(Ananı da al) Ülkene git Denktaş!!!

Başbakan'ın Kıbrıs'ı Dava haline getiren Rauf Denktaş için dediklerini duydunuz. Ne diyor Başbakan:"Sen kendi ülkene git de orada muhalefet yap!"Erdoğan'a Denktaş'ın verdiği cevap bu yazının konusu değil. Eğer öyle olsa idi iki isim arasındaki kırat ve ayar farkını anlardınız. Ama dediğim gibi amacınız bu değil.Sorumuz şu: Başbakan'ın yukarıdaki sözlerini acaba nasıl anlamalıyız? Gelin bu işe biraz kafa yoralım:1- Yukarıdaki sözlerden çıkan en önemli sonuç şu: Demek ki Başbakan'ın zihninde KKTC bir yabancı ülke! Anavatan - yavruvatan diye bir anlayış yok. Kendileri Kıbrıs'ı vatan olarak algılamıyor. O nedenle de Denktaş'a kendi ülkene git diyor.Tabii unuttuğu çok önemli bir şey var Başbakan'ın! Denktaş'a bu tavizkar tavırla ülke filan kalmıyor. Dahası eğer Kıbrıs Denktaş'ın ülkesi ve bizim ilgimizin olmadığı topraklar ise niye onlar adına bir dava Rum'a peşkeş çekiliyor? Kıbrıs'ın bizimle ilgisi yok der, oturursun köşene. Kıbrıs'ı da kendi liderleri savunur!2- Başbakan Kıbrıs'ı yabancı bir ülke olarak algıladığına göre oradaki Türkiye'ye ait her şeyi de geri çekmeye karar vermiş demektir. Öyle ya Denktaş'ın Kıbrıs'ta muhalefet etmesi gerekiyor ise Türk askerinin adada işi ne?Belli ki o nedenle Kıbrıs'la ilgili konuyu Bush ile Karamanlis ile görüşüyor ama Genelkurmay ile görüşmüyor.Sonuç ve eyvah: Erdoğan adadaki Türk askerini kafasından silmiş atmış durumda! 3-Bu sözler Başbakan'ın milli konulara ne kadar yabancılaştığının da ispatı. Belliki Erdoğan Brüksel ile düşe kalka Brüksel gibi düşünmeye başlamış! Bunun ne kadar tehlikeli bir psikoloji olduğunu bilmiyorum söylemeye gerek var mı? Düşününüz ki, Kıbrıs'ı yabancı bir ülke olarak gören Başbakan Kıbrıs'ı savunacak!Bunun adı ülkeye yabancılaşmadır ve bu halet-i ruhiye ile bir dava müdafaa edilmez. Bu ruh hali ile ancak bir Dava teslim edilir.Olan biten de zaten bunun ispatı!4- Başbakan dikensiz gül bahçesi istiyor. Tarihin hiçbir döneminde bir iktidar bu kadar destek görmedi. Medya - Basın adeta bunların üzerine titriyor. CHP-DYP-MHP anlamlı bir muhalefet yapmıyor. Saadet gizli destek içinde. Yabancılar yasaklı Erdoğan için seçim iptal ettirip Başbakanlık koltuğuna oturtuyor.Acaba niçin sorusu anlamlı değil. Ama belliki bu durum Başbakan'ımızda bir alışkanlığa dönüşmüş durumda. Kendileri sahici muhalefete tahammül edemiyorlar. İktidarların hangi dönemlerinde muhalefete bu kadar tahammülsüz hale geldiklerini ise yazmıyorum.5- Başbakan'ın Denktaş'a yönelik sözleri Denktaş'dan ne kadar çekindiğini de ortaya koyuyor. Kıbrıs'ın dününü ve bugün getirildiği noktayı avucunun içi gibi bilen ve medya vızvızlarına aldırmadan gerçekleri ortaya koyan Denktaş isminden Erdoğan korkuyor. Yani Başbakan  "Sade vatandaşı aldatabilirsiniz ama Denktaş'a formül yok" durumu ile karşı karşıyadır.6- Erdoğan suçüstü yakalanma psikolojisi ile bir korku içindedir. Çünkü yaptıklarının ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedir. Ve bu yanlışlar nedeni ile de taktik hatalar yapmaktadır. Denktaş'a yaptığı yanlış ile Genelkurmay ve Cumhurbaşkanı'na yaptığı yanlış aynı ayardadır ve bu sağlıksız psikolojiden desteklenmektedir.7- Başbakan'ın Denktaş'a söylenen sözler ile bir çiftçiye sarfettiği "ananı da al git" lafı arasında bir fark yoktur. Başbakan demek ki epey zamandır bu bozuk ruh halini devam ettirmektedir. Sakın Cumhurbaşkanı içinde, Genelkurmay Başkanı içinde aynı içtenliğe! sahip olmasın! 8- Başbakan'ın milletin dava bellediği konulara olan nefretinin sebebi, üzerinde durulmaya değer anlamlı bir konudur. Ama bu yazının amacına girmemektedir.