Başta Türk Telekom olmak üzere PETKİM, TÜPRAŞ, SEKA... Yok pahasına nelerin satıldığını çok iyi biliyorsunuz.
Neleri sattınız sorusu, CİMER'e sorulmuş, cevap özetle şöyle;
"2002-2019 döneminde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında, 11 liman, 98 elektrik santrali, 50 tesis ve işletme, 11 otel, 3 bin 917 taşınmaz ve araç muayene hizmetleri ile maden ruhsatları, makine-teçhizat, demirbaşlar, isim hakları, hizmet araçları ve markalar, varlık satışı, işletme ya da imtiyaz hakkı devri yoluyla özelleştirilmiştir."
AKP iktidarları bu satışları nasıl izah ediyor ya da nasıl aklamaya çalışıyordu?
"Zarar ediyorlardı" "Devlet fabrika işletmez" "Devleti şirket gibi yöneteceğiz" mantık bu idi. Uygulamada ise "yeter ki müşteri gelsin, pijamalarımla kalkar satarım, paranın dini-imanı olmaz" dediler, ne var ne yok sattılar. Sattıklarının üzerine de "babalar gibi sattık" sloganını yapıştırdılar.
İşin ekonomik, siyasal ve sosyal yönleri bir tarafa sadece kar başlığı üzerinden bir sorgulama yapalım.
Malumunuz her mikrofon karşısında, 'ülkenin dört bir yanına hizmetlerimizle mührümüzü vuruyoruz, çağ açıp, çağ kapatan projelere imzalar atıyoruz, zafer anıtlarımızı bir bir dikiyoruz' gibi cümleleri dile getiriyorlar.
Hatta kıyaslamalar bile yaparak, 'eskiden milletimizin batıdaki yollara, köprülere hayranlıkla baktığını şimdi ise batılılar Türkiye'ye geldiklerinde bizim yollarımıza, köprülerimize, tünellerimize, havalimanlarımıza gıptayla baktıklarını' ifade ediyorlar.
'Yurdumuzu donattık' dedikleri projelerden zarar etmeyen bir tanesinin ismini verebilir misiniz?
Yok, öyle bir proje. Peki, cumhuriyetin kazanımlarını, 'zarar ediyor' diyerek satanlar bu kara deliğe dönüşen projeleri, işletmeleri vs. satabilirler mi?
Hayır. Neden? Çünkü sahibi devlet değil. Ama biz yaptık, diyorlar. Lafa değil icraata bak! Devletin malı üzerine birilerine kar garantili işletmeler yaptırdılar. Kar hedefi tutmazsa vatandaştan tahsil ettiler, ediyorlar. Yani ortada hizmet değil pazarlamacılık var.
İşte gerçekler!
Bakın! Tam kapanma denilen süreçte bütün işletmeler kapandı. Ama yap-işlet-kar et-bir ara da devret modeliyle yapılan işletmelerin hiç birisi kapanmadı. Taahhüt edilen rakamları çatır çatır aldılar.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü için günlük 135 bin araç geçişi garanti edilmiş. Bu rakama hiç ulaşılamadı.
Yavuz Selim'e bugüne kadar vatandaşın cebinden ödenen para 7 milyar 230 milyon lirayı geçmiş vaziyette.
Osmangazi Köprüsü'nün yıllık araç garantisi ise 14 milyon 600 bin. Bu rakam da hayal imiş. Dört yılda vatandaşın, Osman Gazi'ye ödediği para en az 6 milyar 120 milyon lira.
2016 yılında açılan Avrasya Tüneli için yılda 25 milyon 125 bin araç garantisi verildi. Hem de 20 yıllığına. Şu ana kadar bu sayıya ulaşılamadı. Yapan firmaya her yıl ortalama 400 milyon TL civarı para ödeniyor.
Resmi kaynaklardan 2020 yılında şehir hastaneleri kira ve hizmet bedeli için 8,7 milyar TL ödenirken, 2021 yılı bütçesinde şehir hastaneleri için 16 milyar 392 milyon TL ödenek ayrıldığını öğrenirken uzmanlardan da 30 şehir hastanesinin toplam hizmet ve kira bedeliyle 25 yılda kamuya getireceği yükün 142.4 milyar dolar olduğu iddiasını duyuyoruz. Umarın doğru değildir.
Şu komediye bakar mısınız?
Kütahya Zafer Havalimanı için 2021'de garanti edilen yolcu sayısı: 1 milyon 317 bin 733. Yılın ilk dört ayında gelen yolcu sayısı 61. Kalan 1 milyon 317 bin 672 yolcunun parasını kim ödedi? Sen, ben.
Dolar darbesi
Yap işlet-kar et-kar edemezsen ben karar geçiririm ihaleleri dolar üzerinden yapılıyordu. Milletimiz bir darbe de dolardan yedi. Hem de ne darbe! Uzmanların açıklamalarına göre son beş yılda Hazine'nin malum şirketlere ödediği kur farkı toplamı 61 milyar 719 milyon TL.
Pandemide vatandaşa verilen paradan çok çok daha fazla para bu batık projelere gitmiş.
CHP'li Ahmet Akın 2021 yılında yalnızca otoyollar ve köprüler için ayrılan gelir garanti ödemesi tutarının 14 milyar 589 milyon TL olarak hesaplandığını, ifade ediyor.
Diğer taraftan Demirel'in yaptırdığı Boğaziçi Köprüsünün bedeli 21.7 milyon dolar.
Özal'ın yaptırdığı Fatih Köprüsünün ihale bedeli 125 milyon dolar.
Erdoğan'ın yaptırdığı Yavuz Sultan Selim köprüsünün maliyeti 3 milyar dolar.
70'leri, 80'lerin imkânlarıyla bugünün imkânlarını karşılaştırın ve bu maliyete akılcı bir açıklama yapın. Akıl çaresiz kaldı değil mi?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024