Hüseyin Baş Bey'in Genel Başkanlığının ne kadar da isabetli olduğunu dostların sevincinden düşmanların/münafıkların ağlamasından anlıyoruz.
O güruh istiyorlardı ki, Haydar Hoca'nın büyük mirası sahipsiz kalsın!
O güruh istiyorlardı ki, o kutlu mirası taşıyacak "en ehil adres" genel başkan seçilmesin!
O güruh istiyorlardı ki, o büyük adamın büyük kadrosu gaz nispetindeki fitnelerine teslim olsun, ikiye bölünsün, parçalansın!
Onlar ne Haydar Hoca'yı, ne bu kadroyu, ne de Hüseyin Baş'ı tanıyorlar! Bu yolun yolcuları Genel Başkanımız Hüseyin Baş'tan başlayarak son ferdine kadar hayatlarını dünya için değil, âhiretleri için yaşarlar! Dolayısı ile onların yaptığı her fiil âhiretlerine hizmet ettiği gibi dünyalarına da hizmet eder!
Bu ölçü bu kadronun istikamet bulmasının en büyük kılavuzudur.
Dahası biz bunu Haydar Baş Hocamıza atılan iftiralardan/kurulan tuzaklardan/aslana kedi muamelesi yapılmasına rağmen hukuk içinde kalan tavırlardan gayet iyi biliyoruz. Bu kadro/fikir nelerle imtihan edildi, neler yaşadı, neler gördü? Fitneci güruhun ahlakı olsa bin kere yıkılması gereken kale, her pisliği gübre yaptı ve daha da büyüdü! Kısaca anlayana diyoruz ki beyler şerbetliyiz!
Prof. Dr. Kumru Mammedaliyeva'nın Hocamın taziye mesajında söylediği şu muhteşem sözleri sizlere hatırlatıyorum:
"Hocamız basiret sahibi idi. Esen rüzgârların nereden estiğini, ne zaman esmeye başladığını, tufanlara mı döneceğini, sonucunun ne olacağını insanlığa, vatana, millete, imana, dine ne cihetler getireceğini görürdü, önceden görürdü. Ve o güzel, ölmez eserleri ile tavır ve hamleleri ile bu hain tufanlara karşı gelirdi."
Bizi de naçizane işte bu insan yetiştirdi!
Dün akşam sohbetinde bir kez daha izledim. Baldan tatlı Haydar Hocam, "Mü'minin iki gözü vardır, biri kafa diğeri gönül gözü" diyor. Tek gözle bakanlar, gönül gözü ile de bakanların var olduğunu unutmasın!
Eskinin çok ünlü, şimdilerde kullanma süresi dolduğu için çöpe atılan gazetecisi şöyle demişti bir sohbetimizde:
"Partisi yüzde 1-2 aldığı halde Haydar Baş Bey partisini niye kapatmıyor. Sizin arkanızda kim var?"
Allah var demiştim, sadece Allah!
Onlara göre siyaset çıkar için yapılır. Çıkar yoksa kepengi indirirsin ya da bir yerlere tünersin olur biter!
Oysa Haydar Hoca'nın gemisi Nuh'un gemisidir. Öyle ya da böyle, azla ya da çokla limanına varacaktır. Bunu anlamıyorlar/anlayamıyorlar! Anlayışla karşılamalıyız. Çünkü bindikleri gemi taka olanlar bu yüce duygulardan anlamazlar!
Hüseyin Baş, onların sevincini kursağında bırakmıştır, onları ağlatmıştır. Çünkü kaptan köşkümüz emin eller tarafından teslim alınmıştır. Hüseyin Baş isminin "geminin sağlam bir şekilde yürüyeceği" anlamına geldiğini gayet iyi biliyorlar.
Hüseyin Baş'ı tanıyacaklar. Analar neler doğuruyormuş görecekler!
Hüseyin Baş ismi çünkü, Haydar Baş gemisinin karakter zırhına bürünmüş halidir. Bu geminin yoluna salimen devam edeceğinin, limana mutlaka vasıl olacağının, O'nun yolundan asla vazgeçilmeyeceğinin teminatıdır!
O güruh, menfaat dışında bir şeyi idrak edemezler ama tarihe not düşmek sadedinde biz yine de söyleyelim. Hüseyin Baş bu elbiseyi giymeye talip olmadı. Kadronun yüzde 100'ü ile O'nu ikna ettik ve O da sorumluktan kaçmadı ve bu ateşten gömleği giymeyi kabul etti!
Siz neredesiniz?
Biz neredeyiz?
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021























































































