğilip bükülmesine ne demeli? Hani Başbakan zaman zaman biz diklenmiyoruz ama dik duruyoruz diye atıp tutuyordu. Ne hikmetse zina olayından bu yana Başbakan'ın dik durduğu anı hiç görmedik. Birileri hala Başbakan bir gün masaya vuracak diye bekliyor. Doğru bir gün masaya yumruğunu vuracak ama 'ben ne yaptım. Niçin milletimi aldattım da AB'ne yandım diye dövünmek için.
Erdoğan şimdi kendisine suç ortağı arıyor. ' Apo meselesi devlet meselesidir. Kimse bu konuyu istismar etmesin. Bu konuda herkes aynı yöne baksın.'
Herkesi bilmem ama AKP de Apo da aynı yöne bakıyor: AB
AKP Apo'nun bel bağladığı AB'yi kıble edindikçe millet vicdanında Apo gibi mahkum olacaktır.
Apo ve yandaşları AB ülkelerinden aldığı silahlarla milletimizi vururken, AKP AB başkentlerinden aldığı buyruklarla bölücüleri şımartıyor, her geçen gün siyasi zemine kaymalarına imkan tanıyor.
Onun için ortak kaderleri AB olmanın ötesinde millet vicdanının ortak mahkumları.
Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, "Biz tarafız. Karar tamamen siyasi bir karardır. Hukuki bir soruna siyasi bir karar verdiğinizde zaten bir çarpıklık vardır" şeklinde tepki göstererek siyasi amaçlı bir karar olduğunun altını çiziyor.
Genel Kurmay ikinci Başkanı Başbuğ da "Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce şehit verdi. Binlerce şehit veren kurumun tabiî ki tarafsız olmasını bekleyemezsiniz" sözleri ile net tepki veriyor. Ege Ordu Komutanı Hurşit Tolon Paşa da benzer sözlerle tavır koyuyor. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü sarsacak konuda Genel Kurmay Başkanı'ndan henüz tepki gelmemiş de olsa komutanların bu ifadeleri ortak asker duruşunu yansıtıyor olmalı. Cumhurbaşkanı Sezer'den bu siyasi karara karşı siyasi bir tavırdan ziyade yeniden yargılanmasının önündeki yasal engellere dikkat çeken renksiz bir tavır geldi. Hükümet Meclis eliyle bu değişiklikleri yaparsa o zaman yeniden yargılanabilir diyerek yol gösteriyor da denebilir.
Hükümetin tavrı ise beklendiği gibi AB'den gelen her talebe olduğu gibi bu hukuk dışı talebe de şimdiden boyun bükmek.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan ilk açıklama "baş üstüne AB'im" cinsinden.
Hep birlikte bir kez daha okuyalım isterseniz: Anayasa, taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler, yürürlükteki yasalar çerçevesinde gereği taktir edilecektir. Bu açıklama Öcalan'ın yeniden yargılanacağının hükümetçe verilen sinyali olarak değerlendirildi. Adalet Bakanı Çiçek'in karar tamamen usule ilişkin yollu açıklamaları da iktidarın durumdan hemen vazife çıkardığının işareti.
Başbakan'ın yazılı metinden okuduğu tepkisi de çok açık: ' Bu dosya hukuken açılsa da halkın vicdanında kapanmıştır.' Başbakana sormak gerekir: Karar esasa ilişkin olmadığına, nihai kararı bir yıl sonra AB bakanlar komitesi vereceğine ve millet vicdanında kapandığına göre hukuken açmak da neyin nesi oluyor? Daha şimdiden niye paçaları sıvıyorsunuz?
Kaldı ki AİHM Türk Yargıcı Rıza Türmen, kararın Öcalan'ın ille de yeniden yargılanmasını istemediğini, topu siyasi karar mercii olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine attığını, kararı Türkiye'nin de üyesi olduğu 46 konsey üyesi ülkenin bir yıl içinde vereceğini ifade ediyor. O ülkelerin de davanın özel koşullarını dikkate alacağını dolayısı ile Türkiye'nin bu siyasi karar sürecini lehine çevirme imkanı olduğunu kopya veriyor. Türmen bu süreçte Türkiye'nin şu gerekçeleri yüksek sesle ifade edebileceğini söylüyor: ' AİHM'in bu kararında yeniden yargılama talebi yok. Mahkeme genel tümü ifade etmiş, üstelik özel durumdan da bahsetmiştir. Öcalan'ın durumundan daha özel ne olabilir ki?'
AİHM Yargıcı Türmen bu imkanlardan bahsetmesine rağmen hükümetin dik durması yerine eğilip bükülmesine ne demeli? Hani Başbakan zaman zaman biz diklenmiyoruz ama dik duruyoruz diye atıp tutuyordu. Ne hikmetse zina olayından bu yana Başbakan'ın dik durduğu anı hiç görmedik. Birileri hala Başbakan bir gün masaya vuracak diye bekliyor. Doğru bir gün masaya yumruğunu vuracak ama 'ben ne yaptım. Niçin milletimi aldattım da AB'ne yandım diye dövünmek için.
Erdoğan şimdi kendisine suç ortağı arıyor. ' Apo meselesi devlet meselesidir. Kimse bu konuyu istismar etmesin. Bu konuda herkes aynı yöne baksın.'
Herkesi bilmem ama AKP de Apo da aynı yöne bakıyor: AB
AKP Apo'nun bel bağladığı AB'yi kıble edindikçe millet vicdanında Apo gibi mahkum olacaktır.
Apo ve yandaşları AB ülkelerinden aldığı silahlarla milletimizi vururken, AKP AB başkentlerinden aldığı buyruklarla bölücüleri şımartıyor, her geçen gün siyasi zemine kaymalarına imkan tanıyor.
Onun için ortak kaderleri AB olmanın ötesinde millet vicdanının ortak mahkumları.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014