AKP hükümetinin, Türkiye'yi dış politikada nereye götüreceğini anlamamız açısından Suriye örneği çok önemlidir. Türkiye ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Suriye ile düzgün giden ilişkilerini bir anda bozdu. ABD'nin talepleri doğrultusunda, Esad'ı devirmek için kurulan Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) her türlü silah ve mühimmat desteği sağladı.Yine ABD'nin talimatlarıyla, ÖSO'ya destek için, birçok ülkede ABD'nin tetikçiliğini yapmış olan seyyar terör örgütlerinin militanlarına sınırlarını açtı, onlara silah desteği sağladı.ABD'nin Esad'ı zalim gösterme tezgahının bir parçası olan Suriye halkının Suriye'yi terk etmesi projesinde Türkiye baş rolü oynadı, milyona yakın mülteciyi topraklarına aldı.AKP'li siyasiler bu ve benzeri adımların hiç birisini Türkiye'nin âli menfaatleri için atmadı, hepsi ABD'nin talimatıydı, ABD'nin dedikleri harfiyen yerine getirildi, AKP'li yetkililer bu adımları deliğe süpürülmemek için attı. Dikkat ederseniz, Suriye örneğinde bariz bir şekilde görüldüğü gibi, AKP'li Türkiye'nin milli bir dış politikası yok, her şey, perde önünde ABD'nin, perde arkasında ise İsrail'in talimatlarıyla şekilleniyor.Peki, sonuç ne oldu? ABD'nin bir dediğini iki etmeme bize kazandırdı mı yoksa kaybettirdi mi?Kimyasal saldırı konusunda Türkiye, daha hiçbir bilimsel netice ortaya çıkmamasına rağmen, "Bunu Esad kullandı" suçlaması yapmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) önceki gün yayınladığı raporunda Suriye'de 4 kez kimyasal saldırı yapıldığını ve bunların sivilleri ve askerleri hedef aldığını belirtti. Askerlerin hedef alınması bunları Esad'ın yapmadığını isyancı teröristlerin yaptığını ispatlıyor. Türkiye'nin iddiası fos çıktı.Esad yönetimi, BM'nin Suriye'nin kuzeyine yardım koridoru oluşturmasına izin verdi ama Türkiye üzerinden olmamak kaydı şartıyla? BM de kabul etti. Böylece Türkiye BM tarafından da dışlanmış oldu.AKP hükümeti Suriye olaylarının başlamasından bu yana Özgür Suriye Ordusu'nu sürekli destekledi. Hatta Başbakan Erdoğan da yaptığı açıklamalarda ÖSO'yu desteklediklerini bizzat kendisi söyledi.Başta da belirttiğimiz gibi, Suriye'de silahlı eylemler ÖSO ile başladı, ardından Afganistan'da, Çeçenistan'da, Libya'da, Irak'ta ve daha birçok İslam ülkesinde ABD menfaatleri için özel yetiştirilmiş El kaide militanları ÖSO'ya dahil oldular. Bunlar sivilleri, askerleri katlettiler, köyleri, şehirleri, türbeleri, camileri yaktılar, yıktılar, kendilerince kılıfına uydurarak Suriyelilerin evlerine barklarına hatta kadınlarına el koydular, kafa kol kestiler ABD'nin Irak'ta yaptığı vahşetleri aratmayacak her şeyi yaptılar. Bütün bu karanlık gelişmelere rağmen, Türkiye'den silah ve militan akışı kesilmedi, sınırlarımız yolgeçen hanı oldu.AKP'li Türkiye'nin terör gruplarına verdiği destek defalarca batı basınının gündemine taşındı. Hatta görüntülerle, belgesellerle bir ispatlama gayretine bile girdiler. Türkiye'yi suçüstü yakalatmak için özellikle gayret ettiler. Defalarca uyarmamıza rağmen, bizimkiler ABD sevdasıyla o kadar gözleri kör olmuştu ki, bu gelişmeleri duymadılar, görmediler.Rusya'nın ağırlığını koymasıyla Esad gücünü yeniden toparladı ve batılı ülkeleri Cenevre'de barış süreci konusunda ikna ettiler.Dün savaş naraları atan ABD, Fransa, İngiltere bir anda çark ettiler ve Esad'lı çözüme razı oldular, bükemedikleri eli sıkmanın telaşına düştüler. Bizimkiler yine uyanmadı.Terör eylemlerinin faili ÖSO bile diplomasi ve siyasi çözümden bahsetmeye, Cenevre için hazırlıklar yapmaya başladı. Yaptıkları bütün terör eylemlerinin sorumluluğunu El Kaide'ye ve de Türkiye'ye attılar. Hatta Sayın Erdoğan için uluslar arası mahkemelerde dava bile açtılar.Suriye politikasında ABD aklıyla hareket eden Türkiye'nin kayıplarını özetleyelim:Suriye'nin dostluğunu kaybetti; Suriye politikasından dolayı tüm İslam dünyasının güvenini kaybetti, yalnızlaştı; teröristlere destek veren bir ülke haline geldi; Türkiye'nin uluslar arası arenada da tüm imajı sıfırlandı; yüz binlerce Suriyelinin yükünü sırtına aldı; bu kontrolsüz Suriyeliler sebebiyle Türkiye'nin tamamı istikrarsızlaştı; milyarlarca dolarlık dış ticaretini kaybetti; teröristleri barındıran ülke suçlamaları bahanesiyle askeri müdahalenin hedefine oturdu; güney sınırlarının kontrolünü kaybetti, Suriye'nin kuzeyinde ülkemizi bölme hedefinde olanlara bir zemin oluşturdu?Daha birçok kayıp sayabilirim, peki siz, bütün bu basiretsiz politikalara rağmen hala AKP'nin peşinde koşanlar, AKP'nin Suriye politikasından elde ettiğimiz bir fayda sayabilir misiniz?
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024